Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 9'uncu Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 41 |
Tarih: | 20.12.2023 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
"Sayın Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm" şiarıyla bedenini açlığa yatıran cezaevindeki binlerce tutsağı selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Buradan Maraş katliamının yıl dönümünde katliamda yitirdiğimiz yurttaşlarımızı da anmak istiyorum. Türkiye, katliamlar ülkesi olarak anılmamalı. Katliamların farklı etnik ve inanç gruplarının kaderi olmaması için Türkiye'nin geçmişindeki utançla yüzleşmesi, sorumluların açığa çıkarılması gerekmektedir.
AKP'nin özellikle son yıllarda sermaye, savaş ve rant odaklı ekonomik ve politik tercihleri enflasyonu hızla artırmış, hayat pahalılığı, fiyat artışları ve alım gücündeki sürekli düşüş can alıcı bir sorun olmuştur. Döviz kurlarındaki hızlı artışlar ve beraberinde vergi oranlarında yapılan artışlar hem enflasyonu tetiklemiş hem de bozuk olan vergi yapısı ve gelir dağılımını daha da bozmuştur. Vergilerde yapılan artışlar mal ve hizmet alımına yansımış; gıdadan giyime, barınmadan ulaşıma kadar her şeyin zamlanmasına neden olmuştur. Türkiye, her şeye her gün zam yapıldığı, fiyat istikrarının yok olduğu bir buhran dönemi yaşamaktadır.
İktidarın vergileri hangi sosyal kesimlerden almayı tercih ettiğini yakın zamanda yapılan düzenlemelerde rahatlıkla görebiliriz. Temmuz 2023 tarihinde deprem bahane edilerek torba yasayla motorlu taşıtlar vergisini 2023 yılına mahsus 2 defa tahsil etmiştir. Mevcut ekonomik iklimde bankalar, şirketler tarihî kârlılık oranını açıklarken iktidar, bu sermaye sahiplerini, şirketleri, bankaları vergilendirmek yerine yoksul halkın cebine göz dikmiştir.
İktidara, 2023 bütçesinde öngörülen vergi gelirleri yetmemiş, 2023 yılının Temmuz ayında yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla KDV, şans oyunları, banka ve sigorta muameleleri ile bazı harçlara zam yapılmış, yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 20'ye, yüzde 8 olan mal ve hizmetlerin KDV oranı ise yüzde 10'a çıkarılmıştır. Pandeminin etkisinin devam ettiği, milyonlarca insanın etkilendiği depremden sonra hijyen ürünlerine zam yapılmış, temizlik ürünlerinde KDV yükseltilmiştir. Yoksul halkın çoğunluğunu oluşturduğu halkın cebinden çıkacak vergiler bu şekilde yükselirken Borsa İstanbulda işlem gören tam mükellef sermaye şirketi payları için yüzde sıfır tevkifat uygulamasına devam edilmiştir. Vatandaşın umudunu şans oyunlarına bağladığını ve burada iyi bir vergi kapısı olduğunu bütçeyi hazırlayanlar da görmüş ki şans oyunlarına yüksek vergilendirmeler getirilmiştir. 2023 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 100 artmıştır. Oysa "Bir Müslüman olarak nas ne gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğiz, bizim silahımız nas." dediniz ancak nassı unuttunuz. Halkın hayat pahalılığından, geçim sıkıntısından bir umut bağladığı şans oyunları üzerinden umut tacirliği yapar hâle geldiniz.
2023 yılı Ekim ayı bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda iktidarın vergi yükünü yine emekçi ve yoksullara bıraktığını görüyoruz. 2023 yılı Ekim ayı vergi gelirleri tahsilatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 125 oranında artmıştır yani büyük bir kısmını dar gelirlilerin ödediği vergilerdeki artış yüzde 100'den fazla olmuştur. Vergi tahsilatındaki bu artışlar bize hem iktidarın açıkladığı enflasyon rakamlarının sipariş usulüyle belirlendiğini hem de enflasyonist baskının faturasının verginin büyük bir kısmını ödeyen yoksullara kesildiğini göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, 2024 bütçesine baktığımızda, geçmişte olduğu gibi yine yandaşı gözeten, yoksulu unutan bir bütçe olduğunu görüyoruz. Bakın, bu bütçede emekliler yok, çiftçiler yok, emekçiler yok, öğrenciler yok, yoksullar yok, engelliler yok, kadınlar yok, çocuklar yok. Bu bütçe, halkın ihtiyaçlarını dikkate almayan, haktan ve halktan yana olmayan bir bütçedir. Bilakis bu bütçe, savaşa, yandaşa ve sermayeye kaynak aktarmak için hazırlanmıştır. Bu bütçeyle ne işsizlik ne yoksulluk ne de adaletsizlik sona erecektir, bu bütçe hiçbir derde çözüm olmayacaktır. 2024 bütçesi, yoksullardan, emeklilerden, emekçilerden ve işçilerden alınan vergilerin, vergi muafiyet ve istisnaları, ihale payları ve kamu-özel iş birliği ödemeleriyle yandaşa aktarıldığı bir bütçe olacaktır. 2024 bütçe yılında pek çok vergi, harç ve cezalar için dikkate alınacak olan yeniden değerleme oranı yüzde 58 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran, 2024 yılı için motorlu taşıtlar vergisi, damga vergisi, trafik cezaları, veraset ve intikal vergisi, pasaport harçları, özel usulsüzlük cezaları, adli ve idari para cezaları gibi ödemelere yapılacak olan zam oranını ifade etmektedir yani 2024 yılında ödeyeceğimiz vergiler katlanarak devam edecektir. 2024 yılında ödeyeceğimiz vergi tutarı, çok değil dört yıl önce, 2019 yılında ödediğimiz verginin 10 katından daha fazla bir tutara tekabül edecektir; bu artış bile ülke ekonomisinin geldiği noktayı göstermesi açısından çarpıcıdır.
AKP, bu bütçede, dolaylı vergilerle halkın cebinden aldığı geliri zengine dağıtma amacını açıkça ortaya koymaktadır. Sadece, KDV'nin ve ÖTV'nin vergi gelirleri içindeki payı yüzde 53 civarındadır; bu iki vergi, bütçe gelirinin en büyük kalemlerini oluşturmaktadır. Dolaylı vergilerin toplam vergi geliri içerisinde payı ise yüzde 65'in üzerindedir; bu da bize 2024 yılında toplanılması düşünülen bu vergilerin emekçilerden, işçilerden, yoksullardan, memurlardan alınacağını göstermektedir. İktidar, bu bütçe kanun teklifiyle halka dönük sosyal harcamaları kısmakta, halktan aldığı KDV'nin ve ÖTV'nin ağırlığını daha da artırmakta, sermayeden alması gereken vergilerden ise vazgeçmektedir. Görüldüğü gibi, bu bütçe, ekonomik krizle, enflasyonla mücadele eden ve kıt kanaat geçinmeye çalışan yoksulun, emekçinin, işçinin cebinden daha fazla paranın vergi olarak çıkacağı bir bütçedir. Yurttaşlar gerçek enflasyonun yüzde 100'ü geçtiği, yoksulluk sınırının 50 bin liraya ulaştığı, hayat pahalılığının giderek arttığı bir dönemde daha da yoksullaşırken sermaye sınıfı devasa kârlılık oranına ulaşacaktır. Türkiye'nin 500 büyük şirketinin 2022 yılındaki net satışları 2021 yılına göre yüzde 148 oranında yükselmiştir. 2024 yılında "vergi harcaması" adı altında 2 trilyon 210 milyar lira vergiden vazgeçilecektir. Bu, AKP'nin 2024 yılında toplamayı düşündüğü vergi gelirlerinin dörtte 1'inden vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Büyük bölümü sermaye sınıfı lehine vazgeçilen vergi harcamalarıyla neler yapılabilir diye baktığımızda karşımıza çarpıcı bir tablo çıkıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hun, lütfen sözlerinizi tamamlayın.
YILMAZ HUN (Devamla) - Bununla; eğitim ve sağlık bütçesi tam anlamıyla 2 katına çıkarılabilir, 2024 bütçe açığı neredeyse kapanabilir, yaklaşık 110 bin adet okul yapılabilir, 6 Şubat depreminde evlerini kaybeden depremzede yurttaşlarımız için yaklaşık 800 bin konut yapılabilir, öğrencilerin yaşadığı artık kronikleşen barınma sorunu çözüme kavuşabilir, açlık sınırının altında çalışan asgari ücretlinin hayat pahalılığı karşısında ezilmeyeceği, refah içinde yaşayabileceği bir maaş verilebilir.
Bu anlamıyla, 2024 bütçesi, ekonomik politik tercihler bağlamında 2023'ten farklı bir şey vadetmemektedir. Oysa, devlet bütçesi gelir dağılımında adaleti sağlayan, işçi emekçilerin haklarını koruyan, toplumsal farklılıkları bir hak olarak gören ve bunu finanse eden, toplumdaki dezavantajı grupları pozitif ayrımcı bir yerden gören...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hun, teşekkür ediyorum.
YILMAZ HUN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)