GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:42
Tarih:21.12.2023

CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Bir dakika kaldı arkadaştan.

Evet, Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu üzerinde konuşmak üzere huzurunuzdayım. Ama bunlara ilişkin söyleyecek söz yok çünkü ben deprem bölgesinin milletvekiliyim; deprem zamanı bu kurumların hiçbirisi Kahramanmaraş'ta yoktu, olmamaları da doğaldı yani bunlar ne yapacaklar deprem bölgesine gelip de? Ama olması gereken bir kurum vardı AFAD. AFAD da yoktu, Hükûmet yoktu; beş gün, altı gün, bir hafta boyunca insanlar enkaz altında diri diri rahmetli oldular; yanarak öldü insanlar, Hükûmet yoktu, hiç kimse yoktu.

Değerli milletvekilleri, 99 depreminde enkazın üstünde arama kurtarma ekipleri şöyle bağırıyordu: "Sesimi duyan var mı?" Bu depremde ne oldu biliyor musunuz? Enkazın içerisindekiler, aşağıdan "Sesimi duyan var mı? Bana yardım edin." diye bağırdı ama yoktu kimse. (CHP sıralarından alkışlar) AK PARTİ Hükûmeti, AFAD, hiç kimse yoktu. Bugün var mı? Bugün de yok, bugün de yok. Deprem bölgesini unuttunuz, deprem bölgesinde insanların neler çektiğini unuttunuz. Orta hasarlı binalar sorunu var, orta hasarlı binaları güçlendirmek istiyor vatandaş, "Hayır." diyor AK PARTİ'li belediyeler. Nasıl olacak? "Falanca şirkete git, 50 bin lira yatır, öyle güçlendir." Oradan da malı götürmeye çalışıyorlar yani. Köylerde güya deprem konutları yapılacaktı, Kahramanmaraş'ta nerede bu konutlar? Afra tafra Tayyip Bey geldi, temel atıldı, temel atılan yerde betonun gramı yok, gramı; boşa temel atmışlar. Köylerde hiçbir şekilde hiç kimseye bir şey vermediler.

Hastane krizi var Kahramanmaraş'ta. Yalvardık, "Bakın, Necip Fazıl Şehir Hastanesi buraya yapılmaz, deprem bölgesi burası, fay hattı var." dedik, dinlemediler, yaptılar; depremde ilk orası gitti. Peki, şimdi ne yapıyorlar biliyor musunuz? Şimdi acil durum hastanesi yapacakmış beyler. Nereye? Otogar civarına. Peki, orada durum nedir? Maraş'ın en fazla zemin sıvılaşmasının olduğu alan, 35 metre aşağı inilmiş, balçık çıkmış. Akıllanmıyorsunuz ya, ya bari burada akıllanın da bunu yapmayın.

15 Şubatta, depremden dokuz gün sonra televizyonlarda Türkiye Tek Yürek kampanyası yapıldı, herkes bağlandı, ağzını açan "5 milyon" "10 milyon" "50 milyon", milyonlar havada uçuşuyordu, açıklandı "115 milyar topladık." dediler. Geçtiğimiz günlerde Sayın Ali Yerlikaya'ya bir soru önergesi verdim "Ne kadar toplandı?" diye, "Ne oldu?" diye, hani "115" açıklamışlardı ya, Ali Yerlikaya "85 toplandı." diyor "85 geldi." diyor. Bu 30 milyar nerede, 30 milyar TL? O televizyonlara çıkıp "Benden 10, 15." diyen AK PARTİ'nin müteahhitleri, 5'li çetenin hangisi bu parayı yatırmadı? "10" deyip de ne kadar yatırdılar? Bunları açıklamak boynunuzun borcudur.

Değerli arkadaşlar, deprem bölgesinde durum böyle. Peki, Türkiye'de? Türkiye'de de aynı şekilde. Biz bu bütçeye ret oyu vereceğiz çünkü siz satıcı bir hükûmetsiniz, satıcı bir hükûmetin bütçesine kabul oyu vermez, veremeyiz, vermeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Neyi satıyorsunuz? Satma konusunda çok uzmansınız; fabrikayı, limanı, treni, sahili, dağı taşı, dereyi, her şeyi sattınız, her şeyi satmaya devam ediyorsunuz. Mağdurdunuz, mağrur oldunuz; yola çıkarken mücahittiniz, müteahhit oldunuz şimdi.

Değerli arkadaşlar, lafa gelince ne diyorlar? "Her şeyi biz bulduk. Traktörü biz bulduk, bizden önce traktör yoktu." Zaten siz olmasanız traktör olmazdı, çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon; Allah razı olsun sizden ya, siz olmasanız bunların hiçbirisi olmazdı. Ateşi siz buldunuz, tekerleği siz buldunuz, telefonu, elektriği, parayı da siz buldunuz. Gerçi parayı buldunuz, doğru, parayı buldunuz, sağlam buldunuz parayı, malı götürüyorsunuz, malı götürüyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) 30 Nisan 2013, bakın, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki: "Göreve geldiğimde faiz oranı yüzde 47'ydi. Nereden nereye geldik?" AK PARTİ'li vekil arkadaşlar, faiz oranı bugün ne kadar? Açıklama yapıldı değil mi Merkez Bankasından, kaç oldu? 47,5 oldu. Nereden nereye gelindi değil mi? (CHP sıralarından alkışlar)

Hele bir de son günlerde gündemde başka bir konu var. Atatürk'ü sevmeyen bir asker olur mu? Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sevmeyen askerler var; ona karşı çıkan "Yanlış yapıyorsunuz." diyen teğmen de disiplin soruşturması geçiriyor. Genelkurmay Başkanına soruyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, süre alabilir miyim bir dakika? Şöyle efendim: Bakın, bu toplantıya rahmetli Hasan Bitmez Vekilimizin rahmete ulaştığı haberi gelince ara verildi. O gün ben konuşacaktım, bir dakikamı alacaktım fazladan ama o bir dakikayı benden önce o gün konuşanlara verdiniz. Şimdi ben milletin vekili olarak kendi hakkımı savunamazsam milletin hakkını hiç savunamam. Ben bir dakikamı istiyorum, Bakanlara da verdiniz. Ben bir dakikamı almazsam kürsüden ayrılmam. (CHP sıralarından alkışlar)

İSHAK ŞAN (Adıyaman) - Şov yapma, şov yapma!

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Şovu siz yaparsınız.

BAŞKAN - Sayın Öztunç, ben memnuniyetle tabii ki bir dakikaları veririm.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanlara verdiniz.

BAŞKAN - Bugün Grup Başkan Vekilleri kendi aralarında uzlaşarak böyle bir karar aldılar, yoksa ben hiçbir hatibin söz hakkının kısıtlanmasını kabul etmem, bu konuda oldukça da esnek davranıyorum ama bugün Grup Başkan Vekillerinin talebi uyarınca böyle bir karar alındı.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, Grup Başkan Vekillerimiz bizden kesilen birer dakikayla kendileri beşer dakika konuştular. Olmaz; 600 vekil var, sadece Grup Başkan Vekilleri yok. Biz bir dakika konuşabilmek için yarışıyoruz ama bir dakika hakkımızı vermiyorsunuz. Ben hakkımı istiyorum. Size değil Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)

HÜSEYİN ÖZHAN (Adıyaman) - Ya, on dakika konuştunuz zaten.

BAŞKAN - Sayın Öztunç, sizden önceki hiçbir hatibe vermedim, o nedenle siz konuşmanıza devam edin.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Ben ayrılmıyorum Sayın Başkanım, kusura bakmayın. İnat da bir murattır.

HÜSEYİN ÖZHAN (Adıyaman) - Demokratik haklarınızı kullanın, oradan ayrılmayın.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Öyle yapıyorum, öyle yapıyorum.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Verseydiniz bitmişti Başkanım şimdi.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sabahlayalım efendim, bekleriz. Sabahlayalım, hiç problem yok(!)

BAŞKAN - Sayın Öztunç, teşekkür ediyorum.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Ben buradayım Sayın Başkanım, kusura bakmayın.

HÜSEYİN ÖZHAN (Adıyaman) - Ben olsam ben de ayrılmam.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Son cümlemi söylemek istiyorum Sayın Başkanım. Son cümlemi söylememe izin verin Sayın Başkanım.

CAVİT ARI (Antalya) - Son bir cümle söylesin Başkanım.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Ya, biz duyuyoruz, söyle.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Son cümlemi söylemek istiyorum Sayın Başkanım.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Duyuyoruz, duyuyoruz, söyle.

HÜSEYİN ÖZHAN (Adıyaman) - Sayın Vekilim, arkandayız, kıpırdama oradan.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Vekil, bir dakikalık hakkınızı doldurdunuz orada ya.

BAŞKAN - Buyurun, son cümlenizi alalım Sayın Öztunç.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin başındaki Genelkurmay Başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri olmak zorundadır, bir başkasının değil; tarikatın değil, cemaatin değil. (CHP sıralarından alkışlar) Mustafa Kemal Atatürk'ün ya askeri olacak ya da o görevden ayrılacak!

Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)