| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 15.02.2024 |
DENİZ DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Yıl 1965, yer Zonguldak, maden işçileri direnişte, kendilerinin olanı yani haklarını istiyorlar. Çıkan çatışmada maden işçileri Satılmış Tepe ve Mehmet Çavdar hayatını kaybediyor. Türkiye'yi sarsan bu direnişin ardında Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca "Zonguldak Ağıdı"nı kaleme alıyor: "Bir kömür, bir uzak, bir kara, bir derin/Ellerin, yer altında yitmiş kocaman ellerin/Yıllarca çalışırsın gündeliğin on lira."
Yıl 1992, yer yine Zonguldak Kozlu'daki taş kömürü maden ocağında meydana gelen zincirleme grizu patlamalarında 263 maden işçisi hayatını kaybediyor.
Takvimler 2014 yılını gösterdiğinde Manisa'nın Soma ilçesinde cumhuriyet tarihinin en büyük madencilik faciası meydana geliyor, Soma katliamında tam 301 kişi hayatını kaybediyor.
Takvimler 2022 yılını gösterdiğindeyse Bartın'da grizu patlaması meydana geliyor ve 41 maden işçisi hayatını kaybediyor ve önceki gün Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen göçük sonrası 9 vatandaşımız kayıp. Bizde bu kazalar ve ucuz ölümler olurken bizi kıskanan ve rafları bomboş olan Almanya'da en son maden kazası ne zaman olmuş biliyor musunuz? 1971 yılında; tam elli üç yıldır ne bir kaza olmuş ne de ölüm.
Bu acılardan yorulduk, tükendik. Bu kaçıncı maden kazası? Bu kaçıncı yas? Her felaketin sonunda kaybettiğimiz insanların acısını "Kaderimiz." deyip bastırmaya, normalleştirmeye ve avunmaya çalışıyoruz; kadere sığınıp, sorumluluğu kadere yükleyip insani sorumluluğu ortadan kaldırıyoruz. Şimdiye kadar binlerce insanımızın hayatını kaybettiği facialar karşısında ülkemizin âciz, çaresiz ve ölüme teslim olmuş bir görüntüsünün ortaya çıkmış olması hepimizi derinden yaralıyor ve içimizi yakıyor.
Kıymetli milletvekilleri, bir çalışma ortamında teknolojik, hukuksal, sosyal ve fiziki olarak alınan bütün tedbirlere rağmen istisnai olarak bazı olumsuz kazalar oluyorsa ancak bu durum "iş kazası" olarak nitelendirilebilir. Bir çalışma ortamında gerekli güvenlik tedbirlerini almadan, ortamdaki riskli unsurları insan hayatına tehdit olmaktan çıkarmadan meydana gelen felaketler "iş cinayeti" olarak nitelendirilir. Yaşadığımız bütün acıların sebebi tedbirsizlik, insan canının yeterince önemsenmemesi ve denetlemelerin yeterli düzeyde yapılmamasıdır.
Ne yazık ki bu acı olayı da iki üç gün konuşup unutacağız. Giden canlar, dağılan aileler; ateş düştüğü yeri yakar. Gelin bu sefer unutmayalım, bu son olsun. Bakın, Türkiye'de yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan pek çok maden işletmesi var. Bir daha bu tür kazalar yaşanmaması için elden gelen bütün tedbirleri alalım. İhmali, kusuru olanlar gerekli cezayı alsın; maden kazaları bir fıtrat, kader olmasın, artık itibardan değil, tedbirden tasarruf olmasın. Böyle kazaların kader olmadığını anladığımız gün bu acılar bir daha yaşanmaz. Güvenlik açığı olan ocakların kapılarına kilit vurun bakalım, caydırıcı tedbirleri alın bakalım, böyle acılar bir daha yaşanacak mı? Bedelini devamlı çalışanların ödediği bir düzen olmaz, olamaz. Her sektörde kazalar olabilir, kurallara uymadığımız zaman kazalar olur, trafikte de bu böyle. Kanun çıkarıp uygulamak önemli ama bunun denetimini de iyi yapmak gerekiyor. Bir mühendis olarak üzülerek söylüyorum ki maden sektöründeki işverenlerin büyük bir bölümü insanın, çalışanın korunmasını, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını maliyet unsuru olarak görmektedir. Bir bareti, bir yeleği, bir iş ayakkabısını bile maliyet olarak gören işletmeler var.
Bugünden başlayarak tüm maden ocaklarında kontroller artırılmalı, şartlara uymayan ocaklar şartlar sağlanana kadar derhâl kapatılmalıdır. Bu zamana kadar yitirdiğimiz yüzlerce can, onların geride bıraktıkları evlatları, eşleri, aileleri, anneleri, babaları için bunu yapmak boynumuzun borcudur.
Sözlerimin sonunda, maden facialarında yaşamını yitiren tüm maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)