Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 37 |
Tarih: | 16.12.2023 |
CHP GRUBU ADINA MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle, geçtiğimiz günlerde kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Hasan Bitmez'e Allah'tan rahmet, tüm ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Bugün, Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerindeki Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini aktarmak üzere karşınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, sağlık, günlük politikalarla yönetilecek bir politika türü değildir yani sağlıkta her zaman gerçekçi politikaları bir an önce ele almak gerekir. Doğuştan beklenen yaşam sürelerinin artması; son dönemde yaşadığımız pandemi ve yeni çıkan hastalık türleri nedeniyle dünyanın tüm ülkeleri artık sağlığa daha fazla pay ayırmak zorundalar. Yani sağlık harcamaları ülkelerin bütçe ihtiyaçlarının artmasından daha fazla artmaktadır. Dolayısıyla bütün ülkeler, önümüzdeki dönem -sağlık harcamaları yapacakları zaman- sağlığa normal bütçe artışından daha fazla artış yapmak zorundadırlar. Bir ülkede sağlık bütçesini değerlendirirken bu sağlık harcamalarının nereye yapıldığı, kaynağının nereden geldiği ve hangi kalemlere harcandığı çok önemlidir.
İktisat teorisinde tam kamusal sağlık hizmetleri, bir de yarı kamusal sağlık hizmetleri vardır. "Tam kamusal sağlık hizmetleri" dediğiniz zaman, burada ortaya çıkan şey, koruyucu hekimliktir. Türkiye'de 2024 bütçesi, koruyucu hekimliğe maalesef yüzde 28 oranında bir pay ayırmıştır. Yüzde 28 pay ayrılırken ortaya çıkan durum nedir, biliyor musunuz? Bakanlığın daha önce açıkladığı "human papillomavirus" dediğimiz rahim ağzı kanserlerle ilişkili bir aşılama projesinin, grip aşılarıyla ilgili projelerin ve 2023 yılında sıklıkla karşımıza çıkan verem ve kızamık gibi aşıların yapılmamasını göz önüne almaktır. Dolayısıyla, burada eğer koruyucu hekimliği ön plana almazsanız yaptığınız sağlık bütçesinin hiçbir karşılığı olmayacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, evet, tedaviye ayrılan bütçe yüzde 72 ama bu yüzde 72'lik bütçenin aşağı yukarı yüzde 11'i şehir hastanelerine ayrılmış durumdadır. Şehir hastanelerine hizmet alım miktarlarını da eklediğinizde, bu rakam aşağı yukarı yüzde 17'ye kadar çıkmaktadır. Bu ne demektir, biliyor musunuz? 2024 yılında devlet hastanelerine ayırdığınız paranın tam 5 katını şehir hastanelerine ayırmış oluyorsunuz yani ayırdığınız parayı yandaş müteahhitlere resmen peşkeş çekmiş oluyorsunuz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bir yıllık aktarılacak miktarla 35 tane 600 yataklı hastane yapabiliyorsunuz, bir yılda harcayacağınız parayla 35 tane 600 yataklı hastane yapabiliyorsunuz. Türkiye'de belirlenen kişi başına sağlık harcama miktarı ise günlük aşağı yukarı 20 liraya denk gelmekte. Dolayısıyla, baktığınızda, dünya ortalamasından oldukça düşüktür.
Gelelim tıp eğitimine. Tıp eğitiminde özellikle son günlerde basına yansıyan bilgiler var; bazı üniversitelerde özellikle yabancı öğrencilerin birtakım hilelerle, sahtekârlıklarla tıp fakültelerine kaydedildiği ortaya çıkmakta.
Yine, aynı durum, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Halep'te 1 tane tıp fakültesi açmıştır. Türkiye'de milyonlarca çocuğumuz yani 3 milyon çocuğumuz, ilk yüzde 1 ve yüzde 2'ye girip tıp fakültesine girmek isteyen bir sürü çocuğumuz ailesinden, zamanından, hayatından harcamasına rağmen tıp fakültesine giremediği hâlde işte böyle sahtekâr yollarla, yandaş yollarla birtakım insanlar tıp fakültesine yerleştirilmektedir. Halep'te devletin bir tıp fakültesi açması için gerçek neden nedir, bunun mutlaka açıklanması gerekmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
Maalesef tarihin hiçbir döneminde tıp mesleği bu kadar aşağılanmamıştır. Niçin bunu söylüyorum? Evet, tıpta uzmanlık sınavındaki tercihlere bakıyoruz, aşağı yukarı 10 tane branşta boş kalan çok kadro var. Özellikle çocuk hastalıkları, kadın doğum ve genel cerrahi branşlarında aşağı yukarı beş yüzer tane kadro boş kalmıştır.
Bunun dışında, gelelim tıp mesleğinin neden pek tercih edilmediğine ya da neden bu branşların tercih edilmediğine. Evet arkadaşlar, Türkiye'de bildiğiniz gibi "sağlıkta şiddet" denilen bir şey vardır. İnsanlar artık tıp fakültesinde özellikle "büyük branşlar" dediğimiz genel cerrahi, kalp ve damar, beyin cerrahisi gibi branşları seçmiyorlar. Niçin seçmiyorlar, biliyor musunuz? Çünkü orada şiddetin olacağını, ağır malpraktis yasasıyla karşı karşıya olduklarını ve yapacakları her işte bütün mal varlıklarına el konulacağını bildikleri için artık bu işi yapmıyorlar. Bundan sonra devlet hastanesine gittiğinizde, bağırsağınız delindiyse karşınıza bir cildiye uzmanı çıkacaktır. Evet, bugünler hiç uzakta değil, çok yakındır. Onun için Sağlık Bakanlığının, mutlaka bu konuya el atması gerektiğini düşünüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir de gelelim ısrarla ve inatla sürdürülen saat ayarlamasına, kış ve yaz saati uygulamasına. Biliyorsunuz, çocuklarımız sabahın köründe kalkıp okula gidiyorlar, aileler de bunlarla birlikte kalkıyorlar, servislere bindiriyorlar, insanlar erken saatlerde işe gitmek zorunda kalıyorlar. Türkiye'de 2021 yılı ile 2022 yılı arasında 60 milyon olan antidepresif kullanım sayısı 62 milyona çıkmıştır. Yani insanların güneşle çok temas etmemesi yani güneş olmadan erken saatlerde işe gidiyor olmaları onların psikolojilerini bozmuştur.
Bunun dışında, şimdi, Sayın Bakana birtakım sorular sormak istiyorum: 2021 Aralık ayı, Ankara Şehir Hastanesine Bakanımız gitti, kendisi Turkovac aşısını yaptırdı. Bu aşıların akıbetini bilmiyoruz. Söylentilere göre, iddialara göre bu aşıların miadının dolduğu ve bunların Afrika ülkelerine gönderildiği söyleniyor. Bu ne kadar doğrudur, bunların mutlaka aydınlatılması lazım.
39 branşta 1 milyona yakın sağlık çalışanı atama bekliyor. Bunlar kimler, biliyor musunuz? Fizik tedavi teknikerleri, laborantlar, cerrahi anestezi teknikerleri, yoğun bakım hemşireleri, sağlık yöneticileri; bunların hepsi atanmak için bekliyorlar. Bir an önce, bunların bu psikolojik problemini çözmemiz ve atamalarını yapıp hayata kazandırmamız gerekiyor.
Bir diğeri istek de özel ve kamuda çalışan hekimlerin bir isteği var. Biliyorsunuz, iş adamlarının ve avukatların, belli bir süre çalışan, belli bir yatırım yapan kişilerin yeşil pasaport talepleri vardı, onlar karşılandı ama yıllardır özelde veya kamuda çalışan hekimler var, bunların da yeşil pasaport talepleri var.
İnsanlar hastaneden randevu alamıyorlar, hastanelerden MR ve tomografilere randevu alamıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kanko, lütfen sözlerinizi tamamlayın.
MÜHİP KANKO (Devamla) - Özellikle, yoğun bakım ihtiyacı -biliyorsunuz ki her yerde bu ihtiyaç var- her gün başımıza gelen bir problem ve maalesef hastalar bazen 300-400 kilometre ilerideki yerlere gönderilmek zorunda kalıyorlar. Yoğun bakım ihtiyacının her bölge için ayrı ayrı değerlendirilip ortaya çıkarılması lazım.
Özellikle, diş tedavileri... Diş tedavileri için iki yıl sonraya gün veriliyor. Hastaya ayakta yazılan reçeteler üzerinden yüksek katkı payı alınıyor ve uygun bir fiyatlandırma yapılmadığı için ithal edilen ilaçlar bulunamıyor ve hastalıklar kronikleşiyor.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)