Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 31 |
Tarih: | 07.12.2023 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin ikinci bölümü üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, defalarca söyledik, söylemeye de devam edeceğiz: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin mevcut uygulaması, Türkiye Büyük Millet Meclisini yasa yapma hak ve yükümlülüğünden alıkoymaktadır. Bu torba yasa uygulamalarıyla Meclisin yasama yetkisi âdeta elinden alınmıştır. Neredeyse her maddenin sonuna "Cumhurbaşkanına yetki verilmesi" ibaresinin koyulmuş olması bir başka sorundur. Gerçekten yazıktır, günahtır, ayıptır. Buradan iktidar partisi milletvekillerine de seslenmek istiyorum: Bu ayıp artık son bulsun, bu torba işinden lütfen vazgeçin.
Değerli milletvekilleri, bu teklifin temel amacı, ekonomiyi dibe vurduran AKP iktidarının kaynak yaratma çalışmasıdır. Mayıs 2023 seçimleri sonrası geçmişteki hatalı ve yanlış ekonomi politikaları unutturulurcasına "rasyonel zemine dönüş" adı altında ortaya konulan politikalar sonucu geçmişte oluşan ve gizlenen yükü dar gelirlilerin, emekçilerin, emeklilerin, çiftçilerin ve KOBİ'lerin sırtına yüklemektedirler. Çalışanların millî gelirden aldığı pay sürekli düşmekte, şu an Türkiye'de yoksullaştırılan bir büyüme süreci yaşanmaktadır.
Bu teklif, halktan kopuk ve uzaktır. Bu yasa teklifinde ekonomik ve sosyal sorunların temelinden çözümüne yönelik herhangi bir öneri de bulunmamaktadır. Şimdi, AKP'li arkadaşlar diyecekler: "Çalışan emekliye 5 bin TL veriyoruz." diye. Ona da daha önce biz itiraz ettik, kabul etmediniz. Tepkiler çoğalınca bir lütufmuş gibi "5 bin TL veriyoruz." diyorsunuz; bir ay içinde ne değişti, sormak istiyorum.
Bu teklifin görüşülmesi sırasında muhalefet olarak en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılması ve ayrıca tüm emeklilere aylıklarının 5 bin TL zamlı ödenmesine ilişkin 2 önerge vermiştik, reddettiniz; inşallah aklınız başınıza gelir de bu önümüzdeki ayda bunu kabul edersiniz, tabii ki saraydan talimat gelirse.
Değerli milletvekilleri, söylediğim gibi, bu teklifte halk yok; döviz arayışı var, kaynak arayışı var, sermayeye ve yandaşa kaynak var ama halk yok. Teklifle, bütçede kara deliğe dönüşen yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek projeleri, sağlık tesislerine ilişkin projeleri, eğitim öğretim tesislerine ilişkin projeleri üstlenenlere, yatırım döneminde proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet istisnasının bu yıl 31 Aralık gününde sona erecek olan süresi 2028 yılına kadar uzatılıyor; uzatın tabii, yandaşlar sakın üzülmesin, halk nasıl olsa öder.
Değerli milletvekilleri, bir taraftan yandaşa kıyak yapılırken kamunun malları da satılmaya devam edilecek. Bu teklifle, özelleştirme ihalelerinin elektronik ortamda yapılabilmesine olanak sağlanıyor. İktidar, ülkeyi ekonomik olarak öyle bir hâle getirdi ki kaynak bulmak için Özelleştirme İdaresini âdeta açık artırma sitesine dönüştürüyor. Özellikle, teklifin 30'uncu maddesiyle, sorumlu sıfatıyla beyan edilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasında ödeme koşulu getirilmektedir; daha önce idari düzenlemelerle yapılan ve hukuka aykırı olduğu mahkeme kararıyla ortaya konulan bu hususta önümüze bir kanuni düzenleme getiriyorsunuz.
Değerli milletvekilleri "kanuni düzenleme" deyince hukukilik sağlanmış olamaz. Yapılmaya çalışılan düzenleme, vergi idaresinin kendisinin yapamadığı tahsilat işini vergi mükelleflerinin üzerine yıkmasından başka bir şey değildir. Siz, devlet gücüyle yapamadığınızı herhangi bir yaptırım gücü olmayan vergi mükelleflerine yaptırmaya çalışıyorsunuz. Bu düzenleme hem hukuka hem de ticari ilkelere aykırı bir düzenlemedir. Siz bu düzenlemeyle hem mükelleflerin hem de bu mükelleflere fedakârca hizmet veren, onların vergi beyannamelerini düzenleyen muhasebe meslek mensuplarının işini oldukça zorlaştırıyorsunuz. Bu düzenlemeyle, mali müşavirler mükelleflerinin mal ve hizmet alımlarında tevkifatlı bir işlem var ise bunun KDV'si ödenmeden bu faturadaki KDV'yi indirim konusu kaydedemeyecek ve alıcıyla karşı karşıya kalacaktır. Bu yönüyle tekrar ifade etmek isterim ki bu düzenleme hem hukukun temel ilkelerine hem de ticari hayatın işleyiş ilkelerine tamamen aykırı olup mükelleflerimizin ve onlara hizmet eden mali müşavirlerin iş yapma süreçlerini oldukça zorlayacak ve devletimize olan inançlarını da azaltacaktır.
Yine, 31'inci maddeyle KDV'de indirim hakkının yanında iade hakkını düzenleme konusunda da Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir. Bu madde düzenlemesi de vergi hukukunu bilen herkes tarafından karşı çıkılacak bir maddedir. Vergiler kanunla konulur, kanunla kaldırılır; bu, Anayasa'mız da vergiyle ilgili en temel ilkedir. Gerçi siz Anayasa'yı da dinlemiyorsunuz ya. Kanunla düzenleme yapılmasındaki temel amaç hukuki güvenliği sağlamak içindir. Siz, kanun dışında bir idari makama -bu ister bakan olsun ister Cumhurbaşkanı olsun hiç fark etmez- yasamanın yetkisini veriyorsunuz ve bizler de "Acaba, bu sabah hangi KDV iadesini Sayın Cumhurbaşkanımız kaldırmış olabilir?" diye kararnameleri takip edeceğiz; böyle bir hukuk düzeni asla kabul edilmez. Yasamanın yetkisini idari makama devrediyorsunuz. Böyle bir ülkeye yatırımcı gelir mi, size soruyorum. Siz böyle bir ülkeye güvenir misiniz, yatırımlarınızı yapar mısınız? Doğrusu hiç kimse bunu göze almaz.
Yine, az önce söylediğim gibi, bu oldubittiyle ve tamamen Anayasa ve vergilemenin temel ilkelerine aykırı düzenlemeleri önümüze getirip kendinizi meşru ilan etmeyin. İnanın, vereceğiniz "kabul" oylarıyla bunun vebali altında kalacaksınız.
Yine, değerli milletvekilleri, madde 32 ve madde 33'le vergi sorumlularının beyannamelerini verme tarihleri ve ödeme tarihleri geriye çekilmektedir. Buyurun, yine saha uygulamalarından uzak, ticari iş ve işleyişten bihaber ve keyfî bir muamele. Sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gereken KDV'nin beyan süresini, normal KDV beyan süresinin önüne çekiyorsunuz. Mali müşavirlerin her ay KDV beyannamelerini verirken çektiği sıkıntıları tabii ki bilmiyorsunuz, şimdi bu sıkıntılara daha da sıkıntı ekliyorsunuz. Mükellefler ve meslek mensupları bir KDV dönemine ilişkin işlemleri topluca ele almakta, kayıtlarını birlikte kontrol etmekte ve beyanlarını buna göre hazırlamaktadırlar.
Yapılmak istenen düzenlemenin ticari hayatın gerekleriyle de uyuşmadığı ortadadır. Ticari hayatın gerçekleri ve vergi muhasebe ilkeleriyle tamamen uyumsuz olan bu düzenlemeyi olumlu bulmuyoruz ve bu düzenlemeyle zaten oldukça zor işleyen beyanname verme süreçlerini daha da aksatabilecek bir sonuca yol açmasından da duyduğumuz kuşkuyu, endişeyi belirtmek istiyoruz. Aslında, değerli milletvekilleri, bu uygulama bir nevi KDV1 beyannamesinin de maalesef geriye çekilmesi anlamına geliyor yani siz, KDV beyan sürelerini bir anlamda bu uygulamayla geri çekiyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, biraz önce bahsettim, yap-işlet-devret projelerinden madde 34 ile geçici 29'uncu maddedeki istisna uygulamasının süresi de 31/12/2028 tarihine kadar uzatılmaktadır. İlk bakışta mükellef lehine bir düzenleme olmakla birlikte bu istisnadan bugüne kadar kimler yararlanmıştır, bunların tüm toplum tarafından bilinmesi gerektiğini söylemek isterim. Sizler bu istisnayı kimler için uzatıyorsunuz? KDV uygulamasında kanunun genel ruhuna uygun istisnalar doğru uygulamalardır ancak fonksiyonu kalmamış, kayırıcı istisnaların artık gündemden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Yine, son olarak, teklifin 44'üncü maddesiyle serbest bölgelere yapılan mal ve hizmet satışlarını ÖTV yönünden ihracat saymıyorsunuz ama aynı mal ve hizmet satışında "KDV açısından ihracattır." diyorsunuz. Bu ne çelişkidir? Dış ticaret mevzuatına göre herkes bilir ki serbest bölgeler ülkenin gümrük bölgesi dışında kalan alanlardır; bir başka ifadeyle buralar yurt dışı gibidir.
Bu düzenlemeyle aslında kanunlar arasında da bir çelişki yaratıyorsunuz, lütfen bu çelişkiyi de ortadan kaldırın diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)