Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 44 |
Tarih: | 23.12.2023 |
SELMA ALİYE KAVAF (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dün Kuzey Irak'ta şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, yeni yıla sayılı günler kala asgari ücretlinin, emeklinin, yoksulun, işsizin, engellinin gözü kulağı üzerinde görüştüğümüz bu bütçede. Bütçenin milletimize zenginlik, refah, gelir dağılımında adalet getirmesi gerekirken yüzde 75 oranında artırılması öngörülen vergilerle memurun, çiftçinin, esnafın, işçinin, emeklinin daha da fakirleştiğini görüyoruz. Memurlarımıza temmuz ayında verilen 8 bin liralık seyyanen zam yüksek vergi dilimleri sebebiyle çoktan eridi. Asgari ücretlinin aldığı maaş yılın ikinci yarısında artan enflasyon, kira ve ulaşım maliyetleri sebebiyle yüzde 50'ye yakın değer kaybetti. Beklenen enflasyona yılın ikinci yarısındaki enflasyon dâhil edilmediği için memur ve kamu işçisi vatandaşlarımız maaşlarını daha şimdiden yüzde 36 oranında eksik almış olacaklar. Tüm bunların yanında yeni yılda vergi ve harçlara yüzde 56,43 oranında zam öngörülürken memura, asgari ücretliye, emekliye, engelliye bu oranın altında artış öngörmek ise izaha muhtaç bir durumdur. Milletimizin ağır vergi yükü altında ezilmesine sebep olacak bu bütçe planlaması en yüksek ve en düşük gelir grupları arasındaki farkı daha da açarak gelir dağılımındaki adaletsizliği daha da derinleştirmektedir. İktidar ne söylerse söylesin, nasıl bir algı oluşturursa oluştursun, bütçe, gerçeği gözler önüne seriyor. Asgari ücret 11.500 TL, açlık sınırı 14 bin TL. Yalnızca işsizler değil çalışanlar da yoksul. Üretici için üretmek çok pahalı, onun için çiftçi üretmiyor, çalışan aldığı ücretle geçinemiyor, esnaf sattığını yerine koyamıyor; çözüm borç. Hangi sorun olursa olsun vatandaşa borç veriliyor; üreticiye borç, esnafa borç, öğrenciye borç, vatandaşa borç veriliyor. İnsanlar her geçen gün borç yükü altında eziliyor. Her vatandaşımız borçlu, hane halkının borcu 2 trilyon 500 milyar lira olmuş. Hacizli dosya sayısı 35 milyona ulaşmış, vatandaş borç kıskacına alınarak siyasi tercihe zorlanıyor.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz bütçede başta kur korumalı mevduatın hazineye yükü olmak üzere çok sayıda gider kalemlerini de şeffaf bir biçimde göremiyoruz. Dar gelirli vatandaşlarımızın vergileriyle karşılanan bu giderlerin detayları da kamuoyuyla paylaşılmıyor. Ödediği verginin nereye harcandığını bilmek vatandaşın en doğal hakkıdır. Bugün görebildiğimiz kadarıyla hazine önümüzdeki üç yılda toplam 5,4 trilyon lira sadece faiz borçlarına ödeme gerçekleştirecek. Başka bir deyişle, her 100 liranın 20 lirası faize gidecek. Dış ve iç döviz borçları sebebiyle 6 trilyon liraya ulaşan hazinenin borç stokunun da hem bugünümüzü hem de geleceğimizi ipotek altına alıyor olduğunu da dikkate almamız gerekiyor. Bu bütçe, devletin sosyal devlet olma sorumluluğunu yerine getiremediği, faiz ve rant gelirleriyle zengini ödüllendiren bir bütçedir.
Bu çerçevede bütçenin milletimizin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden değerlendirilmesinin ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri giderecek şekilde revize edilmesinin acil bir ihtiyaç olduğunu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.