| Konu: | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 16.12.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AHMET EŞREF FAKIBABA (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." Bize bunu sağlayan Yüce Rabb'imize hamdolsun. Başta doktor arkadaşlarım olmak üzere bütün sağlık çalışanlarına teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.
1982 yılından beri çeşitli hastanelerde genel cerrahi uzmanı ve zaman zaman da başhekim olarak hizmet verdim. 2003 öncesi ile sonrasını mukayese ettiğimde, gerçekten, sağlıkta devrim niteliğinde gelişmeler olduğunu gözledim. Muayene kuyrukları, ilaç kuyruğu, çok sayıda, farklı kurumlara ait hastane olması, bu hastanelere hasta sevk zincirinin çok zor oluşu, nakil araçlarının eski oluşu gibi birçok konuda problemler mevcuttu ve zaman zaman problemler olsa da on yıl sağlık hizmetleri gelişerek devam etti. 2007 ve 2011'deki seçimlerin kazanılmasında bana göre sağlıktaki başarının önemi büyüktü ancak daha sonra sağlık sisteminde gerileme ve sıkıntılı dönem başladı.
Hastalarla ilgili sıkıntıları zaman zaman Değerli Sağlık Bakanına ve Sayın Cumhurbaşkanına bizzat ilettim; netice alamadığım zaman da sosyal medya aracılığıyla halkıma anlatmaya çalıştım. Sağlık sistemindeki büyük fotoğrafa baktığımda, genel olarak ana özne olan 2 grubu anlatmaya çalışacağım: Bir, hizmet alan hastalar; iki, hizmet veren sağlık çalışanları.
Genel olarak hastaların sıkıntılarını 6 ana başlıkta toplayabiliriz: Bir, randevu almakta zorluk; iki, görüntüleme ve bazı tetkikler için çok ileri tarihe randevu verilmesi; üç, hasta memnuniyetsizliği; dört, şehir hastanelerine ulaşımın çok zor ve pahalı oluşu; beş, ilaca erişimin zorluğu; altı, katkı payının çok yüksek oluşu.
Özellikle, hastaneden hastaneye değişmekle beraber, bazı branşlar için randevu almak çok zor ve hatta ayları bulmaktadır. Örneğin, göz muayenesi olmak isteyen şu kardeşimize üç ay sonraya randevu günü verilmiştir, üç ay. Aynı şey, tetkikler için de geçerlidir; memede kitlesi olan bir hasta için sekiz ay sonrasına ultrason randevusu verilmiştir, sekiz ay. Mide ve bağırsak şikâyeti olan bir hastaya endoskopi-kolonoskopi için on ay sonraya gün verilmiştir Sayın Bakan, on ay. Bakın, ne diyor biliyor musunuz: "Bugün Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Gastroloji Bölümüne bir arkadaşım gitti, midesi için endoskopi ve kolonoskopi istendi. Her ikisi için verilen randevu tarihi 24 Eylül 2024." Bazı illerde uzun hasta kuyrukları ve 1 doktorun bir günde 100'ün üzerinde hasta bakması ve bu yoğunluktan dolayı doktorun hastaya beş dakikadan fazla zaman ayıramaması hastaların memnuniyetsizliğinin başında gelmektedir. Sayın Bakanım, daha önce de göstermiştim, hasta kuyrukları. Ben demiyorum, her hastanede böyle kuyruklar var ama zaman zaman belirli hastanelerde böyle kuyruklar var Sayın Bakanım. Bu saydığım sebeplerden dolayı özellikle özel hastanelere gitmek zorunda bırakılmıştır hastalarımız, benim özellikle vurgulamak istediğim konu bu Sayın Bakanım. Ancak, Sağlık Bakanımızın hatasını anlayıp özellikle 65 yaş üstü doktorları tekrar hastaneye davet etmesinden sonra bu saydığım maddelerde nispeten iyileşmeler olduğu da görülmüştür; teşekkür ediyoruz.
Ancak şehir hastanesinin ulaşımına gelince, geçen bir arkadaşım anlattı, Bilkent Şehir Hastanesinde annesine gece saat 00.30'da MR randevusu verilmiş. Gece taksiyle hastaneye gidip gelmek zorunda kalacaklarından ve o kadar parası olmadığından bahsetti bana. Bunun yanında ayrıca kuleler arasındaki uzun mesafeden dolayı hastane içinde bile ulaşımda büyük zorluklar var. Örneğin, yaşlı bir hastanın bir kuleden bir kuleye gitmek için taksiye binmek zorunda kaldığını yakınları bana iletmişti, inanın Sayın Bakanım.
Kur farkından dolayı ilaç tedarikinde de büyük bir kriz görülmekte, her ne kadar son zamanlarda bu azalmış olsa da hastalar zaman zaman eczane eczane gezerek ilaç aramaktadırlar. Bu durum hastaları, eczacıları ve doktorları mağdur etmektedir. Vatandaş en basit gribal enfeksiyon reçetesine bile eczanede 70 Türk lirası vermek zorunda kalıyor katkı payı olarak, en basit bir gribal enfeksiyon için.
Bu saydığımız sorunlar dar gelirli vatandaşlarımız, asgari ücretliler, memurlar, işçiler ve emeklilerimiz için geçerlidir; bizler ve zengin insanlar için hiçbir zaman geçerli değildir; gelir durumu iyi olan vatandaşımız zaten özel hastanelerden ve dilediği hekimden hizmet alabilmektedir.
Yukarıdaki belirttiğim sorunlardan dolayı defalarca altını çizerek belirtmek istiyorum: Benim burada haykırmak istediğim en fazla olan nesne, cümle bu; dar gelirli vatandaşlarımız özel hastaneye gitmek mecburiyetinde bırakılmaktadır ve Bakanlığın belirlediği fiyatın çok üstünde özel hastaneye ücret ödemek zorunda kalmakta ve sanki kasıtlı olarak, altını çizerek söylüyorum, sanki kasıtlı olarak hastalarımız özel hastaneye gönderilmektedir.
Sağlık çalışanlarının problemlerine gelince, onları da 5 grupta toparlıyorum: Ağır çalışma koşulları, bir; itibarsızlaştırma, iki; sağlıkta şiddet, üç; gelir seviyesinde düşüklük, dört ve yurt dışı arayışları, beş. 100-150 arası hastaya bakmak, başta, doktor arkadaşlarımız ile hastalarımızı karşı karşıya getirmektedir ve sağlık çalışanlarını çok yormaktadır. Bu durum, her iki tarafın da memnuniyetsizliğine sebep olmaktadır. "Giderlerse gitsinler." sözü doktorları halkın gözünde itibarsızlaştırmıştır. Hiç unutmam, sosyal medyada bir hanımefendi -burası çok önemli- "Eskiden doktorlar bizi azarlardı, şu an doktor beğenmiyoruz, biz doktor dövüyoruz." demişti. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Sağlık sistemindeki aksaklıklar nedeniyle, başta doktor arkadaşlarım olmak üzere, sağlık çalışanlarına karşı hasta yakınları tarafından şiddet uygulanmaktadır. Her gün, başta doktor arkadaşlarımız olmak üzere, sağlık çalışanlarına yapılan şiddeti televizyon ekranlarından görmek bir vatandaş olarak hepimizi üzmektedir. Türkiye'de sağlık personeline ödenen maaşın, gelişmiş ülkelerle kıyaslanmayacak kadar düşük olduğu aşikârdır. Devlette çalışan bir profesör doktor hocamızın bile -burası çok önemli Sayın Bakanım- şayet evi yoksa bundan sonra ev alması hayal olmuştur. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanımızın dediği gibi, doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımızın yurt dışına gidiş sebebi sadece para ve maddiyat değildir; ağır çalışma koşulları, sağlık çalışanlarına karşı şiddetteki artış, itibarsızlaştırma, gelir yetersizliği ve bunun üzerine "Giderlerse gitsinler." sözü bazı arkadaşlarımızı istemeyerek de olsa yurt dışı arayışlarına sevk etmiştir. Geçen yıl ve bu yıl binlerce hekimimiz Sayın Bakanın söylediği gibi para için Türkiye'yi terk etmemişlerdir, çok az bir kısmı Arap ülkelerine gitmeyi tercih ederken çok büyük bir kısmı ise Almanya'ya ve Avrupa'ya gitmeyi tercih etmişlerdir.
"AK PARTİ tarafından uygulanan sağlık sisteminin hiç iyi tarafı olmamış mıdır?" diye bana sorabilirsiniz, tabii ki olmuştur ve teşekkür ediyoruz. En fazla beğendiğim yönleri: Otelcilik hizmetlerinin çok iyi oluşu, yatan hastaya tıbbi bakımın ve ilginin iyi oluşu, modern tıbbi cihazlar, hasta sevk araçlarının, uçak ambulansları dâhil modern olup hızlı bir şekilde yapılması.
Daha iyi olabilmesi için ne yapabiliriz? Bunu da 8 maddede anlatmaya çalışacağım ama zamanım çok azaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Fakıbaba, lütfen son sözlerinizi alalım.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Sayın Başkanım, hemen başlıkları veriyorum: Bir, planlamanın iyi yapılması; iki, sağlıkta birinci, ikinci, üçüncü basamak sisteminin işler hâle getirilmesi gereklidir; üç, mesai sonrası doktorlara çalışma izni verin lütfen, bu insanlar kahvede oturmasınlar, devlet hastanelerinde, muayenehanelerinde, özel hastanelerde gitsinler hasta baksınlar, hiç olmazsa doktor sayısını azaltalım; dört, uygun olan eski hastanelerin derhâl yeniden açılması; beş, şehir hastaneleri yerine çeşitli semtlerde 200 ile 600 arası rantabl hastanelerin yapılması; özel hastanelerde devletin vermiş olduğu fiyatlar uygulanmalıdır ve Bakanlık bununla ilgili gerekli denetimi yapmalıdır, marketlerde nasıl yapılıyorsa hiç olmazsa özel hastanelerde de denetim yapılmalıdır; özel hastane ruhsatlarının rant olarak kaldırılması şarttır; eski askerî hastanelerin tekrar açılması sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET EŞREF FAKIBABA (Devamla) - Normal cerrahi ile savaş cerrahisi birbirinden farklıdır Sayın Bakanım diyorum ve hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)