GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin İlk Görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:11.12.2023

AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH GÜLER (Sivas) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri seyreden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda 26 Ekimde başlayan 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmelerini yoğun bir mesainin ardından 24 Kasımda tamamlamıştık. Bu süre zarfında gece gündüz demeden çalışan Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkan ve üyelerine, milletvekili arkadaşlarımıza, değerli bakanlarımıza, ilgili kamu kurumlarının temsilcilerine ve komisyon çalışanlarına emekleri ve katkıları için şükranlarımı arz ediyorum.

Bugün başladığımız ve 14 gün sürecek bu maratonda bütçe görüşmelerinin huzurlu ve hoşgörülü bir ortamda tamamlanmasını temenni ediyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Değerli Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; biraz önce Özgür Bey'in son noktadan tamamladığı, biraz Parlamento, biraz demokrasi, biraz bütçe, biraz da millet iradesi kapsamında bazı değerlendirmeler yapacağım. Çünkü İmam Gazali der ki: "Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen kimse cevizin hepsini kabuk zanneder." Yarım yamalak, sadece eksik bilgiye dayalı, birçok böyle, maalesef ama maalesef Batı'nın ayarlı ve belli bir plan dâhilinde yürüttüğü, aslında, yüz yıl önceki emperyalist odakların o zaman tankla, topla, tüfekle yapamadıkları, maalesef, kültürel kodlarla; sinema gibi, edebiyat gibi farklı alanlarda işledikleri o zalim sistemin bir parçası olarak günümüzde kullandıkları bazı değerlere atıf yapacağım. Ancak ondan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel Bey son cümlesini bağlarken Anayasa'nın bir maddesini okuyarak şöyle bir kavram kullandı... Hukuk bir bütündür arkadaşlar, Anayasa maddelerinin de birbirine üstünlüğü yoktur. Anayasa 153'ü okudu CHP Genel Başkanı, hemen ben de okuyorum 153'üncü maddenin son fıkrasını: "Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." Doğru. 154'üncü madde var, hemen peşinden başlıyor, keşke onu da okusaydı. Ne diyor o? Madde 154: "Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başkaca bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir."

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - E, bırakıyor.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Anayasa Mahkemesi süper temyiz mahkemesi mi oldu?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bireysel başvuruyu niye getirdiniz?

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Kesin hükümlere karşı başvurulur Anayasa Mahkemesine.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Ne güzel!

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Kesin hükümlere karşı Anayasa Mahkemesine başvurulur.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bakın arkadaşlar, bütün arkadaşlarımız duysun, Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki: "Anayasa Mahkemesi Türkiye'de süper temyiz mercisidir."

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sen avukatken böyle değildin, daha iyiydin.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Doğru mu? Diyor musunuz?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Daha iyiydin.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "Süper temyiz mercisi" diyor musunuz?

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sen kendi cümlelerinle anlat da bize cümle mal etmeye çalışma.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "Siz" diyorum, "siz" diyorum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bireysel başvuruyu sen getirdin! Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruya karşı hakkını kullanıyor. Ne anlatıyorsun!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Beyefendi, nezaket; "siz" diyorum, "sen" diye hitap etmeyin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Siz getirdiniz, siz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "Siz" diyorum Ali Mahir Bey.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Siz getirdiniz diyorum ben de.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Tek sorun "sen" ve "siz" demek mi yani bu mu kaldı?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Siz "süper temyiz mercisi" mi diyorsunuz? Evet. Hukuk... Bakın arkadaşlar, bizim esas sorunumuz bu işte: İşine geldiği zaman böyle "Efendim, Yargıtay..." "Efendim, Anayasa Mahkemesi..." 367'de de öyle denildi değil mi? Bir garabet vardı; 367'nci madde, Türk hukuk tarihinin yüz karası...

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Sence normal öyle mi bunlar? Bunlar normal mi yani?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Türk hukuk tarihinin yüz karası bir 367 vardı.

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Meclis Başkanına ayar veriyor Yargıtay, Meclise ayar veriyor Yargıtay; normal mi bunlar?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Evet, girişi böyle yaparak biraz sonra bu rahatsızlıkların kaynağının da ne olduğunu göreceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti, değerli arkadaşlar, tüm kurumlarında olduğu gibi yargısında da AK PARTİ dönemlerinde çok köklü değişikliklere imza atmıştır. Kurumsal yapısı tarihî bir birikime de dayanmaktadır. Bizim, özellikle Osmanlı'nın son dönemlerine ait olarak ve Osmanlı Devleti'nin o zaman da anayasası olarak kabul edilen medeni ve borçlar kanunumuz vardı; Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye. Bu tarihlerde aslında dünyada şu anda muasır medeniyet satmaya çalışan ülkelerin birçoğunun daha kendi ülke koşulları bile ortada yoktu. Türkiye Cumhuriyeti'nin köklü, bir tarihe sahip olan devletimizin, devletin devlet olduğunun en önemli göstergelerinden biri de değerli arkadaşlar, şüphesiz şu anda çatısı altında bulunduğumuz, millî iradenin tecelligâhı olan Gazi Meclisimizdir. Demokrasi tarihimizin bütün tatsız müdahalelerine rağmen milletimizin iradesi ve Meclisin üstünlüğü, milletimizin hassasiyet gösterdiği en önemli iki husus olarak da öne çıkmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin çok partili hayata geçtiği günden beri verdiği demokrasi mücadelesine, ülkemize, milletimize, Meclisimize yapılan büyük haksızlıklar var. Vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadelede darbelere maruz kaldık, insanlarımız asıldı, sağcısı, solcusu, herkes büyük bir mücadele verdi ve bedeller ödedik ancak demokrasimiz için ödediğimiz bu bedellerin, maalesef, özellikle Batı endeksli bazı merkezlerce hazırlanan bazı raporlara dayalı olarak eleştirildiğini görüyoruz. Türkiye'ye karşı yürütülen mücadele sadece içerideki iş birlikçileriyle Meclisimizin bombalanması, vatandaşımıza ateş açılması ve sınırlarımızda terör koridorları açılmasıyla kalmıyor, aynı zamanda teorik doğrularla bezenmiş ama o teorik doğruların üzerine giydirilen yalan ve algıyla da bizim demokrasi mücadelemiz gölgelenmeye çalışılıyor. Bu algı çalışmalarının en çarpıcı başlıklarından biri de yayınlanan raporlar, çıkarılan endekslerdir. Nereden fonlandığı belli olmayan, kimlerin yazdığı açıklanmayan, siyasi çıkarların gölgesinde hazırlanan bir sürü rapor sanki bilimsel bir değeri varmışçasına çeşitli vesilelerle karşımıza çıkarılıyor; bunları kabul etmemiz asla mümkün değildir. Örneğin, Hukukun Üstünlüğü Endeksi adı altında ülkemizi daha demokrasinin ilk aşamasında olan ülkelerin altında ilan edecek kadar gerçeklerden uzak değerlendirmelere itibar edenler var.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - TÜİK ilan etmiyor mu?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Türkiye'yi daha adını bile duymadığımız ülkelerden daha alt sıralarda gösteren bu rapor, bu sıralamayı beş yıl önce topladığını belirttiği verilere dayandırdığını ifade ediyor.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Raporları hazırlayanların suçu! Vah, vah, vah!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Beş yıldır yerlerinden kalkıp Türkiye'de ne oluyor diye bakmaya tenezzül etmeyen bir kısım insanın hazırladığı bir raporda "Uzman görüşleri toplanarak bu sonuca ulaştık." diye de değerlendirme yapılıyor. Hangimiz biliyordu bu sözde uzmanların sayısını? Kim bu uzmanlar? Bu sözde raporun Türkiye'yle ilgili kısmının hazırlanmasına katkıda bulunduğu iddia edilen uzman sayısı tam olarak nedir? Yani kimden, ne şekilde katkı aldıkları belli değildir. Aslında onları açıklamasa da kimden, ne şekilde katkı aldıklarını tahmin etmek bizim için zor değil. Bitmez tükenmez ön yargılarıyla hareket eden grupların etkisinde olduğu açıktır. Şimdi, bizden bu sözde rapora itibar etmemizi mi istiyorsunuz? O referans olarak alıp bize parmak sallayarak "Bakın!" dediğiniz endekslerdeki düşüş özellikle 2013'ten sonra sistematik olarak gerçekleşmeye devam ediyor. Bu tarihî tesadüf hiç dikkatinizi çekmiyor mu? 17-25 Aralık operasyonlarıyla iyice görünür olmaya başlayan, 15 Temmuzla zirve yapan FETÖ'cülerin açık düşmanlık tarihleri ile bu sözde bilimsel endekslerin Türkiye'yi gömmeye çalışması arasındaki zamansal paralelliği görmüyor musunuz? Ve FETÖ'nün sadece FETÖ olmadığı artık açıkken onların efendilerinin bu sözde endeksleriyle yapmak istediklerinin, 15 Temmuzda yapmak istediklerinin farklı bir varyasyonu olduğunu anlamıyor musunuz? Türkiye'yi, adını bile duymadığımız ülkelerle aynı sıraya koyan bir endeksi bilimsel kriterlere göre mi değerlendireceğiz, yoksa bizleri siyaseten algı üzerinden boğma hevesiyle mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - TÜİK'e göre belirleyeceğiz, TÜİK'e!

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Onlar uluslararası bilimsel kriter! Aklın almayabilir ama böyle yani!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bu endeksler hep alt metinle sunuluyor, deniyor ki: "Demokrasi olmazsa şeffaflık da olmaz, yolsuzlukla da mücadele edemezsiniz, adalet de sağlanamaz." Doğru mu? Teorik olarak doğru ama bu teorik doğruyu alıp üstüne sıralama uydurmalarıyla "Bakın, sıranız buysa demek ki sizde demokrasi yok." diye hüküm veriyorlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hakikaten hiç yolsuzluk yok ha(!)

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bu malum çevreler yine Demokrasi Endeksi hesaplamışlar, kriterler ne? Belli değil.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yolsuzluk var mı, yok mu?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Hangi bilimsel yöntem ışığında hazırlanıyor? O da belli değil.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Suç örgütlerine burada müdahale var mı, yok mu?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bu sözde demokraside şeffaflık endeksleri ne kadar şeffaf hazırlanıyor? O da belli değil. Bu araştırmaları kim fonluyor, hangi sahibin sesi? Belli değil. İlk 30'a bakıyoruz, neredeyse tamamı Avrupa ülkesi. Öyle ya, Avrupa'nın demokrasisini tartışmak kimin haddine ve sıkı durun, ilk 30'da İsrail var. 7 Ekimden bu yana 15 binden fazla kadını, çocuğu, yaşlıyı tüm dünyanın gözleri önünde öldüren İsrail'den bahsediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Tüm dünya İsrail'in ne kadar demokrat, ne kadar hukuka bağlı olduğuna şahitlik etmektedir ama devlet yapısının bile olmadığı net olarak ortaya çıkan bir durumu güya bizden daha iyi durumda olarak gösteriyorlar, oysa bilimsel verilerle açıklanan raporlar bambaşka şeyler söylüyor.

Bilimsel veri mi istiyorsunuz? O zaman Türkiye'nin de taraf olduğu AİHM'deki davaların değerlendirilmesine bakalım, herkese açık, girsinler internet sitesine, bunları göreceklerdir. İstatistiklere bakıldığında, 5 Aralık 2023 tarihi itibarıyla tüm üye ülkelerin AİHM kararlarını icra etme oranı sadece yüzde 79,61'dir, ülkemizin AİHM kararlarını icra etme oranı ise tüm üye ülkeler ortalamasının çok üzerindedir, yüzde 89,48'dir.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Peki, başvuru sayısı kaç? Kaç bin tane başvuru...

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Anayasa Mahkemesini tanımıyor, AİHM'i örnek veriyor ya.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Son beş yıla bakıldığında, ülkemiz tüm üye ülkeler arasında en çok dosya kapatan ülke konumundadır. 2022 yılında ise ülkemiz en çok dosya kapatan 2'nci ülke konumundadır. Aynı yılda, kapatılan emsal dosya sayısında Türkiye 26 emsal dosyayla en fazla dosya kapatan ülke konumundadır. Buyurun, size bilimsel veriler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 2022 yılında tüm üye ülkeler açısından bakıldığında, toplam 39.570 başvuru sonuçlandırılmış ve 1.059 ihlal kararı verilmiştir, ihlal kararının sonuçlandırılmış başvurulara oranı yüzde 2,68'dir.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - En çok ihlal olan 2'nci ülkeyiz. Onu da söyleyin, onu niye söylemiyorsunuz?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Ülkemiz hakkında 7.245 başvuru sonuçlandırılmış olup 73 ihlal kararı verilmiştir, ihlal kararının sonuçlandırılmış başvurulara oranı ise sadece yüzde 1,01'dir yani bilimsel veriler bize diyor ki "Türkiye'yle ilgili AİHM'e karşı açılan davalardaki ihlal sadece yüzde 1 oranındadır." Üye olan devletlerin vatandaşlarının ihlal iddialarını bir bütün olarak kabul ettiğimiz takdirdeyse ülkemiz 2 katından daha fazla bir oranla karşımızda durmaktadır.

Bilimsel veri mi istiyorsunuz, o zaman size başka verilerden de bahsedeyim: Bizi 103'üncü sıraya koydukları listede ilk 30'da olan İsrail, 7 Ekimden...

KAMURAN TANHAN (Mardin) - 18'inci maddeden kaç defa ceza aldınız? İhlal kararı kaç defa ceza aldı? Sayın Güler, AİHS 18'den kaç defa ihlal kararı aldınız?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...bu yana saldırılarda 7 bini çocuk, yaklaşık 5 bini kadın, 17 bine yakın insanı öldürdü; 8 bine yakın insan kayboldu; 43 binin üzerinde yaralı insan var. Uçaklarıyla Gazze Şeridi'ndeki evler, okullar, hastaneler, camiler ve kiliseler bombalanıyor. 50 bin tondan fazla bombayı da Gazze'nin üzerine bırakmış durumdalar. Gazze Şeridi'nde sivillere ait konutların yüzde 61'i yıkıldı, evlerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı 1,5 milyonu buldu.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Ya Rojava'da?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, konu hukuksa raporlarda bundan neden bahsedilmiyor? Ama konu hukuk değil, hukuk güvenliği değil, demokrasi değil ise demek ki maksat siyasidir. Konu siyasi olmasa işgalci İsrail güçleri tarafından 2015 yılında 13 yaşındayken işkenceyle tutuklanan Ahmet Manasra'nın altı yıldan fazla mahkeme önüne çıkarılmadan İsrail hapislerinde tutulması raporlarda yer alırdı.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Uğur Kaymaz 12 yaşındaydı.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Konu siyasi olmasa İsrail hapislerine düşen bir çocuğun on yıl ceza alıp 5'inci yıl sonunda vefat ettikten sonra naaşının ailesine verilmemesi, beş yıl daha naaşının bekletilip cezası bittikten sonra ailesine teslim edilmesi vicdansızlığı da raporlarda yer aldırdı. (HEDEP sıralarından gürültüler) Konu siyasi olmasa bırakın uluslararası hukuka açık aykırılığı...

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Cemile Çağırga... Taybet ana...

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Daha geçen hafta Şırnak İdil'de kargoyla torba içinde cenaze gönderen bir iktidarsınız! Ölüye saygı böyle mi olur?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...hiçbir vicdani tartıdan geçemeyecek İsrail'in 1967 yılından beri Filistinlileri öldürdükten sonra bile vermemesini kurumsallaştıran rakamlar mezarlığı da o raporlarda yer alırdı.

Konu siyasi olmasa arkadaşlar...

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Konu tam da siyasi!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...Almanya'da haber alınamayan 2 bin mülteci çocuk, Avrupa'da ise 18 bin kayıp mülteci çocuk da o raporlarda yer alırdı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SÜMEYYE BOZ (Muş) - "Konu siyasi" derken itiraf mı ediyorsunuz?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Konu siyasi olmasa terör örgütü olduğu tüm dünya tarafından kabul edilen DEAŞ'ı finanse eden Lafarge'ın Fransız istihbaratından aldığı destek ve bunun hukukla ilişkisi de o raporlarda yer alırdı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - AFAD torbaları çıktı DAEŞ'in eğitim kamplarından, AFAD torbaları! Bütün iktidarınızın yardımları çıktı AFAD'ın torbalarından!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Konu siyasi olmasa çırılçıplak soyularak ölüme itilen mülteciler, batırılan mülteci botları, ölüme terk edilen insanlar ve bu insanlara kucak açan merhamet adası Türkiye o raporlarda yer alırdı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KAMURAN TANHAN (Mardin) - IŞİD'e kucak açtınız, IŞİD'e!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bunların hepsi hukukun konusudur...

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sizde olmayan hukuk işte, uygulamadığınız hukuk!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...demokrasinin konusudur, insan haklarının konusudur ve eğer bu konularda raporlar hazırlayıp birilerinin üstü çizilecekse bu ülkelerin hangi ülkeler olduğu da çok açıktır.

Yine, endeksseverlerin baktığı bir nokta daha var, malum merkezler tarafından hazırlanan.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - İnsan hakları olsaydı Mazlum İçli 150 kilometre ötede müebbet almazdı! Mazlum İçli, olmadığı yerde, 150 kilometre ötede müebbet aldı!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Geleceğim, sana da geleceğim, biraz sonra anlatacağım.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Hayır, gelemiyorsunuz çünkü gerçekleri söylüyorum!

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - "Size" diyeceksin, size! "Sana" diyemezsin bize!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Basın özgürlüğü endeksleri... Bakın, arkadaşlar, 2023 raporuna göre Türkiye 180 ülke arasında güya 165'inci sıradaymış; aynı hikmetten kaynaklı olsa gerek sadece bir "tweet"i "retweet" eden 17 yaşındaki birisinin evini basıp tutuklayan Fransa 24'üncü sırada, Allah Allah!

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Türkiye'de cezaevleri gazetecilerle dolu, gazetecilerle!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - 7 Ekimden bu yana 70'ten fazla gazeteciyi öldüren İsrail o listede 97'nci sırada, Allah Allah! Gazze'de yaralanan askerlerin durumu hakkında sansür nedeniyle tek kelime bile yazamayan, konuşamayan İsrail'de basın özgür, bizde değil, öyle mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - "Sana" diyemezsin! "Sana" diyemezsin!

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Dinle ya, dinle! Dinle, sonra cevap verirsin! Bir dinlemeyi öğren!

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Senden mi öğreneceğim dinlemeyi!

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - "Demokrasi" diyorsunuz, dinle!

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Yalancılar! Vicdansızlar!

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Car car car... Dinle, sonra cevap verirsin! (HEDEP sıralarından gürültüler)

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, İsrail'i eleştirdiler diye gazetecilerin iş akitlerini feshedenler, Twitter'la... (HEDEP sıralarından gürültüler)

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Hangisini yapmadınız, hangisini?

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Koalisyon olarak konuşuyorsunuz, orkestra gibi "demokrasi" diyorsunuz! Dinle!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Arkadaşlar, onların dinlemeye ihtiyacı yok, gerek yok. Onların derdi başka, biraz sonra anlatacağım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Dışişleri Bakanına sorduk, Dışişleri Bakanı, IŞİD'in eğitim kamplarındaki AFAD torbalarını kabul etti, kabul! Neyi anlatıyorsunuz bize?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - İsrail'i eleştirdiler diye yüzlerce gazetecinin iş akitleri feshedildi, Twitter'la reklam anlaşmalarını feshettiler. Avrupa'sı, Amerika'sı bize basın özgürlüğü pazarlayacak öyle mi! Basın özgürlüğü sıralamalarında en üst sıraları kimselere bırakmayan o sözde özgürlükçülerle ilgili birkaç veriye bakalım arkadaşlar. Hani o endekste çok üst sıralarda ya... Amerika'da Amerikan şirketlerin Rus kanallarıyla reklam anlaşmaları yapmaları ve teknik destek sağlamaları yasaklandı.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sen Amerika'ya niye taktın, onu anlamadım ben.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Amerikalı bireylerin ve tüzel kişilerin Rus kanallarıyla ilişkilerini sonlandırması istendi, Rus gazetecilere vize sınırlaması getirildi. İngiltere'de Russia Today haber programlarına yönelik 15 soruşturma başlatıldı, Rusya devletine ait kanalların yayınları yasaklandı; İngiltere'nin telekomünikasyon kurumu Russia Today'in lisansını iptal etti, ajanslar kara listeye alındı. (HEDEP sıralarından gürültüler) Almanya, Russia Today Almanya kanalının lisansını iptal etti. AB Konseyi kendi topraklarında her türlü Russia Today ve Sputnik içeriğinin yayınlanmasını yasakladı, Rus ajansları ve gazetelerin yöneticilere yaptırım uygulandı, Rusya'yla ilişkisi olan neredeyse her televizyon ve yayın kuruluşunun faaliyetleri durduruldu. Kanada'da Russia Today'in İngilizce ve Fransızca yayınları yasaklandı, onlarca Rus gazeteciye yaptırım uygulandı, Rusya'ya yakın haberler yaptığı iddia edilen 15 yayın kuruluşuna yasaklar getirildi.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Bu ülkede 92 kere erişim yasağı getirdiğiniz ajanslar var, ajanslar!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Avustralya'dan Japonya'ya, Romanya'dan Letonya'ya benzer birçok örnek sayabilirim ama görmemiz gereken şey şudur değerli arkadaşlar: Bize basın özgürlüğü üzerinden vurmaya çalışanlar, kendi işlerine geldiği zaman, çıkarlarına ters düştüğü zaman tereddüt etmeden bu özgürlüğü ayaklar altına alıp ezmektedirler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Aynısını siz de yapıyorsunuz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - En son, bakın, İsrail'e tepki gösteren -Amerika basın özgürlüğünün ve ifade hürriyetinin zengin olduğu ülke değil mi, güya- Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Liz Magill ABD Kongresi Eğitim ve İş Gücü Komisyonunda ifadeye çağrıldı ve gelen baskıların ardından istifa etmek zorunda kaldırıldı. Ne kadar enteresan değil mi?

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Biz Amerika'da yaşamıyoruz, Türkiye'de yaşıyoruz.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlar "Daha fazla sivilin öldürülmesi Hamas'ın ortadan kaldırılması için bir zorunluluktur." diyen Batı'nın en prestijli dergisinin başyazısında bu ifade yer alıyor. Başyazı yayın kurulunun görüşü anlamına gelmektedir. Diyor ki: "Daha fazla sivilin öldürülmesi gerekiyor Hamas'ı ortadan kaldırmak için." "İsrail neden savaşmaya devam etmek zorunda?" ünvanlı başyazıda The Economist dergisi şunları söylüyor: "Hamas'ın gücü ve desteği kırılmadığı sürece barış elde edilmesi zor olacaktır. Daha fazla sivilin öldürülmesi gerekiyor." diyor. Ne güzel değil mi? Bu dergiler, bu basın yayın kuruluşları hep sizin örnek verdiğiniz, atıf yaptığınız dergiler ve basın kuruluşları. Güya özgürler değil mi?

GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Onlara sen atıf yapabilirsin ancak, ancak sen! Katillere biz atıf yapmayız, sen yapabilirsin ancak, tamam mı?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Savaş muhabirliği yapan gazeteci Mehmet Akif Ersoy canlı tanıklığıyla anlatıyor. Bakın, arkadaşlar; bakın ne diyor: "Gazetecilikte uluslararası piyasanın bize dayattığı haberlerin ne kadar riskli olduğunu gözlemledim. Uluslararası haber ajansları Libya'da 'Trablus'u uçaklar vuruyor.' diye haberler yaptığında havada bir tane uçak yoktu. 'Tacura'da çatışmalar var.' dediklerinde ben Tacura'daydım, bir tane mermi sesi yoktu. Ben bunları izlediğimde ve merkezde izleyen haber müdürlerimiz 'Böyle haberler var.' dediklerinde, bir dakika, hayır böyle bir şey yok dedim. Kendim sahada olmama rağmen merkezdeki editörlerimizi ikna etmekte çok zorlandım çünkü 'Reuters böyle geçmiyor, CNN böyle geçmiyor.' dediler bana ve ben o zaman öğrendim ki ben, bir haber geçtiklerinde, 'Bir dakika, henüz Reuters bunu geçmemiş.' dediklerinde böyle komplekslerimiz olduğunu görmüş oldum." diyor.

Değerli arkadaşlar, burada müsaade ederseniz bir konuya daha değinmek istiyorum. İlgili ilgisiz her konuda duyar kasmalarına rağmen düne kadar hain terör örgütü PKK'nın ve YPG'nin bombalı saldırılarına, kadın ve çocukları öldürmelerine ses çıkarmayan malum kesimlerin yine bugün de Gazze'deki saldırılara karşı sessiz kalmaları da başka bir ibret vesikası olarak karşımızda duruyor.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - YPG, Türkiye'de nereyi bombalamış? Türkiye'de nereyi bombalamış, nereye saldırmış?

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - YPG terör örgütü, terör!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Daha sizin Filistin'den haberiniz yokken bizim orada şehitlerimiz vardı.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Biraz önce arkadaşlar yeşilden bahsetti, çevreden bahsetti, ekolojik sistemden bahsetti...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Devrimciler, sosyalistler Filistin davasını savunurken şimdi üzerinden para kazanıyorsunuz diye Filistin'i sahiplenemezsiniz!

KAMURAN TAHNAN (Mardin) - Samanyolu Kolejinde mi öğreniyorsunuz bunları?

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - İsrail'le yaptığınız anlaşmaları da dökün ortaya!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...ama Türkiye'nin kırk yılında, bir cinayet şebekesi olarak...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çelik satmadınız mı İsrail'e? İsrail'e bomba satmadınız mı? İçliğini bile siz veriyorsunuz.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...kadınları, çocukları, yaşlıları, köylüleri, işçileri, askerlerimizi...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Her Filistinlinin kanında sizin payınız var, elinizde Filistinlilerin kanları var!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...korucularımızı, güvenlik kuvvetlerimizi şehit eden, alçak, uyuşturucu kaçakçısı, çocuk tecavüzcüsü...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sizsiniz, hepsi sizsiniz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...uluslararası emperyalist örgütlerin, yapıların maşası katil PKK-PYD/YPG hakkında bir kelime etmediler. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ahlaksızlar! Hepsi sizsiniz! İsrail'le yaptığınız anlaşmaları hâlâ açıklayamıyorsunuz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bakın, 30 Aralık 1994 tarihinde PKK'nın alçak bombalı saldırısıyla öldürülen gazeteci Onat Kutlar ve Yasemin Cebenoyan'ı rahmetle anıyorum buradan. Kardeşi Cüneyt Cebenoyan diyor ki: "Katile "katil" demezseniz...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Size "katil" diyoruz işte!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - ...mağdura da 'mağdur'" dememiş olursunuz. Eğer katili adını vererek lanetlemezseniz, katili koruyup kollamış olursunuz. PKK, hiçbir cinayetinde lanetlenmiyor benim ait olduğum çevre tarafından. Benim şehrimde, Dolmabahçe'de katliam yapıyorlar. Orada bulunma ihtimali hayli yüksek insanların sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum; PKK lanetlenmiyor. Bir umutla bekliyorlar, saldırıyı yapan örgüt IŞİD çıksın diye; çıkmıyor, sesleri çıkmıyor. O zaman, sessizlik..." (HEDEP sıralarından gürültüler)

KADEM METE (Muğla) - Bağırmayın ya!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "...Bunun bin tane örneği verilebilir. Kendimi ait hissetmek istediğim çevre, kurbandan çok katilin yanında yer alarak, bana kendimi değersiz hissettiriyor..."

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Savaş siyasetiyle iktidarda kalıyorsunuz! Savaş olmazsa iktidarda kalamayacaksınız!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "...Solun önemli bir kesimi aldıkları tavırla PKK kurbanlarına kendilerini nasıl çaresiz, nasıl yalnız, nasıl değersiz hissettirdiklerini zerre kadar düşünmüyor..."

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Şırnak'ın Cizre ilçesinde 60 kişiyi diri diri bu ülkenin kendi askerleri yaktı, önce bunun hesabını verin! Diri diri yaktınız, diri diri!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "...Benim ablamın katili eğer saygın biriyse, o zaman ablam, ben, benim ailem değersizdir. PKK'nin kutsal savaşında ölmesi caiz figürlerdir. Ablamın yerinde ben de olabilirdim, herkes olabilirdi. Onun ölümüyle ailem çöktü. Hepimiz öldük." Katil bir PKK'nın izlerinin vatandaşlarımızın üzerinde neler oluşturduğunu burada bir daha anlamanız gerekiyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Yarınınız belli değil, bugününüz belli değil.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bu aziz millet, kırk yıldır mücadele ettiği bu ayrılıkçı, hain terör örgütüyle bundan sonra da Cumhur İttifakı'yla beraber Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı bir şekilde mücadeleye her ortamda devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Çözüm süreci ne oldu, çözüm süreci?

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - "Dün dündür, bugün bugündür." diyorsunuz, her gün aynı siyaset.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Arkadaşlar, yine bir endeksten bahsedildi, bugün endeksler üzerinden gidiyoruz.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - İnsanlar ölmesin istiyorsanız sorunu gerçekten çözün, savaşı artırmayın, savaşı büyütmeyin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, niye taktın endekse bu kadar Sayın Başkan?

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - O da endeksler şu... Bakın arkadaşlar, biraz önce ne dedim? İmamı Gazali'nin sözünü... Cevizin içine gireceğiz ki meselenin ne olduğu anlayalım.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Zaten girmişsiniz, ceviz bitmiş.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - "Efendim, dünyada cinsiyet eşitliği açısından dünyanın ilk sıralarında yer alan bazı ülkeler var. Biz 160 ülke arasında 135'inciyiz." falan dendi, Allah Allah! Ben de hemen baktım. Bakın, Google'dan hemen, çok hızlı bakabilirsiniz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Google'a bakma, yanıltır.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Peki, başka hangi şeyler varsa ona bakalım.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Google'a bakma, yanıltır.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - İlk 10'da yer alan ülkelere bakın arkadaşlar. Bakın, korkunçluğu düşünün yani bizleri nasıl esir almışlar! Ezbere, masabaşında hazırlanmış. Hemen, ilaç gibi...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - İşte o sizsiniz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bakın, dünyada cinsiyet eşitliği açısından ilk sıralarda yer alan ülkelerin durumuna bakalım, bunlar resmî raporlar.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - İnsanların ölümüne üzülmek savaşı büyütmekle olmaz. Savaşı büyüterek insanların ölümüne üzülemezsiniz.

KADEM METE (Muğla) - Dinle, dinle!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - İsveç... İsveç'te tecavüz suçlarının 2011'den 2020'ye kadar yüzde 40 arttığı vurgulanırken İsveç Ulusal Suçları Önleme Konseyinin araştırmasında, 10 milyon nüfuslu ülkede, 2020'de yaklaşık 25 bin kişinin cinsel saldırıya maruz kaldığı, bunların 9.360'nın tecavüz vakası olduğu, yarısının da çocuk olduğu... Allah Allah!

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Ya, söyleneni bile takip etmiyorsun.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Peki, Finlandiya... Uluslararası Af Örgütünün 2019'da yayımladığı rapor, Finlandiya'da yılda yaklaşık 50 bin kadının cinsel şiddete uğradığını, faillerinin çoğunlukla adalete teslim edilmediğini ve korunduğunu söylüyor. Buyurun...

Norveç... Allah Allah... İnternet üzerinden istatistiki verileri sunan Statista şirketinin 2020 yılı verilerine göre Norveç'te geçen yıl 1.756 tecavüz vakası yaşanmış. Bu sayının 2015'te 1.286 olduğu dikkati çekiyor.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Tecavüzcüleri yarıştırıyoruz, bu kadar artık! Örneklemeye bak, tecavüzcüleri yarıştırıyoruz! Bütçede tecavüzcüler yarıştırılıyor!

SÜMEYYE BOZ (Muş) - Kötü örnek, örnek değildir.

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Danimarka'da 2017'de tecavüze uğrayan veya tecavüza teşebbüs edilen 24 bin kadından sadece 890'ı korkusundan polise şikâyet bile edememiş. Bunlardan 535'i hakkında soruşturma başlatılırken yalnızca 94'ü mahkûmiyetle sonuçlanmış.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tecavüzler de meşru yani!

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Türkiye'ye gel, Türkiye'ye.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Başka istatistikler söyleyerek tecavüzü olağanlaştırıyorsun, tecavüzü doğru da buluyorsun sen!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, lütfen ülkemizi eleştirirken...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, kimse ülkeyi eleştirmiyor!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Biz her şeyin mükemmel olduğunu, ideal seviyede olduğunu iddia etmiyoruz ancak hiçbir bilimsel veriye dayanmayan, belli bir çıkara, belli bir hesaba, belli bir siyasi beklentiye dayanan, küresel planın uygulamaya dökülmesinin bir aracı olmak dışında hiçbir anlamı olmayan böylesi raporları kabul etmiyoruz ve bundan sonra da kabul etmeyeceğiz çünkü yalandır, etki etmeye açık hâldedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KEZİBAN KONUKCU KOK (İstanbul) - Sizden âlâ yalancı yok bu ülkede!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Milletimizin iradesinin tecelli ettiği bu çatı altında harcadığımız ve harcayacağımız her kuruşun hesabını aziz milletimize vermek için bir aradayız. Hiçbirimiz buraya gökten zembille inmedik, milletimize gittik, milletimiz seçti; biz de onlardan aldığımız yetkiyle onlar adına yasalar yapıyoruz, bütçeler hazırlıyoruz, tüm yönetim süreçlerini şeffaf bir şekilde ortaya koyuyor ve yine milletimizin hakemliğine sunuyoruz.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Niçin kayyum atadınız? Kayyumları kim atadı? Onları millet seçmedi mi? Yolsuzluk yapmak için atadınız, cebe indirmek için atadınız. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu yapıldı, Sayıştay raporları ortada!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2024 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi'mizi önceki bütçelerimizde de olduğu gibi toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan, vatandaş odaklı bir yaklaşımla, yatırımı, üretimi ve kalkınmayı önceleyen, vatandaşlarımızı küresel belirsizliklerden ve risklerden koruyacak şekilde hazırladık.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Savaş odaklı bir bütçe getirdiniz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bildiğiniz gibi, cumhuriyetin 2'nci yüzyılına girdiğimiz 2023 yılı, bu yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmak için çıktığımız yolun ilk yılıdır.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Rant odaklı bir bütçe getirdiniz!

ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Bu hedef, öylesine, kulağa hoş gelsin diye üretilmiş, jenerik cümlelerle ifade edilen bir hedef değildir; içi dolu, hareket planları hazır, kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonları yapılmış bir hedeftir. İşte, bu bütçeyi de Türkiye Yüzyılı için çıktığımız yolda adımlarımızı sağlam basmak için döşediğimiz en önemli taşlardan biri olarak görüyoruz ve bundan sonra da çalışmalarımızı bu çerçeve içerisinde devam ettireceğiz inşallah.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bütçenin başarısı dünya ve ülke konjonktürünün yakından izlenmesine ve iyi analiz edilmesine de bağlıdır. Orta vadeli programda ve bütçe gerekçesinde genel ekonomik konjonktürün detaylı analizleri yapılmıştır. Mevcut dönemde dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeleri özetleyecek olursak; bu dönemde gelişmiş ekonomilerde gözlemlenen yavaşlama, finansal koşulların zorlaşması, azalan yatırımlar ve yavaşlayan kapasite kullanımı küresel aktivitede zayıf bir görünüme işaret etmektedir. ABD ve Avrupa'da politika faizlerinin yükselmesi özellikle imalat sanayisi üzerinde sınırlayıcı etki yaratmaya başlamıştır. Uluslararası Para Fonu rakamlarına göre 2021 yılında yüzde 6,3 büyüyen dünya ekonomisi 2022 yılında yüzde 3,5 oranında büyüme kaydetmiştir. 2023 yılında ivme kaybının sürmesiyle yüzde 3 oranında büyüme beklenmektedir, 2024 yılında ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme öngörülmektedir. 2023 yılı ekonomik performansı gelişmekte olan ülkeler açısından daha olumlu bir çerçeve çizmektedir. IMF'e göre 2022 yılında yüzde 4,1 büyüyen gelişmekte olan ülke ekonomilerinin 2023 ve 2024 yıllarında yüzde 4'le istikrarlı bir büyüme göstermesi beklenmektedir.

Diğer taraftan, Rusya-Ukrayna savaşının gelişmekte olan Avrupa ekonomilerinin büyümesi üzerinde baskı oluşturmaya devam etmesi beklenmektedir. Bu dönemde OPEC ülkelerinin kapasitelerinin altında üretimi sürdürmeleri ve ilave üretim kesintilerine gitmeleri petrol fiyatları üzerindeki arz yönlü baskıları da canlı tutmaktadır. Ayrıca, son dönemdeki jeopolitik gelişmeler de özellikle İsrail-Filistin arasında yaşanan sorunlar ve Filistinlilerin maruz kaldığı insanlık trajedisinde diğer ülkelerin muhtemel müdahale riskleri de enerji fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskleri belirginleştirmektir.

Değerli milletvekilleri, sürem az kaldı.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; AK PARTİ iktidarlarıyla beraber aziz milletimizin verdiği yetkiyle 22'nci bütçemizi yapıyoruz; bu, çok kıymetli ve çok değerli bir destektir.

Sözlerime son verirken bir kez daha yinelemek istiyorum ki 2024 yılı bütçemizle Türkiye Yüzyılı hedefine yakışır bir Türkiye inşası için tarihî yürüyüşümüze Cumhur İttifakı'yla birlikte devam edeceğiz. Ekonomimizi yapısal sorunlardan kurtarmak, kamu maliyemizi her türlü riske karşı dirençli kılmak, milletimizin refahını arttırmak üzere gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.

Türkiye Yüzyılı'nın ilk bütçesi olan 2024 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2022 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin son şeklini alarak Genel Kurula getirilmesinde emeği geçen Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Başkan ve üyelerine, Bakanlarımıza, değerli milletvekillerimize ve kamu idarelerinin temsilcilerine teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)