GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU FİNANSMANI VE BORÇ YÖNETİMİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:87
Tarih:03.04.2013

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 443 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 31'inci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, her şeyden önce, bu tasarı vesilesiyle, arkadaşlarım tarafından da şimdiye kadar defalarca vurgulanmış olan bir konuda, torba kanunun sakıncaları konusunda birkaç söz söylemek istiyorum.

Yasama sürecini hızlandırmak adına yapılsa dahi birbiriyle ilintisiz konuları bir araya getirerek, komisyon süreçlerinde yeni maddeler ekleyerek, ilgili sivil toplum örgütlerinin, ilgili kurumların görüşleri alınmadan yapılan bu çeşit düzenlemeler belli başlı sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Torba kanunlar yukarıda saydığım nedenlerle yürürlükteki mevzuatı da olumsuz etkilemektedir. Bütününü denetlemek zor olduğundan kanunlarda maddi hatalar ortaya çıkmakta, yasama hatalarına neden olmaktadır. Bu da değiştirilen kanunlarda çok geçmeden yeniden bir değişiklik yapma gereğini ortaya koymaktadır.

Bugün burada görüşmekte olduğumuz torba kanun tasarısına baktığımızda da Ceza Kanunu'ndan Sigortacılık Kanunu'na, Vakıflar Kanunu'ndan Kamu İktisadi Teşebbüsleri Kanunu'na kadar 20'den fazla, birbiriyle ilintisiz kanun ve kanun hükmünde kararnamenin değiştirildiğini görmekteyiz. Bu, Adalet ve Kalkınma Partisinin alışageldiğimiz "Ben yaptım, oldu." mantığının bir kez daha ortaya konmasıdır. Bu kanun yapma tekniğini ve Adalet ve Kalkınma Partisinin bu yaklaşımını, yasama bakımından, Meclisimizin güvenilirliği açısından sağlıksız bulduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Sorunlu olan yalnızca kanun yapma tekniği ya da önümüze sıkça çıkarılan torba kanunlar değildir, sorun uzlaşma anlayışının da eksikliğidir. Uzlaşma arayışı olmadığından, muhalefetin eleştirileri ve önerileri dikkate alınmadığından, bir yıl önce çıkarılmış kanunlarda işte şimdi değişiklik yapmak zorunda kalıyoruz. Yasama sürecini hızlandırmak bu olmasa gerek diye düşünüyorum. Ancak "Muhalefet ne söylerse yanlıştır." anlayışı, "Nasılsa bizim çoğunluğumuz var. Bu nedenle hiçbir öneriyi dikkate almayız." düşüncesi hâkim oldukça bu tip yanlışların da olması kaçınılmazdır. Öncelikle bu yaklaşımın değişmesi gereklidir. İşte bu yaklaşım değiştiği zaman, her şeyin çözüm yerinin Meclis olduğu anlayışı ortaya çıktığı zaman ülkenin tüm sorunlarının da çözülebileceğine inanıyorum. Bu Meclisin varlık sebebi sorun çözmektir. Sorun ne olursa olsun, ne kadar karmaşık olursa olsun çözümün adresi burasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi başından beri bunu vurgulamıştır ve vurgulamaya devam edecektir. Cumhuriyet Halk Partisi başından beri uzlaşmanın gereğini ortaya koymuştur ve koymaya devam edecektir.

Toplumumuzda uzlaşma kültürünü oturtmak ve gerçek bir demokrasiye kavuşmak istiyorsak önce onu burada, bu çatı altında yeşertmemiz gerekmektedir. Bu gereklilik, bu torba kanunda ya da herhangi bir kanunda olduğu kadar İç Tüzük çalışmaları için de, yazımı süren anayasa çalışmaları için de, toplumun çözüm bekleyen tüm sorunları için de geçerlidir. Uzlaşmanın olmadığı yerde ne toplumsal bir mutabakattan ne de bir arada yaşayabilme yeteneğinden söz edilebilir. Bunlardan söz edilemeyeceği gibi "Ben yaptım oldu." mantığının geçerli olduğu yerde olgun bir demokrasiden de söz edilemez. Ancak "Uzlaşmak" demenin "Benim dediklerimi kabul edeceksiniz, uzlaşacaksak bunun üzerinde uzlaşacağız."  anlamına da gelmediği unutulmamalıdır. Eğer bizler, milletin temsilcileri, en ufak bir düzenlemede dahi uzlaşamıyorsak çok ciddi  bir sorun var demektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki her konuda aynı düşünmek zorunda değiliz, aynı bakış açısına da sahip olmayabiliriz, dünyayı ayrı taraftan da algılayabiliriz ama hepimiz aynı gemideyiz. Bunu dikkate almadığımız her koşulda kaybedenin yine ülkemiz ve vatandaşlarımız olacağını belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum.