GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:24.12.2023

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Evet, çok Saygıdeğer Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, aziz milletimiz; hepinizi DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır niyaz ediyor, teröre ve terör örgütü PKK'ya lanet olsun diyorum.

Değerli arkadaşlar, Hükûmetin nasıl bir bütçeye sahip olduğunu ve öngörülerinin ne derece güvenilir olduğunu görmek için kendi hedefleri ve ulaştığı neticeleri mukayese etmek yeterlidir. AK PARTİ, cumhuriyetin 100'üncü yılı için millî gelirde 2 trilyon dolar, kişi başına gelirde ise 25 bin dolar hedeflemişti, ulaştığı ise bunların yarısı. 2024 yılı bütçesi de temelde adalete dayanmadığı için güven vermekten, istikrara katkıda bulunmaktan çok uzaktır. Başka bir netice beklemek de beyhudedir çünkü Hükûmet rasyonel olanın gerekliliklerini yapmayı ısrarla reddediyor. Peki, neden milletimiz böyle bir bütçeye mahkûm edildi? Sayın Cumhurbaşkanı, öz eleştiri kültürünü ve yanlışlarla yüzleşmeyi zaaf olarak kabul ettiği için ve nasıl olsa hamasi propaganda ve otoriter baskılarla hazin manzarayı bastırmayı başardığı için öncelikle sorulması gereken soruyu kendine sorma gereği duymuyor. Türkiye'nin çok gerisinde olan Bulgaristan ve Romanya'nın dahi refah düzeyinin son yıllarda bizi neden geçtiği gerçeğiyle yüzleşmek istemiyor. Cumhurbaşkanı geçen gün asrın doğa felaketi olan son yaşadığımız depremlerin 104 milyar dolar tutarında bir maliyet ortaya çıkardığını belirtti ama bizzat kendi el emeği, göz nuru olan asrın ekonomik felaketinin mali büyüklüğünün deprem felaketi kadar olduğunu belirtmeyi unuttu.

Değerli milletvekilleri, maalesef, bu gidişat düzelmez. Neden mi? Çünkü Cumhurbaşkanı ülkeyi fiilen anayasasız yönetmeye çalışıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı biliyor ki güçlü olduğu sürece ne dese ve ne yapsa yeterince alkış alacak. 2021'de Meclis grubunda dönemin Bakanı Sayın Lütfi Elvan'ı haksız yere azarlarken de alkışlanıyordu, şimdi, tam Lütfi Elvan Bey'in yaptığını yapan Sayın Mehmet Şimşek'i desteklerken de alkışlanıyor, yarın "Görevden aldım." dese yine alkışlanacak. Demek ki sorumluluk neymiş? Kurumsal olarak hukuk devletine dönmek, denge, denetim mekanizmalarını tekrar tesis etmek, bireysel olarak da yanlışa yanlış demek ve hakkın hatırını Cumhurbaşkanının bilime ve adalete aykırı talimatlarının üstünde tutmak.

Değerli arkadaşlar, AK PARTİ'li arkadaşlar, mutlu ve müreffeh bir Türkiye hedefine giden yolu bilmiyorlar mı? Elbette, biliyorlar. Unutanlara hatırlatayım: AK PARTİ'nin 2002 yılındaki kalkınma ve demokratikleşme programını okuyun lütfen. Programda ne diyor: "Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir." Sayfa 7. "Hukukun hâkim olmadığı bir toplumda demokratik rejimden bahsedilemez." Sayfa 20. "Kanunları hukuka, hukuku evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayandırmadıkça Türkiye gerçek bir hukuk devleti olamaz ve uluslararası camiada saygın bir yer edinemez." Sayfa 21. "Anayasal devlet anlayışı devlet yönetiminde egemen olmalıdır." Sayfa 59.

Değerli milletvekilleri, lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Bugün ülkemizde hukuk hâkim mi? Bugün kanunlar hukuka, hukuk evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayanıyor mu? Bırakın anayasal devleti, bugün kanun devletinden dahi bahsedebilir miyiz?

Aziz milletim, bu ülkede Anayasa Mahkemesi Başkanı terör örgütlerine hizmet etmekle suçlanıyorsa, Anayasa iktidarın talimatıyla yargı tarafından yok sayılıyorsa, Parlamento kendi hukukuna ve vekiline dahi sahip çıkamıyorsa, masum insanlar düşman hukukuyla yargılanıp hapislerde çürütülüyorsa, dünyada ne kadar mafya, çete ve uyuşturucu kaçakçısı ülkemize dolmuşsa güven de gelmez, ekonomi de düzelmez. Türkiye'yi hukukta, adalette, demokraside, özgürlüklerde dünya sıralamasında en dibe düşüren bir iktidarın ülkemizi ekonomide şampiyonlar ligine çıkarması mümkün değildir. Şampiyonlar ligi için ülke önce hak ettiği gibi yönetilmelidir. Yapılması gerekenler bellidir; hukuktan eğitime, sosyal politikalardan yüksek teknolojiye ülkemizin devası çok açıktır. Buyurun, hodri meydan; hukukun üstünlüğü ilkesine dönün, kuvvetler ayrımı ilkesine riayet edin, hak ve özgürlüklere saygı duyun, ehliyeti ve liyakati esas alın, emaneti ehline verin, aklın ve bilimin gereğini yapın; bunları yapın, biz de doğrularınızı alkışlayalım.

Saygılarımla.