GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kahramanmaraş depreminin yıl dönümüne, depremi siyasetüstü bir sorun olarak ele aldıklarına, yaraları sarmanın sorumluluğunun başta iktidar olmak üzere herkeste olduğuna, Kahramanmaraş ve diğer illerin depreme hazır olmadığına, deprem bölgesindeki sorunlara, çalışmalara ve kendisinin hazırladığı deprem bölgesi gözlem raporuna, deprem üzerinden kimsenin siyaset yapmasını doğru bulmadıklarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:57
Tarih:07.02.2024

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Tabii, acı bir tarihin yıl dönümündeyiz. Kahramanmaraş depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kere daha Allah'tan rahmet diliyorum, hâlen tedavi gören vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum, geçmiş olsun Türkiye diyorum, Allah bu memlekete bir daha böyle büyük bir acı yaşatmasın diyorum.

Konuşmamı Kahramanmaraş depremlerine ayıracağım. Tabii ki depremin ilk anından bugüne kadar 85 milyonun kenetlenmesi önemli bir başlık bizim için. Devletin, millet unsurunun kadirşinaslığını bir kere daha görmenin de mutluluğunu yaşadık o acının içerisinde; onu özellikle paylaşmak istiyorum. Burada, biz, sorunu siyasetüstü bir sorun olarak ele almaya gayret gösterdik ve bundan sonra da bu duruşu göstermeye devam edeceğiz.

Şimdi, ben İstanbul Milletvekiliyim ama bölgenin bir evladıyım, Osmaniyeliyim, Kahramanmaraş'ta da bir süre eşimden dolayı yaşamak zorunda kaldık yani bütün bölge aslında benim memleketim dolayısıyla farklı bir duygusal bağım da var. Şimdi, bölgemizde, Osmaniye'de, Düziçi ilçesinde "Düldül Dağı" diye -Hazreti Ali'nin atının adından ismini alır- bir dağ var, "Düldül" diye bir masal kahramanımız var, ben çocuklarıma on yıldır bu masalı anlatmaya çalışırım yani çocuklarım memlekete giderler, o kahraman üzerinden çocuklarıma memleketin güzelliklerini, değerlerini göstermeye, aşılamaya çalışırım. On yıldır bu masalı anlatırken bir yıldır bölgenin güzelliklerinin yok olduğunu görünce, bölgedeki hikâyelerin yarım kaldığını görünce, bölgedeki hayallerin yarım kaldığını görünce, annesine "Anne, Fenerbahçe şampiyon olduğunda konvoya çıkarız değil mi?" diye not yazan çocukların hikâyelerinin, hayallerinin yarım kaldığını görünce artık bu masalları anlatmakta da zorlanıyoruz, boğazımız düğümleniyor. Tabii, bu yarayı sarmak zorundayız. Bu sorumluluk, başta iktidar olmak üzere, hepimizin üzerinde büyük bir sorumluluktur. Biz ülkemizi seviyoruz, bu sorunu siyasetüstü bir sorun olarak ele alacağımızın tekrar altını çizmek istiyoruz. Evet, bu memleket bizim, Nazım'ın da dediği gibi "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan/Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan/bu memleket, bizim." Biz üzerimize düşen sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getireceğimizi tekrar tekrar ifade etmek istiyorum.

Üç başlıkla devam etmek istiyorum: Birincisi, depreme hazırlık süreci; ikincisi, deprem sonrası yürütülen çalışmalar; üçüncüsü de deprem bölgesi üzerinden yapılan siyaset.

Evet, birincisi: Depreme hazır mıydı Maraş ve diğer illerimiz? Maraş depremi göstere göstere geldi değerli milletvekilleri. Burada büyük bir depremin olacağı biliniyordu ve bu depreme, maalesef, hiçbir gerçekçi hazırlık yapılmadı, bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Burada yapıcı siyasetle hareket etmeye çalışıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanına da atıfla şunu hep söylüyorum: Sayın Cumhurbaşkanı yirmi yılda yirmi kere Kahramanmaraş'a gitmiştir, "Sütçü İmam'ın torunları" "edeler" gibi gönle hoş gelen sözler söyleyeceğine, belediye başkanına halkın önünde bir kere hesap sorsaydı "Maraş depremine Maraş'ı hazırlıyor musun?" diye bir kere hesap sorsaydı, emin olun, Maraş'ın kaderi de bütün illerimizin kaderi de farklı olurdu. Maalesef, şehirlerimizi depreme hazır hâle getirmedik.

Yine, deprem eylem planımız hazır mıydı? Bu konuda da hazırlıksız yakalandık. Onun için "Devlet nerede?" tartışmalarını görüyoruz. "'Devlet nerede?' eski depremlerde öyle söylenirdi." diyor Sayın Cumhurbaşkanımız, "Bu depremde hiç böyle bir şey söylenmedi." dedi. Onun için mi Adıyaman'da helallik istediniz diye sormadan edemiyorum. Onun için mi bölgemizdeki bu sorunlar yaşandı, bunu sormadan geçmek istemiyorum. Aslında devlet vardı ama devlet aklı yoktu, bunu da özellikle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, deprem bölgesindeki çalışmalarla ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Ben eylül ayının başında bütün deprem bölgesini gezdim, on günlük bir ziyaret programı gerçekleştirdim. İllerimize gittim, ilçelerimize gittim ve buradan geldim, bir sunum yaptım, şöyle bir deprem bölgesi gözlem raporu hazırladım; bunu bütün yetkililere, sayın bakanlara, herkese sundum. Şimdi, burada dedim ki: Bakın, yapıcı bir anlayış ortaya koymaya çalışıyoruz, eksiklikleri göstermeye çalışıyoruz; yoksa, buradan yıkıcı, yıpratıcı bir muhalefet yapmaya çalışmıyoruz; depremi siyasetüstü olarak görüyoruz. Buradaki amacım neydi? Yetkilileri bölgedeki gözlemler konusunda uyarmaktı. Bakın, en önemli gözlemim şuydu: Bölgede yeterli konut yapılamıyor. Bakın, konut yapılıyor, evet, somut bir şey var, yok diyemeyiz -bunun için teşekkür ediyoruz- ama yeterli sayıda konut yapılmıyor; bunu özellikle belirtmiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Şimdi, 180 bin konutun teslim edileceği sözü vardı, "Bir yıl bize süre verin." demişti Sayın Cumhurbaşkanı. Hatta benim buradaki konuşmamdan sonra Sayın Bülent Tüfenkci -bakın- 4 Ekim 2023 tarihli konuşmasında "184 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceğiz." demiş. Yani, aralık ayını kastetmiş ama biz o bir yıllık süreyi baz aldık, bir yılın sonuna geldiğimizde 50 bin konut bile teslim edilemedi. Yani, biz "Bölgeyi zor bir kış bekliyor, birden fazla zor kış bekliyor." sözünü tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bakın, çok net söylüyorum, bu konuda daha gerçekçi adımlar atmak iktidarın üzerinde büyük bir sorumluluktur.

Bölgenin başka sorunları da var: Hâlâ yıkılmamış binalar var, ağır hasarlı binalar var; bir tehdit olarak duruyor. Yerinde ayrıştırma sorunuyla şehirde büyük bir sorun yaşanıyor, sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. İçme suyu sorunu, şehirlerin önemli bir sorunu, eğitim faaliyetlerinde aksamalar var; bunların hepsinin altını çizmek istiyoruz. Yani, deprem bölgesi hâlâ, önemli sorunları taşımak zorunda kalıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Burada iktidardan beklentimiz, sizin de bir siyaset gütmeden burada gerçekçi adımlar atmanız; bunu sizlerden bekliyoruz. Şu "184 bin" açıklamanıza da bir açıklık getirirseniz memnun olurum.

Son olarak, deprem üzerinden kimsenin siyaset yapmasını doğru bulmuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının çok talihsiz bir açıklaması var "Merkezî yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse o şehre hizmet gitmez. Hatay'a geldi mi? Hatay, bakın, mahzun kaldı." gibi gerçekten çok talihsiz bir açıklama. Biz hicap duyduk, umarım kendisi de ne söylediğinin farkına varır. Arkadaşlar, Malatya sizin partinizde, Malatya da mahzun kaldı, Adıyaman da mahzun kaldı. Demek ki başka bir sorun var, o soruna odaklanmak gerekir diye düşünüyorum.

Yine, Sayın Bakanın da gerçekten çok talihsiz bir açıklaması var: "'İyi ki evimiz yıkılmış.' diyen köylüler var."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, son defa rica ediyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - "'İyi ki evimiz yıkılmış, villa sahibi olduk...'" gibi gerçekten böyle bir zamanda söylenmeyecek bir gafa imza attı. Arkadaşlar, bunları sizi mahcup etmek için değil uyarmak için söylüyoruz. Kimse deprem bölgesi üzerinden, bu acılar üzerinden siyaset yapmasın. Şu "184 bin" sözünüzü yerine getirin, başka bir şey istemiyoruz.

Ben deprem bölgesi ziyaretimden sonra burada yaptığım basın toplantısında bir şeye işaret etmiştim -iktidardan beklentimiz- yerel seçim öncesinde yapabildiğiniz konutları bir yerel seçim kampanyasına dönüştürmeyin demiştim. Bu hassasiyetimizi tekrar dile getirmek istiyorum. Evet, şu anda deprem bölgesinde yapılan konut sayısı yetersizdir, deprem bölgesinin önemli sorunları vardır. Bu konuları biz siyasetüstü, yapıcı muhalefet anlayışımızla takip etmeye devam edeceğiz diyorum.

Tekrar, deprem bölgesindeki hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Başkanım, teşekkür ediyorum.