Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 10'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 43 |
Tarih: | 22.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bütçelerini değerlendirmek üzere huzurunuzdayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Fakat, cümleme başlamadan önce bir vurgu yapmak isterim, Cumhurbaşkanımıza bir mesaj göndermek isterim, 2 Cumhurbaşkanı Yardımcısı da buradalar, onların da vicdanına seslenmek isterim: İletişim bütçesini görüşüyoruz ama maalesef İletişim Başkanımız burada değil. 2 Cumhurbaşkanı Yardımcısı buradayken onun olmaması biraz abes kaçıyor.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Nerede acaba?
FUAT OKTAY (Ankara) - Tek Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bak, orada.
RIDVAN UZ (Devamla) - Bu, Meclise de milletimize de biraz saygısızlıktır; bunu belirtmek isteyerek cümlelerime başlıyorum.
Bu bütçeleri hazırlama ve uygulama süreçlerinizde gördüğümüz bazı sorunları, eksiklikleri ve önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum: Evvela, mezkûr bütçelerin ülkemizin gerçek ihtiyaçlarını, sorunlarını ve önceliklerini yansıtmadığını; aksine, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin keyfî ve müsrif bir yönetim anlayışını pekiştirdiğini söylemek zorundayım. Bildiğiniz gibi, 2017 referandumuyla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle ülkemiz, 2018 yılında parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçti. Bu sistem, Cumhurbaşkanlığına geniş yetkiler verirken Meclisimizin, yargının ve denetim kurumlarının rolünü ve etkinliğini de azalttı.
Ayrıca, Cumhurbaşkanına bağlı olarak kurulan Cumhurbaşkanlığı başkanlıkları, bakanlıkların yetki ve sorumluluklarını gasbederek kamu yönetiminde kargaşa, çifte başlılık ve hesap verememezlik durumuna getirdi. Bu başkanlıklardan ikisi bugün görüşeceğimiz Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile İletişim Başkanlığıdır. Bu iki Başkanlık, Cumhurbaşkanının hem ekonomik hem de siyasi alanda tek adam olarak karar almasına ve kararları uygulamasına olanak sağlayan, Meclisten azade, halktan kopuk ve haktan bihaber, antidemokratik bir yapılanmadır.
Değerli milletvekilleri, Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2018 yılında Kalkınma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı Bütçe Genel Müdürlüğünün birleştirilmesiyle oluşturuldu. Bu Başkanlık, bütçe hazırlama, uygulama, denetim süreçlerini tek elde toplayarak Meclisin bütçe üzerindeki yetkisi ve denetimini ortadan kaldırdı. Ayrıca, kalkınma planı, yıllık program, orta vadeli program, yatırım programı gibi stratejik belgeleri de hazırlayarak ekonomi politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında da tek söz sahibi oldu. Bu Başkanlık Cumhurbaşkanına bağlı olarak çalıştığı için ekonomik kararlar halkın ve piyasanın beklentilerine ve ihtiyaçlarına göre değil, Cumhurbaşkanının siyasi çıkar ve hedeflerine göre alındı; tam da bu sebepten Türkiye ekonomisi, son beş yılda büyüme, enflasyon, işsizlik, cari açık, borç, faiz, kur gibi temel göstergelerde ciddi bir gerileme ve istikrarsızlık yaşadı. Türk lirası döviz karşısında tarihî değer kayıpları yaşarken yoksulluk ve gelir adaletsizliği de arttı. Üretim, yatırım, istihdam ve ihracat gibi reel sektörün can damarları tıkandı. Ekonomik krizin faturası esnafa, çiftçiye, memura, emekliye ve hatta öğrencilere kesildi.
Vatandaşlarımız ağır ekonomik şartlar altında kan ağlarken Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nde kamu kurumlarının alacağı yeni araçlar var; tıpkı 2015 yılında Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek'in "Bunları çerez parası olarak görüyoruz." dediği ülkemizin kaynaklarının heba edilmesinden başka bir şey değildir. İktidar partisi kullanacağı makam araçlarını düşünürken milyonlar yoksullukla boğuşmaktadır.
Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz'ın Meclisimize sunduğu bütçe teklifinin detaylarına bakıldığında, işsizlik oranındaki artış ve halkın vergi yüküne bağlı şekilde bir gelir beklentisinin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.
Şimdi sizlere sormak isterim: Gelecek yıl içinde bütçe açığı hedefi her ne kadar yüzde 6,4 olsa da bunun döviz kuru ve altın fiyatlarındaki dalgalanma ve olası enerji fiyatlarındaki artışla ülkemizin 2024 yılında daha fazla bütçe açığı olmayacağını nasıl garanti edebilirsiniz? Dolayısıyla, 2024 yılı ortasında ek bütçe ve vergilerde artış gündeme yine gelmeyecek mi? Bu yıl ek bütçe ihtiyacıyla birlikte AK PARTİ iktidarı, taşıtlar ve elektronik cihazlar gibi günlük hayatta pek çok kullanılan ürünlerde uygulanmakta olan özel tüketim vergisi oranlarında büyük artışlar yapmıştı. Örneğin, ilave motorlu taşıtlar vergisi kararıyla vatandaşlarımızdan 2 kere alınan motorlu taşıtlar vergisi oldu. Evdeki hesabı bir türlü çarşıya uyduramayan, kifayetsiz ve liyakatsiz kadroların hesapları 2024 yılında da tutmayınca acaba milletimizden bu kez 5 kere mi motorlu taşıtlar vergisi alacaksınız?
Bütçede Sayın Şimşek "Paraya ihtiyacımız yok." diyor. O zaman ihtiyaç fazlasını emekliye, memura, çiftçiye, esnafa neden dağıtmıyorsunuz? Sayın Başkanım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak "2024 yılında Sayın Cumhurbaşkanımıza sadece yüzde 82'lik zam yaptık." dediniz. Bu zam oranını yine gariban Türk milletine, esnafa, işçiye, memura, emekliye de uygulayacak mısınız, milletimiz bunu merak etmektedir.
2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program döneminde özellikle iş gücü piyasasına yönelik yapısal program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artmasını beklediğini açıklayan Strateji ve Bütçe Başkanlığı acaba bu rakamları oluştururken ülkemizin kevgire döndürülmüş sınırlarından gelecek kaçakları da hesaba katmış mıdır?
Değerli milletvekilleri, bizler İYİ Parti olarak bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesini elbette istiyoruz. Öncelikle, Strateji ve Bütçe Başkanlığının politika belirleme süreçlerinde daha fazla şeffaflık sağlaması gerektiğini de düşünüyoruz, idari anlamda tarafsız ve bağımsız bir devlet kurumu hüviyetine kavuşmasını da temenni ediyoruz çünkü bir devlet kurumudur. Kamu mali yönetimi vatandaşlarımızın vergi ödemeleriyle finanse edilen bütçelerin nasıl harcandığına dair açıklık ve hesap verilebilirlik ilkelerini de içermelidir. Bu noktada Strateji ve Bütçe Başkanlığının karar alma süreçlerinde katılımı artırmak ve toplumsal uzlaşıyı güçlendirmek adına şeffaf bir yönetim biçimi benimsemesi gerekmektedir. Ayrıca bu kurumun politika belirleme süreçlerinde kamuya açık veri ve bilgilere daha geniş erişim imkânını tanıması hepimiz için büyük önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, ikinci olarak, İletişim Başkanlığının Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki rolüne odaklanmak isterim. Medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti demokratik bir toplumun temel yapı taşlarıdır. 2018 tarihinde kurulan, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün yerini alan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine riayet ederek basın özgürlüğünün garantörü olması gerekirken devlet adabı ve ciddiyetten uzak, antidemokratik, baskıcı uygulamalarıyla basın özgürlüğüne ve meslek etiğine mugayir politikalar izlemektedir. İdari anlamda Sayın Cumhurbaşkanının kişisel çıkarlarını koruduğu, siyasi anlamda ise âdeta bir propaganda bakanlığı gibi çalışmalarını sürdürdüğünü gözlemlerken milletimizi gerçek gündemden uzaklaştırdığı ve devlet kaynaklarını israf ettiği görülmektedir. Ülkemizin uluslararası arenada karşılaştığı sorunlara karşı etkili bir iletişim stratejisi geliştirmemekte, Türkiye'nin imajını yükseltmek yerine Türk milliyetçisi gazetecilere karşı siyasi faaliyetler yürütmektedir. Yani Cumhurbaşkanının ve iktidar partisinin siyasi çıkarlarına hizmet ederek milletimizi gerçek gündemden uzaklaştırdığı ve devlet kaynaklarını israf ettiği de görülmektedir. Bu partici ve taraflı tavrı öyle pervasız bir hâl almıştır ki kurumun başkanlığını yapan şahıs, muhalefet partilerine sataşma ve iftira atma hakkını kendinde bulmaktadır. Buradan soruyorum: Bu kurumun başkanı "Terör örgütlerine umut vadeden bir muhalefet çizgisinin var olduğunu üzülerek gördük." diyebilme cesaretini gösterirken acaba AK PARTİ Hükûmetine de Oslo'yu, Dolmabahçe'yi, teröristbaşı Apo'nun mektubunu, bebek katilinin kardeşini TRT'yi çıkardığını da söyleme cesaretini ne zaman gösterecektir? (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Montaj videoları hazırlayanlar ve milletimizi kandırmaktan utanmayanlar için dezenformasyon yasası geçerli değil midir?
Kurum başkanı ve ailesinin 5 maaş aldığı bilinmektedir. Bu yüzden maaştan feragat ettiğini söyleyen bu kişi kimin parasını, kime bağışlamaktadır? Burada olsaydı bunu da açıklamasını beklerdik. İletişim Başkanlığının binasında kaç kişi bu montaj ve karalama kampanyaları adına çalışma yürütmektedir? İletişim Başkanlığının sadece seçim sürecinde 293 milyon TL olmak üzere, 2023 yılında 1 milyar 631 milyon 576 bin TL harcayarak devletimize ve milletimize nasıl bir katkı sağladığı da tarafımızca merak edilmektedir. İletişim Başkanının kendisi atanmış biri olarak vatandaşın seçtiği siyasetçilere ayar vermeye çalışması en hafifiyle hadsizlik değilse nedir? İstanbul'daki yapısının bile kaçak olduğu söylenen bu kişinin doğruları söylemesi ve hakkı savunmasını nasıl bekleyebiliriz? Peki, ya milletimize ayar vermek için daha önce ebabil takımı, pelikan takımı var iken şimdi pörtlek baykuş takımı kurmanız ne kadar doğrudur, bundan ne zaman vazgeçeceksiniz? İletişim Başkanlığının 2024 yılı için teklif edilen bütçesi 4 milyar 126 milyon 595 bin Türk lirasıdır. Bu bütçe teklifi 2019 yılına oranla yüzde 1.097 artış demektir. Peki, sizler hangi emeklinin, memurun, işçinin maaşına bu oranın yüzde 10'u kadar bir iyileştirme yaptınız?
Değerli milletvekilleri, İletişim Başkanlığı demişken CİMER konusunu da kısaca ele almak isterim: Vatandaşımızın dile getirdiği sorunlara çözüm bulma amacıyla kurulan CİMER, maalesef beklenen etkinliği, verimliliği sağlayamamaktadır. CİMER'e yapılan birçok şikâyetin dikkate alınmadığı ve söz konusu sorunların sürekli biçimde başka kurumlara iletildiği tarafımızca müşahede edilmiştir. İletişim Başkanlığının bir devlet kurumu olarak siyasi bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bizler, bütçe hazırlama süreçlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkin bir şekilde dâhil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Katılımcı demokratik hassasiyetlerle sürecin ilerletilmesi daha kapsamlı, daha adil ve daha demokratik bir bütçe oluşturulmasına vesile olacaktır.
Sonuç olarak, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile İletişim Başkanlığı bütçelerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında daha fazla şeffaflık, katılımcılık ve medyanın bağımsızlığını desteklemek adına köklü ve yapısal değişikliklere ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bunun demokratik değerlerimizi korumak ve güçlendirmek adına kritik bir adım olacağına inanıyor ve "ret" oyu vereceğimizi beyan ederek yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)