GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:50
Tarih:17.01.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aylardır burada vahim bir soruna dikkat çekiyoruz, "7.500 lira maaşla emeklimiz nasıl geçinecek?" diye haykırmaya çalışıyoruz. Israrla dediniz ki: "Ocak ayını bekleyin." Bekledik, sonuç: Dağ fare doğurdu, emeklimize 10 bin lira maaşı reva gördünüz, emeklimizi enflasyona ezdirmeyi reva gördünüz. Şimdi de temmuz ayını işaret ediyorsunuz. Değerli milletvekilleri, bunun adı, futboldaki tabirle, top çevirmektir. Gidin nerede neyi çeviriyorsanız çevirin ancak emeklimizin kaderi üzerinden top çevirmeyin. Yazıktır, günahtır, ayıptır.

Evet, şimdi vicdanınıza sormak istiyorum: Emekli bu maaşla ne yapacak, emekli bu maaşla kirayı nasıl ödeyecek, mutfağa ne alacak, çocuğunu nasıl okutacak, faturaları nasıl ödeyecek, ne giyecek, ne yiyecek? Bunu cevaplayın diye sormuyorum arkadaşlar; empati yapın, emeklinin yerine kendinizi koyun, düşünün diye sormaya çalışıyorum.

Evet, ben bir muhalefet milletvekiliyim ancak sokakta bir emeklimiz bize hesap sorduğunda yetkimiz olmadığı hâlde, düzeltme imkânımız olmadığı hâlde bizim yüzümüz kızarıyor arkadaşlar, size emeklimiz hesap sorduğunda hangi duyguyu yaşıyorsunuz, bunu gerçekten merak ediyorum; yüzünüz kızarıyor mu, utanıyor musunuz, sıkılıyor musunuz? Bunu gerçekten merak ediyorum.

TÜRK-İŞ'in açlık sınırı; arkadaşlar, geçen ay 14.431 lira; emekli maaşını 10 bin lira açıkladınız, bunun anlamı ne? Emeklimize borçlanıyorsunuz. Bir de üzerine 2024 yılı yüzde 36 enflasyonu ekleyin -o da tutarsa- yani emekliye borçlanmanız katlanarak büyüyecek. Bu maaş gözden geçirilmelidir, en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.

Evet, Yavuz Bülent Bâkiler'in güzel bir şiiri var, bilirsiniz:

"Ben Anadolu'yum...

Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç...

Şükrederek kalktığım sofralarımda

Ya soğan ekmek olur ya bulamaç..."

Yavuz Bülent Bâkiler şiirlerinde hep Anadolu'nun yokluğundan bahsederken bu yokluk içerisinde Anadolu insanımızın da hep vatanına ve devletine bağlılığından ve vefasından bahseder. Bizim insanımız devlet ne zaman dara düşmüşse her zaman devletine elini uzatmıştır. Şimdi insanımız, emeklimiz devletinden elini uzatmasını bekliyor, bu eli uzatmak zorundasınız, korkarız ki bu el uzatılmazsa değerli milletvekilleri -asıl söylemek istediğim bu- Anadolu insanımızın o tertemiz duyguları, o vefası, o bağlılığı törpülenir diye korkuyoruz. Bu açıdan da düşünmenizi özellikle rica ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.