GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:83
Tarih:27.03.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 199 sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Okul bilgi ve her türlü mesleki eğitimi sağlar ama içimizde olan insanı yetiştirmez. Eğitim demek insan yetiştirmek demektir. Eğitim Komisyonu olarak çıktığımız bu yolda amacımız geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizi yetenekleri, istekleri doğrultusunda ve potansiyelleri doğrultusunda temel yaşam becerilerini geliştirirken gerek çevreye gerekse psikolojik olarak ve pedagojik olarak uyum sağlayan iyi bir insan olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bunu yaparken izlememiz gereken metot ve ilkelerin başında çocuğu bütünüyle ve her yönüyle ele almak gerekmektedir. Bu süreçte çocuğun fıtratına ve yeteneklerine önem vermek öngörülür. Bu metotta boş zaman yoktur. Zamanın bedenin, aklın, ruhun ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi ve verimli olarak doldurulması esastır. Bu teklifteki üç ana temel şudur: Eğitimin on iki yıla çıkarılması, eğitimin kademelendirilmesi ve katsayı farkının giderilmesi. İlk 4 yıla başlama yaşı alt sınır altmış ay ile üst sınır yetmiş iki ay arasındadır.

Burada bir ayrıntıyı paylaşmalıyız: Şu anda uygulamada, Sayın Bakanımızın da biraz önce söylediği gibi, eylül ayında altmış sekiz aylık olanlar okula gitmektedirler. 2'nci 4 yılın içinde çocuklar temel dersler olan matematik, Türkçe, sosyal ve fen gibi derslerden başka yetenekleri ve istekleri doğrultusunda seçmeli dersler programından istediğini seçerek kademeli bir eğitim görecektir. Bu modelde tercih ve hedef değiştirme hakkına sahip olan çocuk, 3'üncü 4 yılda eğitimine bu şekilde devam edecektir. İlk 4 yıllık kademe ilkokul olarak adlandırılacaktır. İkinci 4 yılın adı ortaokul olacak, ilkokuldan ortaokula geçişte kesintiliymiş gibi algılanmasına yol açacak herhangi bir diploma verilmeyecektir.

Ortaokulda bütün öğrenciler bir temel programa tabi tutulacaklar, bu program Türkçe, temel fen bilimleri, sosyal bilimler, tarih gibidir. Öğrenciler ortaokul birinci sınıftan itibaren çeşitli seçmeli ders paketlerinden birini seçecekler, bu paketler fen, matematik, sosyal, ticaret, sanat, tarım şeklinde olacaktır. Bu paketler dışında tek tek de seçmeli dersler olacaktır. Diyelim ki fen paketini seçen öğrenci, spor dersleri veya tarım paketini seçen öğrenci ticaret veya din derslerini seçmeli olarak alabileceklerdir.

Yeni sistemle kaldırılan katsayı adaletsizliği öğrencilere fırsat eşitliği sağlayacaktır.

Ortaokulun her aşamasında öğrenciler veya aileleri bir paketten vazgeçip başka bir paket alabileceklerdir. Son sınıftakiler eksiklerini tamamlamak için ders almaya teşvik edilecektir. Bu paketlerin eğitim içerisindeki ağırlığını Millî Eğitim Bakanlığı belirleyecektir. Unutmamalıyız ki Hükûmetimiz ülkemizin geleceği açısından zor olanı seçmektedir. Yeteneklere göre eğitim, meslek liseleri örneğinde gördüğümüz gibi, kişi başına maliyeti hem daha yüksek bir eğitim hem de uzun soluklu bir planlama yapmayı gerektiren bir eğitimdir. Çünkü eğitim süresini on iki yıla çıkararak hedeflenen lise mezunu sayısının artırılmasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılına kadar nüfusun yüzde 90'ının en az lise mezunu olma hedefi öngörülmüştür, ülkemizde ise toplam nüfusumuzun şu anda sadece yüzde 28'i lise mezunudur. Ülkemiz çocukları ve gençleri her şeyin çok daha iyisine layıktır, onların aklına ve becerilerine güveniyoruz, bizler onlarla el birliğiyle ülkenin geleceğini yönlendireceğiz.

Şimdi, sizlere yıllarını gençlere adamış bir öğretmen olarak öğrencilerin hisleriyle seslenmek istiyorum, hem muhalefetteki milletvekillerine hem kendi, AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarıma ve Sayın Millî Eğitim Bakanıma, gençlerden yetkililere ve eğitimcilere açık bir mektuptur bu: "Sizler, eğitimciler, devletin yetkilileri; biz gençleri dinleyiniz. Öğrenmek istiyoruz, lütfen bizlere düşünmeyi öğretiniz; doğru, sıhhatli insanca düşünmeye ihtiyacımız var. Hayat yolu mayınlı tarla gibi tehlikelerle dolu, ayağımızı yere sağlam basmak, yaşamak istiyoruz. Biz insanız, bilmek, öğrenmek, anlamak, doğru karar vermek istiyoruz. Henüz keşfedilmemiş imkânların karanlık dehlizlerinde şaşırmadan, düşmeden yürümeyi öğrenmek istiyoruz. Atalarımız `Akıl insana en büyük sermayedir.' demişler, lütfen, bizlere kendi kültürümüzün lezzetini tattırınız. Bize önce bizden olanı veriniz, önce ecdadımızın, atalarımızın aklını veriniz, önümüze onların eserlerini, fikir ürünlerini seriniz, sonra Yüce Allah'tan insanoğluna dünyanın her yerinde ve bütün zamanlar içerisinde lütfettiği en büyük ve en kutsal nimeti, insanlığın aklını veriniz. İnsanlığın bütün kalbini ve şuurunu ve hayatını birleştiren bilgiyi istiyoruz çünkü evrende bilgiye muhtaç olduğunu, tekâmül ihtiyacını düşünebilen yalnız insandır. Biz insan olmak istiyoruz. Lütfen bize düşünmeyi, aklımızı güçlendirmeyi, fikrimizi zenginleştirmeyi öğretiniz. Bizler geleceğin mimarı, ülkenin sahipleri Türk gençleriyiz. Çağdaş bilgiyi veriniz bize. 21'inci yüzyıl, insanları ve toplumları şerefli ve güçlü kılan faziletin ancak bilgi olduğunun bir kez daha ispat edildiği bir asır olacaktır. İnsanlığa lütfedilen o uygarlığı yaratan ışığı, o mukaddes emaneti yalnız çalışanlar, alın teri dökenler hak ettiler. Bilincimizi aydınlatan, milletimizi yükselten çağdaş, modern ilmi veriniz bize.

İnancımız şudur ki: Zengin, güçlü ve mutlu bir toplum olmak için selim akla her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Beyinlerimiz büyük milletlerin en yüce fikirleriyle güçlensin. İdrakimiz uygarlığın harikalarıyla ve en ileri teknikleriyle zenginleşsin çünkü bütün faziletlerin anası olan bilgi kuvvettir ve yüceliktir. Bizlere sanatı sevmeyi öğretiniz, öğrenmek istiyoruz. Sanat, güzeli ve güzelliği arama yoludur. Bu kutsal insanlık yolunda bütün milletlerle birlikte yürümeliyiz. İnsanlığın ortak dili olan sanatla anlaşmayı, konuşmayı, barış içinde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor çünkü insanlar konuşa konuşa anlaşır ve anlaşa anlaşa da birbirlerini severler. Hiç unutmayınız ki milletimizin ve insanlığın önce sevgiye ihtiyacı var. Sevgisiz barış ve saadet, sevgisiz kalkınma ve medeniyetler olmuyor.

Siz eğitimciler, bizlere doğruyu ve dürüstlüğü öğrettiniz. Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak mesuliyetini taşıyacak olan genç kalpler doğruluk ve dürüstlük ahlakıyla çarparsa inanıyorum ki en yüce yardım olan Allah'ın yardımı onlara mutlaka ulaşacaktır çünkü Allah doğruların yardımcısıdır. Doğruluk emanettir. Atalarımız `Yalan da hıyanettir.' demiyor mu? "İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah,/ Yardımcısıdır hepimizin Allah."

Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ökten.