GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle ilgili şahsım adına söz aldım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ hükûmetlerinin kanun yapma tekniği ve komisyonlarda görüşülme tekniğini eleştirmek istiyorum öncelikle çünkü bu kanun teklifi ya da bu görüşülecek önerge geldiğinde bize iki gün önce haber verildi yani hiçbir sivil toplum kuruluşuyla, hiç kimseyle görüşmeden kendi görüşlerimizle, sadece kaba görüşler alınarak komisyona girmek zorunda kaldık. Komisyona girdikten sonra tabii ki komisyona girmek isteyen sivil toplum kuruluşları oldu, olmak istedi ancak bunlara da belli bir sınırlama getirildi.

Üçüncü sorun ise görüşmeler sırasında kanunun taraflarca yeterince müzakere edilmediğini gördük. Oraya çağırılan 2 dernek başkanı bile bir kanunla ilgili, bir görüşle ilgili kendi önerilerini bildirirken birbiriyle paradoks duruma geldi. AK PARTİ'nin biliyorsunuz ki 2003 yılında "Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta reform" diyerek getirdiği bu sağlık önergeleri revizyona ihtiyaç duyduğu için, evet, bu artık sağlıkta iflasın geldiğini gösteren bir bulgudur.

Bazı konulardan bahsedeceğim. Bunlardan biri, ilaç politikaları. Uygulanan kur politikası nedeniyle geçtiğimiz dönemlerde ilaçların yüzde 25'ine yani aşağı yukarı... Yüzde 25 ilaç derken bunların içinde kanser ilaçları, ağrı kesiciler, antibiyotikler, ateş düşürücüler bile bulunamıyordu, dolayısıyla bunun mutlaka bütün tarafların görüşü alınarak yeni, sağlıklı bir para politikasının uygulanması gerekmektedir.

Diş hekimliğiyle ilgili bir teklif getirildi, biz burada, evet, diş hekimleri, tamam, bir muayenede istihdam edilebilirler ama bunlara mutlaka Türk Dişhekimleri Odalarının koyacağı bir taban fiyat koyalım yani yarın bir gün asgari ücretle çalışan diş hekimleri ortaya çıkmasın diye en azından, Türk Dişhekimleri Birliği bir ücret koysun ve bu ücretin üzerinde fiyatlandırma yapılsın dedik.

Üçüncü bir şey, kamuda diş hekimliğine ulaşmak çok zor. Biliyorsunuz ki Türkiye'de bir kişi aşağı yukarı yılda 10 defa doktora muayeneye gidebiliyor ama diş hekimine bu gidebilme oranı yüzde 0,62; onda 1'inden bile daha az, dolasıyla kamudaki diş hekimi istihdamını artırarak vatandaşın diş sağlığının korunması için kamunun ağırlığının artırılması gerekiyor.

Yoğun bakımla ilgili bir düzenleme geldi. Yoğun bakımla ilgili gelen düzenlemede bir branşa daha yoğun bakım sertifikası verilmesi kabul edildi fakat bizim burada düşüneceğimiz şey, evet, bu branşa yoğun bakım sertifikası verilebilir -burada da paradokslar var- ama burada esas politika, bize her gün iletilen, hepimize iletilen, yoğun bakım yatağının kullanımı. Biliyorsunuz ki Türkiye'de 40 bin tane yoğun bakım yatağı var. Bu yoğun bakım yataklarının yüzde 30'u palyatif bakım gerektiren hastalara ayrılmış durumda yani son evreye gelmiş bir tümör hastası veya çok yaşlı olmuş, evine gönderilemeyecek kadar yaşlı hastalar yoğun bakımlarda tutularak yoğun bakımın yüzde 30 oranındaki kısmını bu hastalar doldurmaktadır. Dolayısıyla, bu palyatif bakım merkezleri artırılarak bu sorunun da çözülmesi için en azından bir katkıda bulunulabilir.

Bunun dışında, aile hekimleriyle ilgili bir öneri geldi. Aile hekimlerinin ödenekleri var. Eğer bir soruşturma geçirirlerse aile hekimlerinin bu soruşturma neticesinde ödeneklerinin kesileceği söylendi. Bu, Anayasa'ya aykırı bir tekliftir.

Bunun dışında, atanmayı bekleyen kişiler var, bunları söyleyeyim. Yani ATT'ler, diyaliz teknisyenleri, radyoloji teknisyenleri, diş protez teknisyenleri; birçok grup yani yaklaşık 39 branşta 1 milyona yakın sağlıkçı atanmayı bekliyor. Sağlıkçılar dolayısıyla atanmanın peşindeler. Sağlık Bakanına buradan sesleniyorum: Sağlıkçılara kadro yükünü, kadroyu açın ki bunların psikolojisi düzelsin çünkü yıllarca okumuş insanlar maalesef atanamıyorlar.

Bunun dışında, her gittiğimiz yerde karşımıza çıkan bir problem var: Elektronik sigara. Biliyorsunuz, uluslararası tütün firmaları insanları sigaradan kurtarmak için elektronik sigaraya yönlendiriyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

MÜHİP KANKO (Devamla) - Maalesef, elektronik sigara kullanımı çok artmış durumda. Geçende bir tanıdığın dükkânına gittiğimde maalesef gelen 15-16 yaşındaki gençlerimizin aromatik sigara peşinde koştuklarını gördüm. Dolayısıyla aromatik sigara toplumda oldukça fazla kullanılıyor. Evet, 2003 yılında bir kısıtlama getirildi, kullanılmıyor, yasak ama internet üzerinden ve kanun dışı yollarla getirilen elektronik sigara kullanılıyor ve aromatik sigara kullanılıyor.

Bunun dışında, bu sigarayla ilgili uluslararası solunum dernekleri şöyle diyor: "Bu sigara eğer gelişmemiş, orta ve düşük gelir seviyeli ülkelere giderse felaketin başlangıcı olacaktır."

Bu nedenle, bu getirilen kanun hükmünde kararnameye ret oyu vereceğimi söylüyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)