GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:44
Tarih:23.12.2023

SERKAN RAMANLI (Batman) - Bismillahirrahmanirrahim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi hakkında HÜDAPAR adına söz almış bulunmaktayım.

Bütçeyle ilgili değerlendirmelere geçmeden önce, yetmiş günden fazla bir süredir bombardımanla ve işgalle karşı karşıya kalan Filistin halkının ve kahraman mücahitlerinin direnişini selamlıyorum.

6 bini kadın ve 8 bini çocuk olmak üzere toplamda 20 bin insanın katledildiği Gazze'de siyonist vahşetin kurbanlarından olan ve dedesinin "ruhumun ruhu" diye seslenip cansız bedenini kucağına alıp sardığı, gözlerini öpüp yanağındaki yarasını ve saçlarına bulaşan tozu temizleyip kefenlediği kız çocuğu Reem'in doğum günü olan 23 Aralığın yani bugünün dünya şehit çocuklar günü olarak ilan edilmesi çağrısına desteğimizi ifade ediyorum. Bir bütün olarak milletin Meclisinin de bu çağrıya duyarsız kalmaması gerektiğine inanıyorum. Geçmişte bizler kendi ülkemizin öz çocukları olan Yasin Börü'müz gibi, Eren Bülbül'ümüz gibi, Berkin Elvan'ımız gibi, Uğur Kaymaz'ımız gibi, Fırat Sımpil'imiz gibi, Veysel Atılgan'ımız gibi ve Ceylan Önkol'umuz gibi şiddet ve çatışma kurbanı olan onlarca çocuğumuz için vicdanlarda ortaklaşmayı başaramadık belki ama hiç olmazsa bu kez, bütün insanlık ailesinin vicdanlarda ortaklaştığı Gazze soykırımı vesilesiyle, hem ülkemizde kaybettiğimiz çocukların hem de dünya genelinde ve Filistin özelinde katledilen bütün çocukların anısını bu anlamlı günde hep birlikte yaşatma çağrısında bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, 2024 yılı bütçesinde gelirler toplamı 8,5 trilyon lira, giderler toplamı da 11 trilyon lira olarak öngörülmüştür. Bu demektir ki Hükûmet daha şimdiden 2,5 trilyon liralık bir bütçe açığını göze almıştır. 2,5 trilyon lira bütçe açığı demek, 2,5 trilyon lira borçlanmak demektir; bu da eğer öngörüler tutar ve bütçe açığı tahminleri aşmazsa tabii. Borçlanmak demek, daha fazla faiz ödemek demek; borçlanmak demek, yüksek faiz oranları nedeniyle artan borçlanma maliyetleri demek, geri ödemelerde yaşanan zorluklar, yüksek enflasyon ve belli aralıklarla nükseden ekonomik krizler demek. Bütçe hazırlanırken mümkün mertebe gelirler ve giderler arasında farkın oluşmamasına, eğer oluşacaksa bu farkın giderler lehine değil, gelirler lehine olmasına dikkat edilmelidir. Geliri artırmak mümkün değilse giderden kısmanın bir yolunu bulmalıyız. Bütçe açıklarının azaltılması da ancak tasarruf yapmakla ve israfa kaçan harcamaların tümüyle terk edilmesiyle mümkündür. Bize göre, sağlıklı bir büyümenin anahtarı borçlanma değil, tasarruftur ancak maalesef, bütçede tasarrufa veya kamu harcamalarında israfın önlenmesine dair bir tablo ve projeksiyon göremiyoruz.

Bütçede 2,5 trilyon lira borçlanmanın yanı sıra 1,2 trilyon lira da borç faizinin ödenmesine ayrılmıştır. Faize ayrılan bu pay, toplam bütçenin yüzde 11'ine denk gelmektedir. Toplam yatırım harcamalarıysa bütçenin yüzde 13,5'una tekabül ediyor. Faiz geliri toplam yatırım miktarına, toplam yatırım harcamalarına yaklaşmış durumda. Faize ayrılan miktar, 1 trilyon 92 milyar liralık Millî Eğitim bütçesinden daha fazla, 732 milyar liralık Sağlık Bakanlığı bütçesinin 1,7 katı, 283 milyar liralık Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin ise 4,5 katı büyüklüğündedir.

Evet, ülke büyüyor ve güçleniyor. Bardağın dolu tarafını görüp takdir etmekle birlikte boş tarafını da gözden kaçırmamak gerekir. Bir yandan, bütçeye ek maliyet getirecek diye emeklilerin maaşına zam yapılamayacak, asgari ücretli açlık sınırının altında bir ücrete razı edilecek, fiyatı yüksek diye bazı kritik ilaçların SGK kapsamına alınamaması yüzünden hasta yakınları ilaç masraflarını karşılayabilmek için dilenci pozisyonuna düşürülecek, her branştan fakülte mezunu gençlerimiz kaynak yok diye atanamayacak, öğretmen açığı bütçe imkânları el vermiyor diye kapatılamayacak, ücretli öğretmenler ve fahri Kur'an kursu öğreticileri asgari ücretin çok altında bir ücretle çalışmak zorunda bırakılacak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SERKAN RAMANLI (Devamla) - ...sayısı 90 bini bulan taşeron işçilerin kadroya alınması sürekli ertelenecek, akaryakıt başta olmak üzere birçok üründe uygulanan sübvansiyonlara son verilecek ama halktan tahsil edilen verginin neredeyse beşte 1'i faiz lobisine aktarılacak. Niye? Tasarruf edemiyoruz diye. Niye? İsrafı önleyemiyoruz diye. Niye? Kaynaklarımızı yerinde ve verimli kullanamıyoruz diye.

Evet, pandemi, deprem, savaş, küresel kriz bizim engelleyebileceğimiz hadiseler değil, bunların oluşturduğu maliyete herkes gibi bizler de katlanmak zorundayız ancak bununla birlikte sağlam bir iradeyle ve sıkı bir kontrol ve denetleme mekanizmasını devreye alarak tedbir geliştirebiliriz, halkımızın ihtiyaçlarını karşılamakta daha yeterli bir seviye yakalayabiliriz; buna gücümüz var.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)