| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 26.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Herhâlde, Türkiye kadar, asgari ücretin ana gündemi bu kadar işgal ettiği başka bir ülke yoktur. TEPAV'ın yaptığı analize göre ülkemizde, özel sektörde tam zamanlı olarak çalışanların yaklaşık yüzde 46'sı asgari ücretli durumundayken yüzde 91'i ise 2 asgari ücretin altında ücret gelirine sahiplerden oluşuyor. Özel sektörde tam zamanlı çalışan yaklaşık 7,5 milyon kişiden bahsediyoruz; bu kişilerin ortalama hane büyüklüğünün 3 kişi olduğunu varsayarsak yaklaşık 22,5 milyon vatandaşımız eder. Eğer bir ülkenin gündemini sürekli ücret artışları ya da hayat pahalılığı işgal ediyorsa bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Tüm bunlar, yoksulluğu yönetme uğraşının bir yansımasıdır. Fiyat artışları altında ezilen vatandaşın tek derdi alacağı ücret artışı olmaktadır. Konu asgari ücret olunca da neredeyse yarısı asgari ücretli olan ücretlilerin Asgari Ücret Tespit Komisyonundan çıkacak karara odaklanması kadar da doğal bir durum yoktur.
Az önce de dile getirdiğim ve son yıllarda sıkça altını çizdiğimiz bir husus var: AK PARTİ'nin yaptığı şey, yoksulluğu yönetmeye çalışmaktır. Vatandaşa düşük gelirin, ücretin kaçınılmaz olduğu fikrini aşılamaya çalışırken bir yandan da sembolik ücret artışları ya da sosyal transferleri kendilerinin bir lütfuymuş gibi anlatıyorlar. Bu tutum, emeği, emekçiyi hakir görmektedir, kabul edilemez.
Hepinizin malumu olduğu üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıklamasından sonra Sayın Cumhurbaşkanının 2024 için asgari ücrette tek artış planladıklarını beyan etti. Merkez Bankasının gelecek yıl sonu enflasyonunun yüzde 36 olacağını öngördüğü bir ortamda Hükûmet tek seferde ne kadar bir artış yapmayı planlıyor ki bu işçiler yıl sonuna kadar bir refah kaybı yaşamasın. Yüzde 100 mü arttıracaksınız asgari ücreti arkadaşlar?
Bir de iktidarın dile getirdiği, işçiyi, enflasyona ezdirmeme iddiası var. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve şu soruyu sorun kendinize: Hangi enflasyon? Aylık maaşının yarısını gıdaya, diğer yarısını kiraya ödeyen bir hanenin enflasyonu değildir TÜİK'in açıkladığı, ay sonunu getirmek için kartlar arasında para çeviren hane reisinin enflasyonu da değildir, öğrencinin, emeklinin, işçinin enflasyonu da değildir. O hâlde biz işçinin ücretini neden TÜFE'yi baz alarak artırıyoruz arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayalım.
AYKUT KAYA (Devamla) - Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendi'nin de belirtmiş olduğu üzere, partimizin asgari ücret teklifi, açlık sınırı ve gıda enflasyonu tahmini ile büyümeden işçiye verilecek refah artışı payını da dikkate alarak yılın ilk yarısı için 17.000 TL, ikinci yarısı içinse en az 20.500 TL şeklindedir. Neden en az? Çünkü çizdiğiniz ekonomik programla yılın ikinci yarısında enflasyonu vadettiğiniz düzeylere indirememe ihtimaliniz gün gibi ortadadır. Bu teklif, işçiyi gerçekten enflasyona ezdirmeme ve katma değerin işçi-işveren arasında adil bölüşme esaslarının çıktısıdır. Bu teklifin de Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından dikkate alınmasını en çok işçilerimiz için temenni ediyoruz.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.