GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:61
Tarih:15.02.2024

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu hafta bu kanunu görüşmemize sebep olan can Erzincan İliç'te maden ocağında meydana gelen toprak kayması sonucunda büyük bir felaket yaşadık. Bu felaketten etkilenen can Erzincanlı hemşehrilerimize geçmiş olsun diyor, felakette toprak altında, göçük altında kalan işçi kardeşlerimizin bir an önce kurtarılmasını talep ediyorum. Felaketin büyümesine sebep olan İliç'teki altın madeni için geçmişte verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararları, kurumsal kapasite artırımı kararlarınız mutlaka ve mutlaka sorgulanacaktır. Hukuk önünde sorgulanmasa bile 31 Mart yerel seçimlerinde, İstanbul'da sorgulanacaktır.

Şimdi gelelim konumuza: Teklifin bu maddesinde, 4'üncü maddesinde 2 husus var. Bunlardan bir tanesi Tıpta Uzmanlık Kurulunun üç sene önce görüşerek karara bağladığı çocuk hastalıkları ana dalında sosyal pediatri yan dalı ihtisasının yapılması, bir diğeri de acil uzmanlığında acil yoğun bakım yan dalının kurulması. Evet, sosyal pediatri yan dalının kurulmasına hiçbir itirazımız yok ancak mesleğimdeki otuz bir yıllık tecrübemle söylüyorum -bu otuz bir yıllık tecrübenin içinde tamamen acil ünitelerinde geçirilmiş bir meslek hayatım söz konusu, buradan aldığım ilhamla- kırk beş gün önce Tıpta Uzmanlık Kurulunun aldığı bu tavsiye kararına uyularak herhangi bir ön hazırlık yapılmadan acil yoğun bakım yan dalının kanunlaştırılma çabası, hesapsızlık, kamu ihtiyacını anlamaktan, gidermekten uzak, akla ve bilime uymamaktır. Şöyle ki: Yirmi beş yılını doldurmamış bir ana dalda, yine henüz ikinci basamak sağlık kuruluşlarında yeterli sayıya ulaşmamış, sahada sayı ve nitelik bakımından çok önemli bir branşta ciddi bir sayısal kayba sebebiyet vereceği kaçınılmaz sonuçlarıyla ortaya çıkacaktır! Bu vesileyle, akla, bilime, meslek odalarına danışılmadan aldığınız her karar Erzincan'da, İliç'te olduğu gibi insan sağlığına, çevre sağlığına ve doğaya kastedecektir. Konuya dönersek, burada da Bakanlık yoğun bakım değerlendirme grubunun yaptığı analizi görmemiş ve yok saymıştır. Kendi seçim bölgemden, Samsun'dan somutlayayım örneklerle: Çok köklü geçmişi olan bir üniversite hastanemiz, eğitim araştırma hastanemiz, 2'nci üniversite hastanemiz, birçok özel hastanemiz var Samsun'da 1,5 milyon insana sağlık hizmeti sunan ancak mevcut fiziki koşullarla neredeyse hiçbir kuruluşumuz acil yoğun bakım ünitesi kurabilecek düzeyde değil; bugün bunu ilgililerle tekrar teyit ettim. Evet, ülkemiz genelinde yoğun bakım yatak sıkıntısı yaşanıyor ancak sorun insan/hekim kaynaklı bir sorun olmaktan ziyade fiziki koşullarla ilgilidir, sağlık çalışanı sayısındaki yetersizlikle ilgilidir. Her alanda olduğu gibi, sağlık alanında da sorunları fiziki-maddi olanaklarla çözmek yerine hekim ve sağlık çalışanlarının emeği üzerine yığma kolaycılığını seçiyorsunuz.

Dün istihdam rakamlarına dönük sorularımıza, toplumu ve iş umuduyla bizleri takip eden sağlık emekçilerini doyurucu cevaplar alamadık. Burada söylemek durumundayım: En az 100 bin atamaya ihtiyaç var bu kanundaki söz konusu uygulamaları hayata sorunsuz bir şekilde geçirebilmek için. Bu arada, acillerde yaşanan yoğunluğu anlamak için, çözebilmek için polikliniklerdeki ve özellikle dâhilî ana branş yan dallarındaki yoğunluğu çözmek gerekiyor. Görülüyor ki bunu da ilerleyen maddelerde tartışılacak disiplin sopasıyla aşmaya çalışacaksınız.

Biz biliyoruz ki meslektaşlarını tiyatral el hareketleriyle paragöz olarak niteleyenler ne sağlık hizmeti sunucularına ne de topluma samimiyetle yaklaşamayacaklardır. Bugün yoğun bakımlarla ilgili sorunlar çözülmeden 1'inci, 2'nci ve 3'üncü düzey yoğun bakım arasında eş güdüm içerisinde bir hizmet sunumu sağlanmadan yoğun bakım yan dal uzmanlığı için yeni ana dallara yetki verilmesi bu yönüyle biriken sıkışıklığı çözmeye yetmeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

MURAT ÇAN (Devamla) - Yoğun bakım başlı başına sağlık sistemi içinde kırmızı alarm veriyor. Yoğun bakımlara bilimsel ölçütlere göre yatış-çıkış ölçütleri konulamıyor. Yoğun bakımda olmayacak kadar iyi, yoğun bakımdan fayda görmeyecek kadar umutsuz vakalar süreci etkiliyor. İşte bu yönden irdelediğimizde, teklifin ilgili bölümü sorunludur, asıl ihtiyaca cevap verilmemektedir, sorunu pas geçmektedir çünkü yoğun bakımlardaki kaosun asıl sebebi sistemsel bir sorundur; yatakların akılcı dağılımı, yoğun bakımlardan palyatif bakım yataklarına bilimsel kriterlerle akış sağlanması, tüm yoğun bakım sağlık çalışanlarının sayısal ve yetkinlik olarak güçlendirilmesi ve özlük haklarının iyileştirilerek hakların adil bir şekilde dağılımının sağlanmasıyla olacaktır.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)