Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 61 |
Tarih: | 15.02.2024 |
ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Teklif edilen bu kanun aslında AKP iktidarının sağlık politikalarının nasıl ticarileştirildiğine dair bize veri sunuyor çünkü teklif edilen kanun maddelerinin her biri hastaneleri ticari işletme olarak gören, hastaları müşteri olarak gören, sağlık emekçilerini ise yoğun çalışma koşullarıyla kölelik koşullarında çalıştırılan işçiler hâline getiren ve sadece ve sadece hastaneleri kâr odaklı gördüğü için kârın, rantın artması üzerine öngörülen kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Bu kanun teklifi palyatif çözümler sunmaya çalışıyor, aslında çözümsüzlük yaratıyor. Bunu biz söylemiyoruz sadece, bunu alanda dernekleşen uzmanlar ve çalışanlar söylüyor. Bakın, ne diyorlar, hemen size buradan kendi tanımlarıyla okuyayım, Türk Yoğun Bakım Derneği açıklaması, kamuoyuyla paylaştı, diyor ki: "Biz bu kadar önemli bir kanun teklifini, bizimle ilgili kanun teklifini sosyal medyadan öğrendik, bir tek kişi bizden görüş almadı ve biz özellikle bu kanun teklifinde yoğun bakım yan dal uzmanlık sınavına acil tıp alanından oraya -ne denir ona- gönderme yapılmasına kesinlikle karşıyız." ve karşı çıkma gerekçelerini de açıklıyorlar "Her iki alanda da çalışan sayısının ve çalışma koşullarının yetersizliği ortada iken yoğun bakımların gereksinim duyduğu insan kaynağı sorununu çözemeyeceği gibi acil sağlık hizmetlerinin sunumunda da yeni bir kriz yaratma potansiyeline sahiptir ve öncelikle yapılması gereken yoğun bakım uzmanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, çalışma koşullarının düzenlenmesidir." diyor Türk Yoğun Bakım Derneği kamuoyuna yaptığı açıklamada.
Yine bir başka dernek, Yoğun Bakım Uzmanları Derneği bu konuyla ilgili açıklama yapıyor ve diyor ki: "Kesinlikle madde 4'te teklif edilen durum bizim onayımızdan geçmemiştir ve kesinlikle yeni krizler yaratacaktır." Hemen onların satırından okuyorum: "Türkiye'deki yoğun bakım ve yoğun bakımla ilgili ana dal uzmanlık derneklerinin de görüşlerine başvurulmadan birkaç gün içerisinde böyle majör bir kararın verilmesinin yoğun bakım uzmanlık alanı yanında acil tıp ve ülkemiz için olumsuz bir gelişme olduğunu ve yıllardır bu alanda sahada emek, hizmet, eğitim ve araştırma faaliyetlerini yürüten yoğun bakım uzmanlarının görüşlerinin dikkate alınmadığı kanısındayız." ve bu kanun teklifinin geri çekilmesini istiyor. Yine aynı derneğin açıklaması: "2011 yılından beri yoğun bakım kanunla oluşturulduğu dönemde ve son yıllara kadar Türkiye Acil Tıp Derneği olarak yoğun bakım ile acil tıbbının hiç ilgisinin olmadığını defalarca söyleyip ayrı ayrı çalışma koşullarının düzenlenmesi gerektiğini ifade ettik, hiç kimse bizi ciddiye almadı." diyor. Dolayısıyla -yine son satırından okuyorum- söylediği şu: "Dernek olarak acil tıp branşından bağımsız olarak yoğun bakım alanında 7'nci ve daha fazla ana dalının katılımının sakıncalı olduğu, hatta mevcut sayının bile düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz." diyor. Bunu alanda çalışanlar, alanda hizmet verenler söylüyor ama tabii ki rant iktidarı olan AKP için, hastaları müşteri, hastaneleri de ticari işletme olarak gören bir iktidar için bunların hiçbir önemi yok, yeter ki onlar kâr sağlasınlar.
Yoğun bakım üniteleri meselesinde özellikle pandemi döneminde neler yaşadığımızı her birimiz biliyoruz. Yoğun bakım yataklarının yüzde 30'undan fazlası hastanelerde özellikle son evre kanser hastaları için uzun erimli oluyor ve akut yoğun bakıma girmesi gerekenler için yeterli kapasite yok ama kanun teklifinde bunları görüyor muyuz? Tabii ki bunların iyileştirilmesine ilişkin hiçbir şeyi görmüyoruz. Yoğun bakımda çalışan sağlık emekçileri hangi koşullarda yaşadıklarını kendileri anlatıyorlar, tabii ki onlara kulak tıkanıyor ve bu düzenlemeyle yine sağlık emekçilerinin talepleri hiçbir şekilde göz önüne alınmadan "Bir düzenleme yaptık." diyerek sağlık emekçilerinin karşısına çıkıyor iktidar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Saki.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Ayrıca, mesela, aynı biçimde ebelerin de yıllardır birçok talepleri var ama bu kanun teklifinde ne yapılıyor? Ebelerin sorumlulukları artırılıyor ama ebelerin çalışma yaşamlarına ilişkin taleplerinin hiçbiri, tek bir satır bile yer almıyor. Yoğun çalışma saatlerine, nöbetlere, mobbinge, aşağılanmaya maruz kalan ebeler "Mahremiyet alanlarına ihtiyacımız var." diyor, kesinlikle hiçbir talepleri bu kanun teklifinde görülmüyor. Peki, bunlara şaşırıyor muyuz? Tabii ki şaşırmıyoruz. Kanun teklifinin bütününde yapılan konuşmaları da biliyoruz ki AKP Hükûmeti savaş hükûmetidir, rant hükûmetidir, ölümler üzerinden kâr devşirmeye çalışan bir hükûmettir ve bu kanun teklifi de bunun ispatıdır. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)