| Konu: | Kuzey Atlantik Antlaşmasına İsveç Krallığının Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 23.01.2024 |
ERKAN BAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sesimizin ulaştığı tüm yurttaşlarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Üzülerek söylüyorum, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin kara günlerinden bir tanesini yaşıyoruz. Açık söylemek gerekirse günlerce konuşmak isterdim ama sadece beş dakikam var ve sanıyorum söyleyeceklerim bu salon içinde en küçük bir karşılık bulmayacak ama sesim yurttaşlarımıza ulaşır umuduyla ve tarihe not düşmek için konuşacağım.
Biraz sonra oylama olacak ve pek çoğu neyi oyladığını bile bilmeyenlerin oyuyla tarihe bir iz bırakacağız. O yüzden ben öyle lafı hiç dolandırmadan söyleyeceğim: Biz NATO'nun kendisine karşıyız, Türkiye'nin NATO üyeliğine karşıyız, NATO'nun genişlemesine de karşıyız. Değerli arkadaşlar, gelirken hemen yukarıdan çıkarttım; bugün değil 1965'te bu Parlamentoda yine karşıydık, 66'da, 67'de, 68'de karşıydık, 78'de karşıydık, 98'de karşıydık.
HALUK İPEK (Amasya) - Doğru, Sovyetler vardı, Sovyetler.
ERKAN BAŞ (Devamla) - Tabii, gün gün fikrini değiştirenlerin bizi anlaması pek mümkün değil.
HALUK İPEK (Amasya) - Doğru, Sovyetler vardı, Sovyetler'in yanındaydın.
ERKAN BAŞ (Devamla) - Gün gün bizi izleyenler, üzülerek söylüyorum ilkeli siyasetin ne olduğunu bilmeyenler anlayamaz. Büyük Millet Meclisimiz, üzülerek söylüyorum ki savaşın cephelerini genişletmek için, savaşı daha geniş sınırlara yaymak için, daha çok insanın ölmesi için bir savaş örgütünün imkânlarının daha da büyümesini oylayacaktır. Nerede bir savaş varsa, nerede kan, nerede gözyaşı, nerede ölüm varsa NATO'yu hep orada gördük. Okyanusun diğer yakasındakiler sıcak yataklarında, Avrupa'dakiler konforlu fanuslarında huzur içinde uyuyabilsinler diye, silah satabilsinler, ayaklarını bastıkları her yeri kan gölüne çevirsinler diye ant içmiş bir savaş örgütüdür NATO. NATO'nun ayak bastığı hiçbir yerde barışın b'si olmaz; Afganistan'da böyledir, Irak'ta böyledir, Libya'da böyledir, Suriye'de böyledir. Tesis ettikleri düzeni meşru kılmak için herkesi birbirine düşman ederler; ölümü bir siyaset olarak, para kazanacak bir araç olarak kullanırlar.
Değerli arkadaşlar, NATO nedir bilir misiniz? NATO, mafyalarla, çetelerle, yeraltı savaş aygıtlarıyla ülkesi ve insanlık için mücadele eden devrimcileri, kalemini satmayan gazetecileri, onurlu, haysiyetli insanları alçakça öldüren gladyoları besleyenlerin örgütüdür. Kimse ama kimse NATO'dan barış beklemesin. Bu dünyaya barış ancak NATO gibi ölüm tüccarlığı yapan örgütlerin bitirilmesiyle gelir. Dünyada barışın önündeki en büyük engellerden biri NATO'dur. NATO'nun bir savunma örgütü olduğu tarihin en büyük yalanıdır. Bakın, güya Sovyetler Birliği tehdidine karşı kurulmuştu değil mi? Sovyetler yok, NATO genişlemeye devam ediyor.
Arkadaşlar, NATO 12 Eylül'dür; Türkiye'de 12 Eylül darbesini yapanlar NATO'culardır, NATO'cuların "bizim çocuklar" dedikleridir. NATO kontrgerilladır, NATO Susurluk'tur. O yüzden şimdi şaşırıyoruz, ne oldu diyoruz? Deve iğne deliğinden geçti mi ki İsveç'in NATO üyeliğine onay veriyoruz? Ama işte 12 Eylül'de fikirleri iktidarda olanlar NATO'yla devam ediyor. "Amerika emperyalist, biz yerli ve millîyiz." diye konuşanlar, buyurun, hodri meydan, Amerika'nın savaş örgütü olan NATO'ya "hayır" demek için bir fırsat var ama biliyoruz ki ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz, kürsülerde başka konuşursunuz, buraya gelip sorumluluk aldığınızda en NATO'cu, en Amerikancı olmakta birbirinizle yarışırsınız.
Değerli yurttaşlar, biz Orta Doğu için, Balkanlar için neyi savunuyorsak, kendi ülkemiz için neyi istiyorsak İsveç için de aynı şeyi istiyoruz. Askerî paktlardan, silahlanma yarışından uzak bir dünya istiyoruz ve bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. Hatta barış içinde yaşamak için NATO'yu o karanlık tarihiyle birlikte tarihin tozlu sayfalarına gömmek gerektiğini düşünüyoruz. Biz, bugüne kadar Türkiye'nin herhangi bir ülkede yabancı asker bulundurmasına nasıl karşı çıktıysak herhangi bir yabancı askerin Türkiye'de bulunmasına da her zaman karşı çıkacağız. Adı ister NATO olsun ister başka bir şey olsun, herhangi bir emperyalist kuvvetin bu topraklarda bulunmasına asla ama asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ERKAN BAŞ (Devamla) - O yüzden bugün hatırlatmak istiyorum: Libya'daki masum insanların hayatını kaybetmesinin arkasında NATO vardır. NATO'nun ellerinde Irak'ta ölen 461 bin insanın kanı vardır. Şimdi, bu kan lekesini ne dindirebilir? Biz ya savaş tamtamlarına güç vereceğiz ya da dünyanın dört bir yanında silahların çıkardığından çok daha gür bir sesle barış için haykırmaya devam edeceğiz. Açık söylüyorum, tüm dünya bu sesle yankılana kadar "barış" diyeceğiz. Sizin çocuklarınız saraya, bizim çocuklarımız mezara devrini bitireceğiz.
Bu görüşmenin son sözlerini NATO'ya karşı mücadelenin önderliğini yaparken yitirdiğimiz Denizlerin, Mahirlerin bize armağanı olan bir sloganı tutanaklara geçirmekle bitirmek istiyorum: "Kahrolsun NATO; kahrolsun emperyalizm; yaşasın tam bağımsız Türkiye!" (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)