Konu: | Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın 36 sıra sayılı 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 37 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 32 |
Tarih: | 11.12.2023 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İki dakikada toparlamaya çalışacağım.
Aslında üç temel konuda bir şey söylemek istiyorum, Sayın Yılmaz'a teşekkür ederiz.
Şimdi, birincisi yerel yönetimler meselesi, sizler de biliyorsunuz "Yerel yönetimlerde ayrımcı uygulama olmadı." dedi. Tabii, bizimki pek ayrımcı uygulamaya girmiyor yani kazandığımız bütün yerel yönetimleri, belediyeleri kayyum eliyle almanız ayrımcılığın ötesine geçiyor, ayrımcılık değil gerçekten ama yerel demokrasi açısından, seçim hukuku ve sandık hukuku açısından gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Millet iradesinden bahseden iktidar milletin iradesini gasbetmiş vaziyette, özellikle bizim belediyelerimizde; bunu vurgulamak istiyorum. Yani "ayrımcılık" lafı çok hafif kalıyor bu meselede, öncelikle onu söyleyeyim. Kayyum politikasının, bir kayyum rejimi inşa etme politikasının önümüzdeki dönem sürüp sürmeyeceğini gerçekten bu halk merak ediyor. Halkın iradesinin gasbedilmesine aynı şekilde devam edilecek mi edilmeyecek mi? Ben bunu Plan ve Bütçe Komisyonunda da size sordum, cevap vermediniz, bir kez daha bunu soruyorum: Kayyum rejimini inşa etme politikasını sürdürecek misiniz?
İkinci söylemek istediğim, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi... "Dünyada üç sistem var." dediniz; evet, doğru ve dediniz ki: "Hangi sistem olursa olsun işin özü sistemin demokratik olması." Doğru ama zaten sorun şu ki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi demokratik değil yani bir demokratik başkanlık sistemi ya da bir demokratik yarı başkanlık sistemi inşa edilmiş olsa bu elbette ki tartışılabilir bir şey ama maalesef, hem kuvvetler ayrılığı açısından baktığımızda, "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğiniz sistem kuvvetlerin ayrılığını değil birliğini öngörmektedir ve öyle uygulanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Toparlıyorum efendim.
BAŞKAN - Bir dakika daha...
Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Maalesef, yürütmenin tahakkümü altında yargı ve yasama faaliyet sürdürmek durumunda kalmaktadır.
İkincisi de, sizler de çok iyi biliyorsunuz ki denge denetleme mekanizmaları yok edilmiştir, işlememektedir. Dolayısıyla bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin en büyük sorunu demokratik olmamasıdır zaten, tartışma ve eleştiri de bunun üzerine şekilleniyor. Yani bir tane örnek vereceğim, siz dediniz ki: "Etkili ve hızlı karar." Evet, etkili ve hızlı karar ama yanlış karar olduğu zaman bu etkili ve hızlı karar, biliyorsunuz, ekonomiyi ne hâle getirdi faiz-enflasyon meselesi üzerinden. Eğer sistem demokratik olsaydı, faiz-enflasyon üzerinden ekonomi, halk bu kadar büyük bir fatura ödemek zorunda kalmazdı ama maalesef, işte, etkili ve hızlı kararda sonucu gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Bitiriyorum efendim.
Gerçekten hızlı ve etkili bir karar oldu ve döviz nereye çıktı, enflasyon nereye fırladı, şimdi sizler de bunları yaşıyorsunuz. Bugün eğer faizleri altı aydır artırıyorsanız ve yüzde 40'a çıkardıysanız faizleri işte, o, geçmişteki etkili ve yanlış karar yüzünden bu hâle geldi. Bu sistemin demokratik olmamasından, hiç kimsenin Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemindeki yürütmenin en tepesindeki kişiye "Bu yanlış bir tezdir, ekonomiyi batırır." diye açıkça söyleyememiş olmasından dolayı Türkiye'de toplum bu kadar ağır bir bedel ödedi esas itibarıyla.
Son sözüm, evet, demokratik hukuk devleti için de eşit vatandaşlık yani farklılıkların eşitliği ve saygınlığı diyorsanız bunun anayasal ifadesinin bulunması ve yazılması gerekiyor. Bu olmadığı müddetçe de bu eşitlik sağlanamaz.
Teşekkür ediyorum.