| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 19.12.2023 |
CHP GRUBU ADINA GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumartesi günü Silivri Cezaevinde ziyaret ettiğim Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın mesajlarını ileterek konuşmama başlıyorum. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'a yapılan ek maddelerle ilgili dedim ki tek bir cümle söylerseniz ne söylersiniz? Can Atalay dedi ki: "Rezerv konut alanları yasasıyla halkımız evinden, iş yerinden atılmaktadır, bu bir zulüm yasasıdır." Tayfun Kahraman: "Askerî alanları sattınız, yeşil alanları sattınız, şimdi vatandaşın evine göz diktiniz, arsaların yüzde 30'unu bedelsiz almak istiyorsunuz." dedi. Buradan bütün Gezi tutsaklarına da selam olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; şimdi, Sayın Bakanı biz nereden hatırlıyoruz? 20 Haziran 2018 yılında verdiği tarihi bir mülakattan. "İmar barışıyla elimize 35-40 milyar TL geçecek, bununla Türkiye'yi depreme hazırlayacağız." demişti Sayın Özhaseki. Evet, İzmir depremine hazırlandı Türkiye, Elâzığ'a hazırlandı, Kahramanmaraş merkezli depreme hazırlandı.
Peki, depremi çok konuştuk ama deprem sonrasında ne oldu yani bu yılın bütçesini konuşuyorsak son bir yıl içinde ne yapıldı? Arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen ek bütçeyle AFAD'ın ödeneklerine ayrılmış olan 661 milyar TL'nin depremde mağdur olmuş yurttaşlara harcanması gerekiyordu, kasım ayı sonu itibarıyla harcanan para 216,4 milyar TL yani AFAD üzerinden depremzedelere ayrılmış olan bütçe ödeneğini bile hâlâ kullanmamış bir iktidarsınız. Ya da 2024 yılı bütçesinde deprem bölgesindeki konutların ihya edilmesi, yapılması ya da riskli konutların iyileştirilmesi için Bakanlık bütçesine 247 milyar TL'lik bir yatırım bütçesi koyulmuş. 2023 yılının 12 Ağustos tarihinde yapılmış olan bir ihalede 105 metrekare brüt, 85 metrekare net bir daire için 27.500 TL metrekare birim fiyatı üzerinden Bakanlık davet usulüyle ihaleye çıkarak konut yapıyor.
Sevgili milletvekilleri, aynı tarihlerde Resmî Gazete'de Bakanlığın yayınladığı bir listede de ihaleye tabi olacak olan yatırımlar için A grubu yapıların metrekare birim fiyatı 7.500 TL, B grubu yapıların fiyatı 9 bin TL ve daha lüks konutların da 10.500 TL. Şimdi, Bakanlık ihale yapacak olan kurumlara bir birim fiyat öneriyor ama kendisi davet usulüyle yaptırdığı konutlarda bunun tam 3 katına ihale yapıyor. Peki, Bakanlık, bu birim fiyatlarla bu işin yapılmayacağını bilmiyor mu? Biliyor. Son bir yıl içinde 156 tane okul ihalesine herhangi bir müteahhit katılmadığı için ya da ihaleye verilmesi gereken en düşük ihale aralığında fiyat teklifi yapılamadığı için Bakanlık okul ihalesi yapamaz bir hâle gelmiştir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de çok ciddi bir barınma sorunu vardır ve bu barınma sorununun temel sebebi de bu iktidarın uygulamış olduğu faiz, döviz ve enflasyon hesaplamasıdır. Türkiye'de barınmanın temel ihtiyacı olan konutu yatırım aracı hâline dönüştürürseniz yani sermaye sahipleri için parasını dövizde, bankada ya da altında tutmak yerine konut almayı cazip hâle getirirseniz insanlar paralarını konut yatırımlarına, arsa yatırımlarına ya da gayrimenkul yatırımlarına aktarırlar. O nedenle, Türkiye'de son altı yıl içinde dövizdeki endeks artışı 7 kat iken konutlardaki endeks artışı 12 kata çıkmıştır. Şöyle bir örnek vermek gerekirse: 2017 yılında Türkiye'de konut endeksini 100 birim olarak kabul ettiğimizde, eylül ayında bu endeks 1.088'e, ekim ayında da 1.129'a çıkmıştır. Peki, soruyorum buradan iktidar sahiplerine: Aynı dönem içinde emekliye verdiğiniz ücretlerde, çalışanlara verdiğiniz ücretlerde, memurlara verdiğiniz ücretlerde bu endeksteki artışa benzer bir artışı verdiniz mi, yüzde 500-600 arasında? Son yedi yıl içinde enflasyonla, bu ülkenin kamu çalışanlarından, emeklilerinden alması gereken hakkın yarısı bir vergi biçiminde alınmış ve insanlar yoksullaştırılmıştır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, konut ve barınma sorununu çözebilmek için toplam girdi maliyetinin düşürülmesine ve bunun için de kamu kaynaklarının yani kamu bankalarının vatandaşın ucuz konuta ulaşması için kaynak ayırmasına ihtiyaç var. Şimdi, değerli milletvekilleri, buradan soruyorum: Herhangi bir bankaya gittiğinizde konut kredisi kullanmak isterseniz, çok torpiliniz varsa 350 bin TL size kredi açılıyor, 350 bin TL. Faiz oranları... Faiz oranları, yandaşlara yıllık yüzde 10-12 faizle birtakım kredileri kullandıran iktidar, konut sahibi olmak isteyen, barınma ihtiyacını gidermek isteyen yurttaşlar için yıllık yüzde 40-50 faizlerle kamu bankalarından toplam 350 bin TL'lik bir bütçe ayırmıştır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, başka bir konu da şu: Bakanlık bütçesinde diyor ki: "Millet bahçeleri yaptık." Ne kadar? 23 milyon metrekare. Peki, Türkiye'nin tamamında 23 milyon metrekare millet bahçesi yaptınız; Türkiye nüfusuna göre 4 kişiye 1 metrekare yeşil alan düşüyor. Ya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sizin yapmış olduğunuz yeşil alanın tamamı kadar yeşil alanı sadece İstanbul kentinde yaptı. Niye 23 milyon metrekarede kaldığını sormak gerekir arkadaşlar. Yeşil alanları imara açarsanız, şehrin merkezinde bulunan askerî alanları boşaltarak buraları imar adalarına dönüştürürseniz, şehrin merkezinde bulunan kamu hizmet alanlarını rant projelerine dönüştürürseniz sizin kent merkezlerinde ayırabileceğiniz yeşil alanınız kalmaz. Bu nedenle bütün çağdaş ülkelerde 14-15 metrekare olan yeşil alan miktarımız Türkiye'de hâlâ 3,5-4 metrekareyi geçememektedir. Ortalama insan ömrünün artık, erkeklerde 79, kadınlarda 84 yaşına çıktığını düşündüğümüzde emeklilik sonrası insanların yaklaşık yirmi beş otuz yıl sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için bulundukları yakın çevrede ciddi bir yeşil alana ihtiyaçları vardır.
Şimdi, dirençli kentleri oluşturacağız. Nasıl oluşturacağız dirençli kentleri? Bir: Kamu eliyle riskli yapıların iyileştirilmesi için kaynak ayıracağız. İki: "Türkiye'nin dünyada rekabet gücü en yüksek olan sektörü hangisi?" diye sorsam burada bulunan tüm milletvekilleri müteahhitlik sektörünün olduğunu söyler. Değerli arkadaşlar, bu iktidarın uyguladığı yanlış politikalar yüzünden Türkiye'nin dünyada rekabet şansının en yüksek olduğu müteahhitlik sektöründeki batış oranı yüzde 35'lere çıkmıştır. Türkiye'nin en ciddi sektörlerinde bugün ciddi bir kriz ortaya çıkmıştır. Başta İstanbul olmak üzere yüksek maliyetler, artan fiyatların oluşturduğu ek yükler ve geleceği öngörememek yüzünden bugün şehrimizin merkezinde riskli yapısını yıkmış ama yapamamışları, müteahhitle yaptığı sözleşmeler dolayısıyla bitmiş olan konutuna taşınamamışları, hatta daha da ilginci, o açılmış olan çukurlarda boğulan çocukları görüyoruz. Yanlış uygulanan politikaların doğal bir sonucu olarak da inşaat sektöründe üretim son 8 endekstir sürekli azalmaktadır. Nüfusu her yıl 1 milyon artan ülkemizde göçmen, mülteci ya da kaçak girişlerle birlikte ilave konut artışının olduğunu dikkate alırsak köyden, kırsaldan büyükşehirlere, özellikle batı bölgelerine göçü de dikkate aldığımızda kentlerimizdeki konut ihtiyacı özellikle de kiracılar açısından giderek yaşanmaz bir duruma gelmiştir. Artık sizin vermiş olduğunuz ücretlerle insanların büyükşehirlerde kiracı olarak yaşaması mümkün olmaktan çıkmıştır. Yıktığınız lojmanlar vasıtasıyla, ranta açtığınız askerî ya da sivil lojmanları yok etmeniz sebebiyle de artık büyük kentlerde memurlar nakil ve transfer yapmamaktadırlar.
Bütün bunlar olurken siz yılda 58 bin konut üretiyordunuz TOKİ eliyle, şimdi 64 bin konuta çıktınız, Türkiye'nin yıllık konut ihtiyacı 400 binden fazla, bunun için de bir model önermek gerekir. Nedir o? Tıpkı İstanbul'da KİPTAŞ'ın yaptığı gibi yerel yönetimlerin finansman ihtiyacının artırılarak bu meselenin çözülmesi konusunda katkı sağlamaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Kentsel dönüşümde bağımsız birim sahiplerine 2021 yılında 200 bin, 2022 yılında 300 bin, 2023 yılında 600 bin TL verdiniz. Bu ücretlerle insanların konutlarını dönüştürmesinin mümkün olmadığını ve gerçekçi yaklaşımlara ulaşmak gerektiğini belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, Bakanlığı eleştirdik ama hani her şey de kötü mü, iyi şeyler de olmadı mı? Oldu tabii, onlardan da bahsetmek gerekir. Nedir o? Beceriksiz bir Bakanımız vardı, çadır satan bir Kızılay Başkanımız vardı, enkaz altında kalan bir AFAD Başkanımız vardı, hamdolsun onlardan kurtulduk.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)