GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:31
Tarih:07.12.2023

HEDEP GRUBU ADINA NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce buradaki tartışmalardan sonra, belki burada ifade edeceğim konu biraz sıkıcı gelecektir ama şu bir gerçektir: Mevcut iktidar ne kadar hukuktan uzaklaşmış, ne kadar hukuksuzluğa bulaşmış, ne kadar bu çarkın bir zinciri hâline gelmişse bizleri, toplumu, kamuoyunu ikna etmek için o kadar çok "hukuk devleti" demektedir ancak hukuk devleti olmanın "Hukuk devletiyim." demekle de "Yargı kararlarına uyarım." demekle de olmadığını yıllardır toplum yaşıyor, bizler görüyoruz.

5 Aralık Engelliler Haftası içerisinde bir haftadır engellilerin toplumda, eğitimde, sağlıkta, istihdamda, iş alanında, seyahatle ilgili birçok temel hak ve özgürlüklerde toplum dışına nasıl ayrımcı bir şekilde itildiğine dair iktidarın politikalarını eleştiren, önerilerde bulunan birçok konuşma yapıldı. Engelliler toplum içerisinde bu kadar ayrımcı, eşitsiz bir uygulama yaşarken, toplum içerisinde evlere sıkıştırılıp tecrit altına alınırken ben de bugün burada bir de bunun cezaevlerindeki, engellilerin cezaevinde yaşamış olduğu hak ihlalleri ve yaşamış olduğu engellerle ilgili boyutunu anlatmak istiyorum.

Birleşmiş Milletlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesi başta olmak üzere, bugün, birçok hukuk ve kanunda olduğu gibi, engellilerle ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelerin maalesef ki gereği yerine getirilmemektedir. Bugün cezaevlerinde engel alanına uygun koşullar sağlanmayarak ayrımcı uygulamalar sürdürülmektedir. Bugün bir cezaevinde kaç engelli tutsak var, bu engellerin türleri nelerdir; bununla ilgili tek bir veriye sahip değiliz çünkü ulusal olarak kanunlarda engellilerle ilgili tutum "özel ihtiyaçları olan mahpuslar" başlığı altında, aslında, hasta, yaşlı ve engelli kategorisi içerisinde iç içe değerlendirilen, burada bile ayrımcı bir uygulamaya maruz kalan bir durumda, gerçek kategorik bir değerlendirme ne Bakanlık verilerinde ne de diğer verilerde önümüze gelmemekte.

Bir diğer husus da bu kadar geniş kapsamda ele alınan, özel ihtiyaçları olan mahpuslarla ilgili bugün cezaevinin kendisinde, kapalı bir mekânda, hareket özgürlüğü kısıtlı olan bir alanda erişilebilir bir şekilde erişilebilir havalandırma, erişilebilir koğuş, erişilebilir revir, tuvalet ortamlarının olmaması; yine, hissedilebilir zemin şeridinin görme engelliler için bulunmaması; yine, duyma engelliler için işaret dilini bilen personellerin yokluğu ve bir arada yaşam; yine, bedensel engelliler için uygun bedensel ihtiyaçlarının karşılanmıyor olması gibi birçok engelliyi daha da zorlayan ve cezaevi koşullarını ağırlaştıran tek tip, erişilebilir olmayan ring araçlarıyla götürülüp getirilme... Hastane ve sağlığa erişimden tutalım kendi ihtiyaçlarını giderebilecek mekânsal, özel ihtiyaçlarını giderebilecek hiçbir düzenleme maalesef ki Türkiye cezaevlerinde şu ana kadar yok.

Peki, bunun gereği nedir? Bunun gereği engellileri alıp, özel bir cezaevi yapıp onları toplumdan tecrit etmek midir? Hayır. Bunun gereği gerçek anlamda cezaevlerini engel durumuna uygun bir noktaya getirmek veyahut özel infaz koşullarına uygun olarak değerlendirme yapmak. Engellilerin cezaevinde kalabileceği uygun koşullar sağlanamıyorsa cezalarını dışarıda infaz edebilecekleri özel, uygun, alternatif infaz sistemlerinin değerlendirilmesinin gerektiğini bizler düşünüyoruz. Peki, bu yapılıyor mu Türkiye'de? Maalesef ki hayır. Tıpkı özel ihtiyaç kategorisinde engelliler değerlendirildiği gibi cezaevindeki koşullarda kalabilir/kalamaz raporları tıpkı yüzlerce hasta tutsağın maruz kaldığı gibi engellilerle ilgili, cezaevi koşullarıyla ilgili Adli Tıp Kurumundan rapor alma zorunluluğu getirilmektedir. Adli Tıp Kurumu iki kolu, iki ayağı, tek kolu olmayan, iki gözü görmeyen, tek gözü gören veyahut duyma, işitme engeli olanlarla ilgili cezaevinde kalabilir ya da kalamaz raporları vermektedir ve tıpkı diğer hasta mahpuslarda olduğu gibi, Adli Tıp Kurumunun vermiş olduğu bu raporlar gerçekçi değil. Adli Tıp Kurumu ne yapıyor? "Tek başına kalabilir mi, tek başına kalamaz mı?" ve kalabilir/kalamaz değerlendirmesini de dışarıdan bir personel yardımıyla değil, zaten yetersiz olan ceza infaz kurumu personellerinden değil, cezaevinde beraberinde biri kalıp kalmama üzerinden değerlendirerek aslında ikinci bir hak ihlaline, ikinci bir mağduriyete sebep olmaktadır.

Peki, tek durum bu mu? Engellilere özel infaz usulü, yeni değerlendirme kurul raporları ve düzenlemeleri olmadığı gibi, cezaevinde sağlığa erişemediği için engel durumu ağırlaşan mahpuslar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Uysal.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Şöyle ki, tek bir örnek: Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde, Selver Yıldırım, cezaevi sürecinde bir gözünde bir sağlık problemi yaşamakta; doktor, tedavi erişimi aksatıldığı için sağ gözünü kaybetti, şu an sol gözünü kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yine, yüzde 90 görme engelli Erol Balcı, yüzde 99 engelli Server Yıldırım... Yine Kırşehir S Tipindeki Muhammed Derviş'in iki ayağı yok, protez tedavisi alması lazım; cezaevinde tutmuşsunuz, müebbet hapis cezası vermişsiniz, bir de protez ödemesi için ailesinin ikinci, üçüncü bir mağduriyete sebep veren bir durumla karşı karşıya kaldığı bir durum.

Aynı zamanda, engellilerin cezaevinde özel ihtiyaçlarını karşılamaya uygun pay olmadığı gibi, 10 milyonu aşan engellilerle ilgili şu an bütçeden 2024 için ayrılan pay yüzde 2.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlayın lütfen.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Peki, bu yüzde 2'nin ne kadarı cezaevinde bulunan engellilerin yaşam standartlarını artırabilecek bir durumda? Maalesef ki buna ilişkin tek bir veri, tek bir çalışma, tek bir değerlendirme hâli yok.

Bizler İnsan Hakları Komisyonu olarak kimi cezaevlerini ziyaret ettik -bugün Alt Komisyon Başkanımız Sayın İbrahim Yurdunuseven de burada- Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan kadınların 0-6 yaş arasındaki çocuklarını yanında bulundurma hakkı bulunurken otizmli çocuklarını uygun koşullar ve eğitim koşulları olmadığı için yanlarına alamadıklarından dem vurmuşlar. Yine, Diyarbakır'da protez tedavisi olamadığı için, uzun bir süre, hâlen yürüme engeli olan hastaların talepleri karşılanmamakta.

Tekrar ifade ediyoruz ki engelli tutsaklara hasta tutsak muamelesi yapmayın, engellilerle ilgili gerçekçi uygun koşullar ve düzenlemeler getirin. (HEDEP sıralarından alkışlar)