GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Global gelişmeler ışığında Türkiye gündemine ve iç siyasete ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:25.01.2024

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün global gelişmeler ışığında Türkiye Cumhuriyeti ve iç siyaset konusunda gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında beni izleyen değerli hemşehrilerimi, aziz milletimi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Efendim, 20'nci yüzyılı 5 ana imparatorluk şekillendirdi, bunlardan bir tanesi de bizim yıkılan imparatorluğumuz Osmanlı İmparatorluğu'ydu. Biliyorsunuz, şekillendiren milletler de aslında Saksonlar, Anglosaksonlar, yarım Frenkler, Slavlar ve Türklerdir. Bunların içerisinden kazananlar Anglosaksonlar yani Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın oluşturduğu grup oldu. Dünya kaynaklarının hemen hemen çoğuna sahipler, ekonomik olarak da dünyayı domine ediyor, dünya ekonomisinin çok büyük bir kısmını kontrol ediyorlar.

Efendim, bu medeniyetler içerisinde kaybedenlerden dedim ya, bir tanesi Osmanlı'ydı. Osmanlı'nın kaybolmasıyla yetmiş küsur irili ufaklı devlet kuruldu; kâh bütün sınırları içerisinde kâh parça parça ama sonucunda dünyadaki bütün sistem değişmişti fakat 21'inci yüzyıla giderken ikinci bir gelişme, yeniden Slavlar yani savaşı kazanan Anglosaksonlar ve Slavlar arasındaki mücadele ve Slavların kendi aralarında mücadeleye sokulması, Rusya ve Ukrayna'nın birbirine girmesi ve en sonunda Ortodoks dünyasının da Katolik dünyası gibi sindirilmesi ve Anglosaksonların tek kalması. Anglosaksonların Amerika'ya göçtüklerinde dinleri Püritenlikti, şimdi ise Evanjelizmdir.

Evanjelizmin de iki ana kökeni vardır; efendim, bunların biri dinleri yeniden düzenleme, dispensasyonalizm; ikincisi de fütürizm. Bu ikincisinden sadece bir örnek okumak istiyorum ki sadece ne olduğunu anlayabilelim diye; fütürizmin yayınlamış olduğu bildiri yani şu anki medeniyet temsilcisi olduklarını söyleyenlerin bildirisi: "Biz dünyadaki gerçekten sağlıklı tek şeyi yani savaşı ve ölüme götüren bütün güzel düşünceleri destekliyoruz." Bu, Püritenlerin düşüncesidir. İşte, bunun ışığında Türkiye devleti, dünyada şu anda aktif bulunan 5 ordudan birine sahip olan bu devlet, kendi medeniyetini korumak zorundaydı ve onun için de çok büyük bir savunma hamlesine girişti. Bu sene 40,5 milyar dolara ulaşan savunma bütçesiyle beraber aslında inanıyorum ki hepimiz bu işe çok sevinmeliyiz. Mesela bir kısmımız kalktı, bu son uzay yolculuğuyla alay etmeye kalktı, çok üzüldüm; ona kısa bir cevap vermek istiyorum efendim. Jeremy Rifkin'i internete bağlayıp konuşturup milyonlarca dolar ödeyen insanlar anlayamazlar bunu, gerçekten kavrayamazlar bunu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Uzay mühendisi bir çocuğumuz intihar etmiş, duydunuz mu?

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Devamla) - Türkiye'nin uzay yolculuğunun ne kadar önemli olduğunu anlamak gerçekten çok zordur onlar için; Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu son yapmış olduğu gelişmeleri anlayabilmek çok zordur onlar için.

Efendim, bunların bir projesi var, 1974 yılında başladı, DARPA projesi. Bu proje, 10 maddeden oluşuyor, 9'uncu maddesi "..."(*) yani bir geminin üzerinde insansız hava araçlarıyla keşif yapmak; biz onlardan evvel yaptık. TCG ANADOLU'nun üzerine biz kendi uçaklarımızı, insansız sistemlerimizi yerleştirdik. Anlayamazlar efendim. Olaya bu açıdan bakmazsanız anlayamazsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye Cumhuriyeti, kendi sınırlarını korumak zorundadır. Neden? Kendi devletini, varlığını korumak zorundadır. Biz kendi medeniyetimizi değil, dünya insanlığını temsil ediyoruz. Türkiye'nin içerisinde olmadığı bir dünya dönemez. Türkiye Cumhuriyeti, aynı zamanda bir medeniyetin temsilcisi ve size -inanın- biraz önce okuduğum o Püritenlerden başlayan Evanjelistlerin inanmış olduğu bu düşünce tarzı, zeytin ağaçlarına vurarak zeytin çalmaya çalışan varlıklı insanların varlığının neden olduğunu gösteriyor ve bunların sınırları içerisindeki... Bu, 2'nci maddesidir, özür diliyorum, Megiddo muharebesi yani bizim bugünkü Gazze'de devam eden savaş; Mısır ile Türkiye'yi birbirine bağlayan bölge. Burada bir Armageddon Savaşı'nın yaşanmasından söz ediyorlar. Bunu engelleyebilecek bölgedeki tek güç biziz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Devamla) - Bir dakikam daha var, bir dakikaya daha sığdırmak zorundayım.

Efendim, biz Libya'yla bir anlaşma imzaladık, "Bizim ne işimiz var?" dediler. Hiç böyle muhalefet olur mu, hiç böyle bir şey olur mu? Doğu Akdeniz'e ayağımızı uzatamayacaktık, balık tutmak için ayağımızı uzatamayacaktık. Burası bizim yerimizdi. Biz bir tek anlaşmayla Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e yerleşmesini sağladık. Türkiye'nin bundan sonraki bu savunma hamlesini anlayabilmek için varlığımızı... Gâvur bize saldırdığı zaman, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, karşıt görüşlü, muhalefet demeyecek; her tarafı aynı şekilde bombalayacak. Bunu engelleyebilecek Türk ordusudur ve bu ordu ayakta kalmak zorundadır ve bu ordu güçlenmek zorundadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz cihana yön verecek bir milletiz ve emin olun, bunu adaletle yapacağız. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek daim ve var olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)