GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:62
Tarih:20.02.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte olan kanun teklifinin ikinci bölümü üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum.

Tabii, bazı maddelerle ilgili şerhlerimizi konuşacağız ama ondan önce, ben doktorlarımızın önemli sorunlarına değinmek istiyorum.

Doktorlarımızdan bahsediyoruz, can güvenliğimizi emanet ettiğimiz doktorlarımızdan. Doktorlarımızın Türkiye'de maalesef önemli sorunları var; hasta yoğunluğundan kaynaklanan iş yoğunluğu gibi, maalesef şiddet olayları gibi ve tayin hakları başta olmak üzere özlük hakları gibi doktorlarımızın önemli sorunları var.

Hasta yoğunluğu, maalesef Türkiye'de bir türlü sağlıklı bir zemine oturtulamamış bir sorun. Türkiye kişi başına düşen hekim sayısı açısından, değerli milletvekilleri, OECD ülkeleri arasında maalesef son sırada bulunmakta; hekim az, hasta sayısı çok. Dolayısıyla ne oluyor? 1 hekimin 1 hastaya ayırdığı ortalama süre, çok kısıtlı bir süre oluyor. Hekimlerimizde aşırı iş yoğunluğu olduğu gibi, maalesef hastalarımız da mağdur olmakta. Burada sağlık hizmetinin kalitesi de düşmektedir, bu anlamda iyileştirmelere ihtiyaç vardır. Doktorlarımızla ilgili en önemli sorunlardan biri doktorlarımızın hastalara çok kısa bir sürede bakmak zorunda kalmaları ve hastalarla bundan kaynaklı yaşadığı sorunlardır, tartışmalardır.

Değerli milletvekilleri, doktorlarımızla ilgili şiddet konusu, maalesef, Türkiye'de bir türlü çözemediğimiz, makul bir zemine oturtamadığımız bir konu. Elbette ki bu sorunun çözümü toplumun bilinçlenmesi ve eğitilmesinden geçmektedir. Bunu yapacak olan da devletimizdir yani toplumumuzu bu anlamda bilinçlendirecek, eğitecek olan kurum elbette ki devletimizdir.

Şimdi, hatırlıyor musunuz, sosyal medyaya bir kadın görüntüsü, bir konuşması yansımıştı; ne demişti? "Biz artık doktorları dövebiliyoruz." demişti değerli milletvekilleri. Bunu niye söylüyorum? Eğer bu ülkede -açık söylüyorum- doktorlarımızın motivasyonundan bahsedeceksek o konuşma Türkiye'nin gündemine düştüğünde, bizim Sağlık Bakanımız doktoruna sahip çıkma adına Türkiye'yi ayağa kaldırmalıydı, Türkiye'de yer yerinden oynamalıydı ama yapıldı mı? Maalesef yapılmadı; bunu da özellikle üzülerek paylaşmak istiyorum. Yani bu bilinçlenme, eğitilme konusunun öncüsü devlet olması gerekirken bu anlamda da maalesef sınıfta kalınıyor değerli milletvekilleri. Doktorlarımıza yönelik şiddet olaylarındaki cezaların caydırıcılığı da tekrardan tartışılmak zorundadır. Bu cezalardan sonra infaz yasalarından yararlanmama konusunun da kesinlikle tartışılması gerekmektedir.

Yine, arkadaşlar, doktorlarımızın önemli sorunlarından biri, özlük haklarıyla ilgili mecburi hizmetten kaynaklanan eş durumu mazeret hakkından yararlanamama; bu önemli bir sorun, doktorlarımızın aile birliğini koruma adına çok önemli bir sorun. Ben isterdim ki bu yasa teklifinin içerisine -AK PARTİ içerisinde çok değerli doktor arkadaşlarımız var- doktorlarımızın dört gözle beklediği aile birliğini korumaya yönelik bir düzenleme olsun. Neyi kastediyorum arkadaşlar? Bazı mesleklerde 2'nci kere mecburi hizmet görevi çok ağır eleştirilere sebep oluyor arkadaşlar. Doktorluk mesleğinde 3 kereye varan mecburi hizmet görevleri oluyor; pratisyenlikten sonra yapıyorsunuz, uzmanlıktan sonra yapıyorsunuz, yan dal yaptıktan sonra bir daha yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu, kabul edilebilir bir çalışma alanı değildir.

Şimdi, doktorlarımız stratejik personel olarak ilan ediliyor. Stratejik personel oldukları için eşi özel sektörde çalışan doktorlarımız ve o stratejik personele göre daha alt seviyede olan, eşi kamu görevlisi olan doktorlarımız mazeret tayin hakkından yararlanamıyor. Sonra ne oluyor? Aile birlikleri bozuluyor. Bunu iliklerine kadar yaşamış birisi olarak konuşuyorum, eşinden ve çocuklarından sırf bu gerekçeyle, bu çarpık düzenlemeden dolayı iki yıl ayrı yaşamak zorunda kalan birisi olarak konuşuyorum, çocuklarından ayrı kalmanın travmasını yaşayan birisi olarak konuşuyorum. Değerli milletvekilleri, bu konu doktorlarımız lehine düzeltilmelidir, doktorlarımız lehine bu anlamda olumlu bir adım atılmalıdır, doktorlarımızın aile birliği sağlanmalıdır; bu konu da iktidar partisindeki arkadaşlarımızın üzerinde bir sorumluluktur.

Doktorlarımızın yurt dışına gitme meselesi önemli bir sorun. Bu, bir iklimdir, ben bu iklim konusuna bu kürsüden sürekli gönderme yapmaya çalışıyorum. Doktorlarımız neden yurt dışına gidiyorlar arkadaşlar? Bir kere Sayın Bakanın o şık olmayan hareketinden dolayı gitmiyorlar yani şu işaret vardı ya, bundan dolayı gidiyorlar; hayır, bundan dolayı gitmiyorlar. Arkadaşlar, doktorlarımız yurt dışına tamamen Türkiye'deki mevcut iklimden dolayı gidiyorlar. Hatırlarsanız, Sayın Cumhurbaşkanının gerçekten talihsiz bir konuşması olmuştu "Giderlerse gitsinler." demişti. Çok iyi biliyorum ki o söz yakinen tanıdığım birçok idealist arkadaşımızın gönlünde bir kırıklığa sebep olmuştu arkadaşlar. Evet, bu anlamda, doktorlarımıza şiddet ortamlarının olmadığı, özlük haklarının gerçek anlamda düzenlendiği ve hasta sayısı, hasta yoğunluğu anlamında da ideal bir sistemin kurulduğu, ideal bir sağlık düzeninin oturtulduğu bir iklim oluşturulabilirse ve bir şey olduğunda ülkenin Sağlık Bakanı, ülkenin Cumhurbaşkanı can güvenliğimizi emanet ettiğimiz doktorlarımıza gerçekten sahip çıkabilirlerse, kucaklayabilirlerse emin olun bu ülkeden kimse gitmek istemez. Biz her şeye rağmen, Sayın Cumhurbaşkanının bu talihsiz açıklamasına rağmen, bu konuda bir düzeltme gelmemesine rağmen bütün doktor arkadaşlarımıza buradan bir çağrı yapıyoruz: Hiçbir yere gitmeyeceksiniz, biz, sizlerle beraber -bu çağrıyı gençlerimize de sürekli yapıyoruz- bu ülkede yanlış olan ne varsa, bu ülkede kötü giden ne varsa düzelteceğiz diyorum değerli milletvekilleri.

Evet, birkaç maddeyle ilgili de sendikalardan, sivil toplum kuruluşlarından bize gelen öneriler var, maddelere itirazlar var. Arkadaşlar, 15'inci maddeyle ilgili, disiplin cezası verilmesi hâlinde ek ödemede kesinti yapılmasına ilişkin şöyle bir itiraz var, bunu özellikle paylaşmak istiyorum: İlgili kanun teklifinin yasalaşması durumunda disiplin cezalarında ek ödeme kesintisi yapılamayacağını öngören Anayasa Mahkemesinin ilgili kararı işlevsiz kalacak ve disiplin cezası alınması durumunda ek ödemede kesinti yapılmaya devam edilecek. Ya, Anayasa Mahkemesi bir karar veriyor, sonra tekrar arkadan dolanıyoruz, burada kanun düzenlemesi yapıyoruz arkadaşlar. İptal edilen hükümler kanun maddesine eklenmek istenmektedir. Ayrıca, ilgili düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte, aynı fiile ilişkin hem disiplin cezası verilecek olup hem de ek ödeme kesintisi yapılmasıyla birlikte disiplin cezası alan kişi aynı fiil sebebiyle âdeta 2 kere cezalandırılacaktır. Bu anlamda, bu maddeye bir itirazımız vardır.

Değerli milletvekilleri, yine, sözleşmeli personelde disiplin cezası ile sözleşmenin feshine ilişkin 24'üncü maddede disiplin cezalarının hüküm verildiği anda idare tarafından tek taraflı olarak uygulanabilir olması ve bu kararların uygulanması hâlinde sözleşmenin feshi sonucu doğurması sözleşmeli personel açısından telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.

Değerli milletvekilleri, yine, son olarak, hastane koordinasyon kurulu kurulmasına ilişkin 26'ncı maddede, hastane koordinasyon kurulunun kurulması ve disiplin cezası gerektiren hâlleri tespit etmesi, bildirmesi ve görevlendirilmesiyle kurulun bulunduğu kurumlarda görev yapan hekimler için âdeta bir disiplin amirliği kurulunun kurulduğu, hekimler üzerinde bir baskı aracı yaratılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu da hastane koordinasyon kuruluna yönelik itiraz değerli milletvekilleri.

Evet, bu itirazlarla birlikte, doktorlarımızın özlük haklarının tekrar iyileştirildiği, şiddet olaylarının son bulduğu, bu anlamda, toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi konusunda devletimizin öncü rol oynadığı, doktorlarımızın aile birliklerinin bozulmadığı, doktorlarımızın daha sağlıklı ortamlarda çalıştığı bir sağlık sistemi temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.