GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının Genel Kurulda okutulmasına yönelik Başkanlığın tutumu hakkında usul görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:30.01.2024

ERKAN BAŞ (İstanbul) - Değerli yurttaşlar, usul üzerine tartışıyoruz. Sadece usulsüz değil, kanunsuz bir işlem yapılıyor, Anayasa'ya aykırı bir işlem yapılıyor, Anayasa'yı ayaklar altına alan bir darbe girişiminin tamamlanmasını izliyoruz. Aylardır anlatıyoruz, okuma-yazma bilen her yurttaş Anayasa'nın ayaklar altına alındığını okuyabilir, anlayabilir, kavrayabilir, bence siz de kavrıyorsunuz. Bugün, şu anda itiraz ettiğimiz şudur: "Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayalım, Anayasa'yı tanımayalım." diyen bir Yargıtay kararının Meclis Divanından okutulması, Meclis Divanının "Anayasa'yı tanımayalım." kararını tutanaklara geçirmesini reddediyoruz. Eğer Meclis Divanı Anayasa'yı tanımazsa burada Meclis Başkanlığı yoktur. Bu karar Meclis tutanaklarına girdiğinde sizin milletvekilliğiniz sorgulanır, Cumhurbaşkanı sorgulanır, bakanlar sorgulanır, her şey sorgulanır hâle gelir. Bir tek soru sormak istiyorum; aklı çalışan tüm yurttaşlarımıza, vicdanı olan her yurttaşımıza soruyorum: Şimdi karar okunacak, Can Atalay'ın milletvekilliği düşürülecek yani Can Atalay milletvekiliymiş değil mi? Milletvekiliyse dokuz aydır nasıl hapiste tutuyorsunuz ya! Milletvekiliyse niye hapiste? Milletvekili değilse neyi düşüreceksiniz? (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, akıl dışı, vicdan dışı, hukuk dışı bir girişim. Bakın, Can Atalay benim mücadele arkadaşım. Gezi'de de beraberdik, bütün duruşmalarını izledim. Bir gün bile "Yapmadım, etmedim." demedi. Yaptığı her şeyden, bu halk adına, halkla beraber yaptığı her şeyden her yerde onur duyduğunu, gurur duyduğunu söyledi, yurttaş için yaptığını söyledi. Niye? Biz, yaptığımızı savunuruz, söylediğimizi yaparız. Şimdi, bugün, burada bir karar okunacak, Meclis Başkanı yok. Biz şimdi usulü tartışıyoruz. Eğer siz "Bu, usule uygundur." diyorsanız Numan Kurtulmuş usulsüzlük yapıyor aylardır, eğer burada usule uygun bir şey yapılıyorsa Numan Kurtulmuş'u ne yapacağız? Ama açık konuşacağım, kusura bakmayın: Numan Kurtulmuş okumuyor, okunduğu gün ülkede bulunmuyor; Celal Adan okumuyor; Sırrı Süreyya Önder okumuyor; Gülizar Hanım okumuyor; Bekir Bozdağ okuyor. Bu da tarihin bize bir ironisidir. Hak ediyor okumayı çünkü, o hak ediyor okumayı. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Kimsenin açıkça "Ben çıktım, ben bu kararı okuyacağım Meclis kürsüsünde, okutacağım." diyemediği bir şeyi -Meclisin açılışına üç dakika kala, beş dakika kala Danışma Kurulunu topluyorlar- apar topar, kapkaçla, yaptığını savunamayacak bir korkaklıkla "Bunu Meclise getirelim, hemen geçirelim." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baş, lütfen tamamlayın.

ERKAN BAŞ (Devamla) - Kim diyor? Arkadaşlar, hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Bir kural vardır, mafyada böyle yaparlar, bazen suçlu olduklarını bildiklerini yanlarında tutarlar ve en pis işleri onlara yaptırırlar. Türkiye'de adaleti katleden Bekir Bozdağ'a yaptırırsın bunu ancak! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Başkası çıkıp şunu savunamaz. Ama yapın, yapın, yapın, vallahi yapın!

Bakın ben "Can" diyorum, resmî adı Şerafettin Can Atalay'dır, amcası Şerafettin Atalay'ın adını taşır. Amcası 1960'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi Amasya İl Başkanıyken katledilmiştir ve ne mutlu bize ki öldürseniz de vekilliğimizi düşürseniz de size asla boyun eğmeyeceğiz, Hatay halkı size asla boyun eğmeyecek!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Gezicilere boyun eğmeyeceğiz, hiç merak etmeyin.

ERKAN BAŞ (Devamla) - Elinizden geleni ardınıza koymayın, ne yapıyorsanız yapın! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)