GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:19.12.2023

DEM PARTİ GRUBU ADINA BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Değerli genç arkadaşlarım, sizleri gençlerin değiştiren, dönüştüren gücüyle saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz. İktidar sıraları bu bütçeden bahsederken âdeta birer iftihar ve sevinç tablosu çizdiler, sessiz devrimlerden bahsettiler ama biz esas meseleyi konuşmaya, esas tabloyu çizmeye geldik. Mevcut durum bir iftihar ve gençlik tablosu değil genç arkadaşlarım, bunu en iyi biz biliyoruz. Mevcut durum işsizlikle, yoksullukla, geleceksizlikle, barınamamakla, ayırımcılıkla, siyasi baskılarla, nepotizmle, uyuşturucuyla, cinsel saldırılarla, flört şiddetiyle, iş cinayetleriyle, depresyonla mahkûm edilmeye çalışılan ve çalınan bir gençliğin tablosudur genç arkadaşlarım. "Sessiz devrim" dediler, açık bir itirafta bulundular genç arkadaşlarım. Sessiz sedasız, sinsice bütün ülkeyi bir karanlığa doğru sürüklediler; gençlerin, kadınların kazanımlarına göz diktiler. Bu olsa olsa sessiz sedasız bir antidevrimdir ve şimdiden söyleyelim: Eğer bu bütçe bugün bu Meclisten geçerse gençlere ve tüm halkımıza geçmiş olsun demek istiyoruz; yine kaynaklar faize, yandaşa ve sermayeye aktarılacak. Ama biz farkındayız, sizin de fark etmenizi sağlayacağız. Bunun bizim adımıza hazırladığınız son bütçe olmasını temenni ediyorum ve gençlerle birlikte bundan sonraki bütçeleri hep birlikte hazırlamayı diliyorum.

Şimdi, bu sessiz sedasız halk düşmanı politikaların verilerine hep birlikte bakalım. İktidar sipariş usulü verilerle, İstatistik Kurumunun dahi işsizliği saklayamadığı oranlarla karşımızda. TÜİK'e göre bile genç işsizliği yüzde 16,3; erkeklerde bu oran 13,8, kadınlarda ise bir anda yüzde 21'e fırlıyor. Neredeyse erkeklerin 2 katı kadar genç kadın işsizlik yaşıyor yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin gençler arasında da çok derinleştiğini görüyoruz.

Biz toplumsal cinsiyet eşitsizliği deyince iktidar sıraları diyor ki: "Bunun üzerinden siyaset yapmayın." ve bize karşı argüman olarak bir şey söylüyorlar -akıl tutuluyor, akıl tutulması yaşıyoruz- diyorlar ki: "Üniversite sınavına giren kız öğrencilerin sayısı erkek öğrencilerin sayısından daha fazla, toplumsal cinsiyet eşitsizliği yok." Bu mudur yani sizin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden anladığınız şey? Bu gençler sınava giriyorlar da bunlardan kaçı üniversiteye gidecek imkânlara sahip, kaçı barınabiliyor, kaçı barınamadığı için üniversiteyi terk ediyor, kaçı zorla evlendiriliyor, kaçı iş bulabiliyor; siz bunlardan haberdar mısınız?

Anlamsız istatistiklerle herkesi kandırmaya çalışıyorsunuz fakat biz sizin sakladığınız verileri tekrar konuşmaya devam edelim. Ne saklıyorsunuz bizlerden? Güvencesiz şartlarda çalışmak zorunda bırakılan gençlerin iş cinayetlerini saklıyorsunuz. Kocaeli'de 15 yaşında boya atölyesinde soba yakarken yanan ve yaşamını yitiren Ağrılı Ömer'i saklıyorsunuz, 19 yaşında buğday fabrikasında çalışan ve hayatını iş cinayeti esnasında kaybeden Kızıltepeli Yusuf'u saklıyorsunuz. Gençleri, çocukları işçileştiren, onların cinayetlerde yaşamlarını yitirmesine kadar giden sermaye ve patron dostu AKP, bir de kalkmış buradan bize iftihar ve sevinç tabloları çiziyor fakat bizleri kandıramayacaksınız. Yirmi yıldır gençlerin talep ve ihtiyaçları doğrultusundaki politikalar üretmek yerine makbul ve makul gençlik yaratmaya çalıştınız. Daha bir ay kadar önce, sessiz ve sinsice, burada Aile ve Gençlik Fonunu kamulaştırdınız. Ne yaptınız? Dediniz ki: "Gençleri biz evlendirelim, 150 bin lira verelim bu gençlere, bu gençler evlensinler." Yahu, biz size gençlerin problemleri var dediğimizde komisyonlarda bizi susturuyorsunuz. Bizi dinlemiş olsaydınız gençlerin esas probleminin evlenememek olmadığını anlardınız. Zannediyoruz ki siz bu evlenememe meselesini çok eşli küçük ortaklarınıza sorarak böyle bir karar aldınız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Gençlerin böyle bir problemi yok, gençlerin daha gerçek, daha esas problemleri var. Şimdi, biz size bahsedelim. Eğer bu fon ideolojik bir Fon değilse, eğer sessiz ve sedasız bir antidevrim yapmıyorsanız gelin bu 150 bin lirayı bütün üniversite öğrencilerine, bütün gençlere verelim; isteyen yüksek lisans yapsın, isteyen dil kursuna gitsin, isteyen kendine bir iş kursun, isteyen de evlensin fakat sizin derdinizin gençler falan olmadığını, gençleri eve hapsetmek, yeni ev gençleri yaratmak olduğunu bir kez daha söyleyelim. Siz gençlerin her şeyi sorgulamasından, toplumsal yaşamda etken değil, edilgen olmasından yanasınız, bu yüzden herhangi bir rol almalarını istemiyorsunuz; derdinizin gençleri, özellikle de genç kadınları evlere hapsetmek olduğunu biz çok iyi biliyoruz. Her gün dile getiriyoruz, "Gençlerin barınma krizi var." diyoruz, "Öğrenciler niteliksiz, hijyenik olmayan şartlarda yaşamak zorunda kalıyor." diyoruz. Sizin iftihar ve sevinç tablosu olarak gösterdiğiniz yurtlarda bizim genç arkadaşlarımız asansörlerde feci şekilde yaşamlarını kaybediyor. Başka bir örnek vereyim size yine iftihar tablonuzdan. Hafize Gaye Erkan'ı biliyorsunuz, kendisi baş aşağı giden ekonomiyi düzeltmek üzere Merkez Bankasının başına getirildi. Geçtiğimiz günlerde "Ben kiralayacak ev bulamıyorum, kiralar çok pahalı, bu yüzden annemin yanına taşındım." dedi. Herhâlde Gaye Hanım bu soruyu sadece kendi için soruyor, biz de ona soruyoruz. Evet, İstanbul'da kiralar Manhattan'dan gerçekten daha pahalı. Bu soruyu sadece kendiniz için sormayın; bu ülkede gençler yurt odasında 8 kişi kalıyor, bir öğün yemek yemek bir lüks hâline geldi, basit bir sosyal aktivite bile imkânsız bir hâle geldi; bu soruları da sorun. Ayrıca, hatırlatalım, bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz fakat haberdar değilsiniz. Ülkeyi savaşla, kanla, zulümle, yandaşa peşkeş çekerek yönetirken kiralar aldı başını gitti Gaye Hanım, haberiniz olsun. İşte sizin iftihar tablonuz da bu.

Yine bir diğer iftihar tablosu da KYK yurtlarındaki din dersleri. Gençlik Bakanlığı da tıpkı Eğitim Bakanlığı gibi onun izinden gidiyor. Ensar Vakfında çocukların maruz kaldığı şiddet hafızalarımızda hâlâ canlıyken, yine İsmailağa cemaatinde 6 yaşındaki çocuğa yönelik istismar vakası hâlâ tüm canlılığıyla önümüzdeyken biz Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bütün Bakanlıkların tarikat ve cemaatlerle protokol yapmasını asla kabul etmiyoruz, buna izin vermeyeceğiz. Halkın parasını çocuk ve genç düşmanı cemaatlere aktarmak yerine halkın kendisine, gençlere aktarın diyoruz.

Türkiye'deki tüm gençleri yatay kesen bu problemlerin yanında Kürt gençlerinin özgün problemleri vardır, Kürt olmakla ilgili problemleri vardır, siyasete katılmakla ilgili problemleri vardır. Şimdi, biz bunu söylediğimizde Komisyonda kıyameti kopardınız, bizden kanıtlar istediniz; ben size hemen kopardığınız kıyameti de kanıtı da göstereyim. Gördüğünüz arkadaşımız bizim MYK üyemiz ve Eş Sözcümüz, kendisi en demokratik hakkını kullanırken bu devletin kolluğu tarafından işkenceyle gözaltına alındı. Fakat siz asla bizim gören gözlerimizi karartamayacaksınız, asla ve asla boyun eğdiremeyeceksiniz, biz dimdik ayaktayız (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi, bir de uyuşturucu meselesi var. Uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadele etmiyorsunuz, bunun aksine toplumda yayılmasını istiyorsunuz. Neden? Çünkü gençler sosyal problemlerle uğraşmasın istiyorsunuz, bağımlı birer gençliğe dönüşsünler istiyorsunuz ve bu yüzden müdahale etmiyorsunuz. Cizre'deki AMATEM'leri kapatıyorsunuz, Mardin'de hâlâ AMATEM yok, bölgenin hiçbir yerinde biz AMATEM'lerin çalıştığını görmüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı uyuşturucuyla mücadele etmek yerine başka işlerle meşgul. Ne yapıyor biliyor musunuz? Rojava'da, Bab'da gençlik merkezleri açıyor. Sayın Bakana soruyorum: Bab'da, Afrin'de ne işiniz var Sayın Bakan? Sizin işiniz Bab'da gençlik merkezi açmak mı? Ne yapıyorsunuz o gençlik merkezlerinde? Bütün kamuoyu, bütün gençler bunun cevabını bekliyor. Sizi kendi sorunlarınıza dönmeye davet ediyorum. Mesela, Amedspor ayrımcılığa uğruyor, Amedspor'a dönük saldırılarda değişen hiçbir şey yok, Bakanlığımızın önleyici hiçbir çalışması da yok. Daha ne kadar sürdüreceksiniz bu tavrı? Fakat biz buradan söylemek istiyoruz ki Amedspor maçında açılan "Beyaz Toros" pankartlarına karşı Amedspor'un yanında olmaya, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe "..."(*) demeye devam edeceğiz.

Şimdi, 2023 yılının ilk dokuz ayında Mezopotamya Göç Platformunun raporlarına göre 50.415 kişi iltica etti ve bunların yüzde 80'i Kürt gençleri. Bu göç dalgasının, gençlerin umudunu yurt dışında aramasının önüne neden geçmiyorsunuz yoksa geçmek mi istemiyorsunuz; acaba bu, bölgeyi insansızlaştırma politikasının bir parçası mı? Ama biz buna da geçit vermeyeceğiz, önce gasbettiğiniz belediyelerimizi alacağız, sonra kendi şehirlerimizi inşa edeceğiz ve buradan genç arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum: Aday adaylığı sürecimiz devam ediyor, gelin DEM PARTİ'den aday adayı olun ve sizler de hem şehrinizi yönetin hem de kendi politikalarınızı oluşturun diyorum. Biz DEM PARTİ olarak gençlerin tüm bu problemlerinin çözümünün örgütlenmekten geçtiğini biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Devamla) - Gençleri yoksulluğa, işsizliğe mahkûm eden kapitalist politikalara karşı gençlerle birlikte mücadele edeceğiz. Diğer tüm partiler gibi gençleri salt geleceğimiz olarak görmüyoruz, gençlerin yarını kazanmaktan önce bugünü istediklerini çok iyi biliyoruz. Ne geçmişimizdeki değerleri ne bugünümüzü ne de geleceğimizi size bırakmayacağız, gençlerle her bir yerde hep birlikte heybetli mücadelemize devam edeceğiz.

Saygı ve sevgiyle bütün gençleri selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)