| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 24.12.2023 |
CHP GRUBU ADINA ASU KAYA (Osmaniye) - 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerine söz aldım. Yüce Meclisimizi ve değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum.
PKK terör örgütüne karşı vatan savunmasında şehit düşen kahramanlarımız Ramazan Günay'a, Mehmet Serinkan'a, İsmail Yazıcı'ya, Yasin Karaca'ya, Çağatay Erenoğlu'na, Emre Taşkın'a, Abdulkadir İyem'e, Ahmet Arslan'a, Semih Yılmaz'a, Cebrail Dündar'a, Kemal Aslan'a, Enis Budak'a Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Yüce milletimizin başı sağ olsun.
Zaman geçiyor, tek biten şey insan hayatı ama keşke insan hayatı bu kadar ucuz, ölüm bu kadar kolay olmasaydı demek zorunda kaldık deprem sonrası. Çünkü Türkiye, deprem bölgesinin çığlıklarını duymadı, duyamadı. Yıllarca deprem vergisi topladınız ama bu depremde de dakikalar içinde iletişim altyapısı çöktü. Buna rağmen "İletişim Başkanlığı bütçesi deprem nedeniyle arttı." diyebilme yüzsüzlüğünde bulunanlar var. Utanın hâlâ inşa, ihya ve büyüme sloganları atabiliyorsunuz, pes doğrusu!
6 Şubat depremlerini yaşamış bir doktor, bir anne olarak şunu söyleyeyim: Yokluklarla baş başa bırakılmış depremzedeler başta olmak üzere bu ülkede adaletsizliklerle, haksızlık ve hukuksuzluklarla mücadele edenler eşit, adil ve şeffaf bir bütçenin sizin iktidarınızda imkânsız olduğunu biliyorlar. Bu bütçe deprem kentlerinin insanlarının "Unutulduk." diyen sessiz çığlığını duymayan bir bütçedir, bu bütçe deprem bölgesinin üstü örtülen sorunlarına çözüm olmayan bir bütçedir. Halkın yıllarca çalışıp kazanabildiğini dakikalar içinde harcayan bir saraydan gelen bir bütçe bu bütçe. İnsanlarımızın umutsuz ve gelecekten kaygılı olduğu, Genel Başkanımızın da dediği gibi, daha az eşit olan deprem şehirlerinin duyulmayan sesi olarak bu bütçeye karşı ses yükseltiyorum. Çaresizliğin ve yoksulluğun kadınların sırtına yüklendiği deprem bölgesinin bir kadın milletvekili olarak, depremden bu yana her şey yolundaymış gibi göstermeye çalışanlara karşı isyan ediyorum. Deprem bölgesinde 2023'te 700 milyar TL harcadığınızı, 2024'te de 1 trilyon TL harcayacağınızı beyan ediyorsunuz ama biz deprem bölgesine baktığımızda bunların içi boş rakamlar olduğunu görüyoruz. Şehirlerimizin umutsuzluğa mahkûm edildiğini görmemek için gören gözlerin kör, duyan kulakları sağır olması gerekir ama biz görüyoruz ve duyuyoruz ve halkımıza diyoruz ki yalnız ve umutsuz değilsiniz. Depremden bu yana üzerine sessiz bir örtü örttüğünüz Osmaniye'm dâhil 11 ilimizde 50 binden fazla canımız gitti, on binlerce bina yıkıldı, on binlercesi ağır hasar aldı. Sadece Osmaniye'mizde 1.010 yurttaşımızı kaybettik, yüzlerce bina dakikalar içinde yıkıldı, binlercesi ağır hasar aldı. Yaşadıklarımız hafızalarımızdan hâlâ silinmedi, silinmeyecek ama sizin yaşananları unutmanız için birkaç ay yetti ve deprem kentlerini kaderiyle baş başa bıraktınız, öyle duyarsızlaştınız ki ağır hasarlı binaları yıkmayı unuttunuz. Depremden canını zor kurtarmış vatandaşlarımız kent merkezlerinde kendiliğinden yıkılmaya devam eden binaların etrafında can güvenlikleri olmadan yaşamaya devam ettiler, ediyorlar. Çünkü "Kervan yolda düzülür." anlayışıyla hareket eden iktidarınızın yöneticileri ağırdan almaya, son dakika hazırlanmış kent planlarını "çözüm" diye sunmaya devam ediyorlar.
Genel Başkanımız Özgür Özel 11 Kasımda Osmaniye'mizi ziyaret etti, dedi ki: "Deprem konutları çok yavaş ilerliyor." İki gün sonra Vali bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu açıklamayla biz öğrendik ki her 10 hak sahibinden ancak 1'i yıl sonu itibarıyla konut sahibi olacak, diğer kalan 9'u kışın ayazında konteynerde donmaya devam edecek. İki gün önce Vali Bey yine konuştu "Konutları teslim ediyoruz, edeceğiz." demeye devam. Yani görünen o ki yağmur suyunda kalan, yolları çamurlu, susuz konteyner kentlere depremzedeler daha çok uzun mahkûm. Sürecin uzayacağını biliyorsunuz ki son torba kanunda konutların yapımı için altı ay daha ek süre istemek zorunda kaldınız. Bir deprem ülkesinde çıraklık, kalfalık, ustalık dönemlerini geçirmiş yirmi bir yıllık iktidarsınız ama daha hâlâ deprem politikanız yok.
Orta hasarlı binalar; onlara dair belirsizliklerle dolu bir genelge yayınladınız, o da ancak aylar sonra. Genelgede sözü edilen hibeler de krediler de daha ortada yok, neredeyse bir yıl olacak; vatandaş soruyor ama duyan nerede.
Temmuzda ek deprem bütçesi getirdiniz, biz de depremzedelerin yükünü alacaklar, depremzede esnafa, çiftçiye herhâlde sahip çıkılacak dedik ama siz Osmaniye dâhil 6 ili mücbir hâlinin devam ettiği illerin listesinden tam da temmuz ayında çıkardınız. Dükkânlarını da depremde kaybeden esnaflara "Haydi bakalım, BAĞ-KUR borçlarınızı ödeyin." dediniz. Deprem sonrası hak sahipliğini kazanan esnaflarımız "Bizim hâlimiz ne olacak?" diyor.
Malum, ulaşım konusunda çok mahirsiniz, ustasınız; buna rağmen şehrim Osmaniye'de zaten doğru dürüst yol yok, olanlar da depremde hasar almışken, köylerimize ulaşamıyor hâle gelmişken siz aylarca parmağınızı kımıldatmadınız, ben burada dile getirdikten sonra ancak adım attınız. Yaşanan kazalarda yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz Ceyhan-Kadirli-Osmaniye yolunu bir türlü bitiremediniz. "Organize sanayi yaptık, yapacağız." dediğiniz Düziçi'nin doğru dürüst yolu yok beyler. "Osmaniye'ye 165 kilometre bölünmüş yol yaptık." diye övünüyorsunuz ama yatırım programlarına koyup, söz verip çoğuna başlayamadığınız projeler için hiç utanmıyorsunuz. Bütün bunlara rağmen, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi, geçmediği yollar, kullanmadığı köprüler için bu bütçeye vergi vermeye devam eden Osmaniyeli vatandaşımdan özür dileyin.
Ve Osmaniye'min yıllardır bitirilemeyen 10 milyarlarca liranın heba edildiği demir yollarını da artık bitirin. Vekiliniz Ulaştırma ve Altyapı Bakanına sormuş "Osmaniyeli yurttaşımız ne zaman hızlı trene binecek?" diye; ben de merak ediyorum ne zaman bineceğiz. Projelerin adı değişiyor, maliyeti artıyor, dış krediler yüklüyorsunuz vatandaşa ama hâlâ soruya cevap yok. Halka değil inadına yandaşa hizmet eden bir anlayışınız olduğu için bitmiyor; işte bu nedenle Osmaniye'm daha az eşit sizin yüzünüzden.
Sağlık bir başka kör alan sizin için. Osmaniye Devlet Hastanesi; yeni yaptınız, depremde yeni binanın duvarları yıkıldı ama aceleyle seçimden önce açtınız. "Günde 1 milyon nüfusa hizmet veriyor." diye övünüyorsunuz oysaki içinde doktor yok, olan doktorları da tutmak için bir çabanız yok. Hastanelerde randevu problemi bütün ülkemizde kronikken deprem bölgesinde kırmızı alarm veriyor; o yüzden övünmeyi bırakın artık. Bir an önce deprem bölgesinden yüzlerce hasta gelen Osmaniye Devlet Hastanesinin ihtiyaç olan branşlarına atamayı yapın. Ayrıca, bu hastaneyi yapanların yayalar için bir geçit yapmayı dahi akıl edememiş olmalarını acemiliklerine veriyorum. İnsanlar hastane yolunda ölüyor, haberiniz var mı? Aile sağlığı merkezleri depremin ve sonrasının ağırlığını taşıyanlar oldular. Depremde ağır hasarlı binalardaki aile hekimlerine "Hemen çıkın." dediniz; onlar hizmete devam ettiler, mücadele ettiler. Siz ise bu ASM'lerin tekrar oluşturulması için "Söz, ayıracağız." dediğiniz bütçeleri ayırmadınız; attığınız "tweet"ler duruyor.
Depremzedeler için en hayati konu ise su. Her yanı su olan Osmaniye'min depremden zarar gören su göletlerini tamir etme girişiminde dahi bulunmadınız. Susuz bıraktığınız tarım arazilerini bir yıl daha çoraklığa mahkûm ettiniz. Senelerdir söz verdiğiniz, her seçimde "Kurdelesini keseceğiz." dediğiniz Düziçi Çatak Barajı'nı bitiremediniz.
Tablo buyken "Devlet büyük, devlet güçlü, devletin parası var; neden deprem kentlerine gelince bu para yok oluyor?" diye soruyor benim depremzede vatandaşlarım. Daha az eşit depremzede yurttaşlarımız vergi ödemeye devam ettikleri bu bütçeden eşit pay sahibi olmak istiyorlar ve iktidarınıza "Duyun bizi." diyorlar. Ardı arkası kesilmeyen ve kesilmeyecek olan bu depremler için artık somut adım bekliyorlar.
Deprem bölgesindeki yurttaşlarımıza sesleniyorum: Bu bütçenin içinden deprem bölgesine ayrılan payın ve verilen sözlerin tümünün takipçisi olacağız. Zorluklarla mücadeleyi iyi bilen bizler, halkına verdiği sözleri unutmayan bizler buradan söylüyoruz: Halkın sorunlarını görmezden gelen, deprem bölgesini unutan bütçenize "hayır" diyoruz. Mutlu çocuklar, umutlu gençler, güçlü kadınlar, vefa içinde emeklilik yaşayacak tüm yurttaşlarımız için adil, eşit bir bütçeyi en kısa zamanda biz yapacağız diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.