| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2024 |
TALAT DİNÇER (Mersin) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri, öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce ben de korkusuz gazetecimiz Uğur Mumcu'yu, Diyarbakır Emniyet Müdürümüz Ali Gaffar Okkan'ı ve Dışişleri Bakanımız Sayın İsmail Cem'i burada saygıyla anıyorum.
Değerli milletvekilleri, İşsizlik Fonu oluşturuldu. İşsizlik Fonu'nu kim oluşturdu? Bir tarafı işçi, işveren ve devlet katkısından oluşur. Dolayısıyla bu Fon'dan da işçi ve işverenlerin faydalanması kadar da doğal bir şey olamaz. Ancak burada, İşsizlik Fonu'nda işçilerimizin ve işverenlerimizin katkılarıyla tabii, olağanüstü bir fon birikti. Bu Fon'dan işçi ve işverenin dışında birçok kurum ve kuruluşa ödenekler aktarıldı, yardımlar yapıldı yani amacı dışında kullanıldı. İtirazımız bunadır.
Şimdi, İşsizlik Fonu'na en büyük katkıyı sunanlardan biri de tabii, küçük esnaf, sanatkâr ve işverenlerdir. Dolayısıyla işçilerimiz, yanımızda çalıştırdığımız işçilerimiz işsiz kaldığında bu Fon'dan yararlanır ancak krizlerden, iflaslardan, efendime söyleyeyim; doğal afetlerden, bunların neticesinde işini kaybeden işverenler buradan faydalanmaz. Bunların da faydalanması gerektiğini burada düşünüyorum. Yine, ayrıca, işverenlerimize verilen asgari ücret desteği, efendime söyleyeyim, kısa çalışma ödeneği gibi katkılar var ama bunlardan da yine ne hikmetse büyük firmalar yararlanır ama küçük işletmeler, maalesef, buradan herhangi bir şekilde bir destek sağlayamaz.
Şimdi, sizlere biraz esnaf ve sanatkârlardan da bahsetmek istiyordum, küçük işletmelerden. Ülkemizde bulunan işletmelerin yüzde 98'i küçük işletme ve bu insanlar 1972 yılında BAĞ-KUR gibi bir sigortayı oluşturdular. O günden bu tarafa, yirmi beş otuz yıl, yağmur demeden, çamur demeden, en kötü şartlarda hep bu BAĞ-KUR'a prim ödediler, belki evine ekmek götüremedi ama yine BAĞ-KUR primini ödedi ki "İleride herhangi bir şekilde bu bana döner." diye. Ama geldiğimiz noktaya bir bakın, şu an BAĞ-KUR'lular 7.500 lira maaş alıyor. "Yüzde 5 mi verelim, 7 mi verelim, 10 mu verelim?" gibi tartışmalar var. Ya, yüzde 100 yapsak ne olur? 7.500 lira 15 bin lira olsa ne olur? Bugün bir ev kirası olmuş 10 bin lira. Gıda almış başını gidiyor, enflasyonu durduramıyoruz, dövizi durduramıyoruz, akaryakıtı durduramıyoruz. Bütün bunlar kimi etkiliyor? Emeklilerimizi etkiliyor, çalışan esnaflarımızı etkiliyor. Esnafımız sıkıntı içerisinde, esnafımız evinde aç, BAĞ-KUR'lu emeklimiz evinde aç, işçi emeklimiz evinde aç; bu emekliler üşüyor, bu emekliler can çekişiyor, dolayısıyla bu emeklilere katkı sunmamız gerekiyor. Bunlara bizim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız "Asgari ücret kadar emekli maaşı verelim." diye bir rakam belirledi, emin olun ki bu bile az. Eğer 2002'de görevi devraldığınızda artışlar doğru gitseydi bugün bu insanlar 25 bin lira emekli maaşı alacaktı ama şu an maalesef 17 bin lirayı bulduralım diye her türlü gayreti sarf ediyoruz. O gün pazarı gezdim Mersin'de değerli milletvekilleri, bir emekli 3 tane sivri biber almış, 1 tane patlıcan almış; emekli maaşı yetmiyor. Ama görüyoruz ki şu ortamda emeklinin geçinme şansı hiç yok. Dolayısıyla, öyle yüzde 5, yüzde 10'larla bu emekliyi biz kurtaramayız.
Şimdi, biliyorsunuz, daha önceki dönemlerde esnaflarımızla ilgili birçok şeyi konuştuk ama eğer Sosyal Güvenlik Kurumunu ayakta tutmamız gerekiyorsa kayıt dışını kayıt altına almamız lazım. İkinci olarak da bu, işverenlerin üstündeki, esnafın ve işverenlerin üstündeki yükü azaltalım ki bu insanlar kayıt altına girsin. Bugün bir asgari ücretlinin bir iş yerine maliyeti 23.500 lira civarında. Dolayısıyla, küçük esnaf işçi çalıştıramaz duruma geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TALAT DİNÇER (Devamla) - 2 işçi çalıştırsa 50 bin lira gibi bir gideri olacak. Dolayısıyla, bizim, Sosyal Güvenlik Kurumunu ayakta tutmamız ve buraya, en azından, diğer katılımları sağlamamız için yükleri azaltmamız gerekiyor, prim yükünü düşürmemiz gerekiyor. Bugün bir asgari ücretlinin nasıl bir iş yerine 25 bin lira civarında bir maliyeti varsa emin olun, o küçük esnafın ödediği BAĞ-KUR primi de bugün 6.900 lira civarında. Bunu iş yerleri kaldıramıyor, bu yükün altından esnaf kalkamıyor. Esnafa müjdeler verdik "9000 prim gün sayısını 7200'e düşüreceğiz." dedik, o da yapılmadı. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bizzat alanda söyledi, hâlâ gerçekleşmedi, hâlâ esnaf sıkıntıda, dolayısıyla esnafın beklentileri büyük. Bugün emekli, hastanelere gidemez durumda.
Bir konuyu daha burada hemen belirtip sözlerime son vereceğim: Emin olun, hastanelerde Suriyeliler önde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TALAT DİNÇER (Devamla) - Bizim esnafımız maalesef hastaneye gidip randevu alamaz durumda. Eczaneye gittiğinde bizim emeklilerimiz yüzde 10 katkı payı veriyor, ilaç fiyat farkı veriyor, muayene ücreti veriyor ama Suriyeli hiçbir şey vermiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.