GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vefat eden Yazar Mustafa Çalık'a, 7 Aralık Kilis'in düşman işgalinden kurtuluş gününe, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İsrail'le ilgili açıklamalarına, BM Genel Sekreteri Guterres'in Güvenlik Konseyine gönderdiği mektupla yaptığı ateşkes çağrısına, İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel ve avukatların Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde İsrail'in yargılanması için girişimlerde bulunduklarına ve Cumhurbaşkanının Yunanistan ziyaretine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:31
Tarih:07.12.2023

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Günlüğü dergisinin müellifi, mimarı ve Türk edebiyat tarihine, sosyoloji tarihine önemli katkılarda bulunan mütefekkir, entelektüel Mustafa Çalık'a Allah'tan rahmet diliyorum ve ailesine, yakınlarını, sevenlerine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Bugün, 7 Aralık, Kilis'imizin kurtuluşu, düşman işgalinden kurtulduğu millî günümüz, kurtuluş günümüz. Kilisli hemşehrilerimizin kurtuluş gününü tebrik ediyorum, kutluyorum; şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize minnetlerimi bir kez daha ifade ediyorum. Ay yıldızlı bayrağımızın bu coğrafyada özgürce, bağımsız bir şekilde kıyamete kadar dalgalanacağını ve hiçbir surette yabancı düşman ayağının basmayacağı, bağımsız, özgür, istiklaliyle dalgalanmış ay yıldızlı bayrağımızın kıyamete kadar, ebedî bir şekilde devam edeceğini de bir kez daha buradan vurguluyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail'in vahşeti yine her geçen gün devam etmektedir. Bu hususta, Sayın Cumhurbaşkanımızın dün de ifade ettiği gibi, Batı'nın etekleri altına saklanan İsrail yönetimi, zulmünü ne kadar tırmandırırsa tırmandırsın ödeyeceği bedel de o kadar ağır olacaktır. Bu çerçevede -bu sorunun çözülmesi, Orta Doğu ve insanlığın barışa ulaşması için- 1967 sınırları temelinde ve Doğu Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulmasıyla ancak bu akan kanlar ve bu işgal son bulacaktır.

Özellikle, 7 Ekim tarihinden itibaren çok önemli bir şekilde desteklerini, bu konuda tutumunu sürdüren Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin de açıklamalarını bütün kamuoyu ve bütün insanlık yine yakından takip etmektedir. Özellikle "Nil'den Fırat'a kadar sözde vadedilmiş topraklara hâkimiyet kurmak, İsrail'in inanç bazlı ve tarihî arka planı olan bir hedefidir; bu hedefin nihai aşaması da Türkiye'dir." şeklindeki açıklamaları çok tarihî ikazları ve tarihî tespitleri ortaya koymaktadır. "Nil'den Fırat'a kadar vadedilmiş topraklar" diyerek bizim bu coğrafyamıza, Orta Doğu halklarına yönelik, Türkiye'ye yönelik hiçbir kimsenin, İsrail başta olmak üzere hiçbir devletin emellerine ulaşamayacağını 85 milyon, bütün milletimiz bir kez daha kararlı bir şekilde vurgulamaktadır. Bu çerçevede Sayın Genel Başkan, Sayın Devlet Bahçeli'ye de bu değerlendirmeleri için ayrıca bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. İsrail arzımevuda ulaşamayacaktır. Nil'den Fırat'a kadar bu topraklar -Orta Doğu halklarının ve 780 bin kilometrekarelik vatan toprağı da- bir çakıl taşı bile verilmeyecek kadar azizdir, mukaddestir, kıymetlidir. Bunu İsrail başta olmak üzere bütün herkesin, bütün dünyanın bilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.

BM Genel Sekreteri Guterres -ilk defa kullandığı bir yetkiyle- BM Şartı'na bağlı yetkisini kullandı ve insani felaketin önlenmesi için Güvenlik Konseyine mektup gönderip ateşkes çağrısı yaptı. BM Şartı'ndaki 99'uncu maddeye atıfta bulunarak, sekiz haftadan fazladır süren İsrail-Hamas arasındaki bu insani acıların sona ermesi hususunda bir çağrısı oldu. Hazindir ki İsrail yine bu açıklamalar üzerinden Guterres'i hedef gösterdi. BM Genel Sekreterine sahip çıkamayan Birleşmiş Milletler, varoluş ve ontolojik varlığını artık sona erdirmiştir, kendini inkâr etme noktasındadır; buradan çıkış BM'nin yeniden reorganizasyonudur ama daha akut bir şekilde BM Güvenlik Konseyinin, Genel Sekreterinin bu çağrısına sahip çıkarak bu çerçevedeki daveti yerine getirmesi barış adına, insanlık adına önemli bir noktadır. Buradan da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bir kez daha, en azından bu tarih itibarıyla üzerine düşen görevini yapmasını, barış gücünü harekete geçirerek bu çerçevede gerekli adımı atmasını da bekliyoruz. Genel Sekreterine sahip çıkmayan BM, esas itibarıyla bu anlamda varlık olarak da enkaz altında kalmıştır.

Değerli İstanbul Milletvekilimiz Cüneyt Yüksel ve avukat meslektaşlarımız da Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde İsrail'in yargılanması için girişimlerde bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrılarıyla ve hukukçularımızla, barolarla, tüm hukukçularla, vicdanı olan tüm meslektaşlarımızla beraber, dünyanın birçok yerindeki vicdan sahipleri tarafından müracaatlar yapılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Gül.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Bu hususun da takibini hep beraber yapıp Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde İsrail'in bir savaş suçlusu olarak yargılanması da bizim yine takip ettiğimiz, takip edeceğimiz bir konudur.

Sayın Cumhurbaşkanımız Yunanistan ziyaretindedir. Yunanistan'la 5,5 milyar dolarlık dış ticaretimizi, ihracatımızı 10 milyar dolara çıkarmaya yönelik bir ziyarettir; yüksek düzeyli strateji toplantısıdır. Bizim, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu dış politika vizyonu şahsiyetli dış politikadır, itibarlı dış politikadır. Bölgesel ve küresel liderlik merkeziyle sözü güçlü, gücü tesirli olan bir Türkiye anlamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özellikle komşularımızla sıfır problem bizim için önemlidir. Dış politikada duygusallıktan öte rasyonalite ve vatandaşlarımız adına hangi çıkarlar, hangi menfaatler, ülkemizin hangi menfaatleri, çıkarları söz konusudur, bu bizim için önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Gül.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Dolayısıyla, bu çerçevedeki ziyaretimiz de yine önemli bir ziyarettir. Cumhurbaşkanımızın burada yaptığı temaslarda Türkiye'nin varlığı, Türkiye'nin, vatandaşlarımızın öncelikleri, çıkarları çerçevesinde gerek komşularımız gerekse tüm dünya ülkeleriyle diplomasimiz bu hatta devam etmektedir. Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa o çerçevedeki diplomasimiz, onurlu dış politika mücadelemiz devam edecektir; bundan kazanan ülkemizdir, Türkiye'dir. Türkiye egemen bir ülkedir, egemenlik çerçevesinde de tüm çıkarlarını, gerek ticari gerek diplomatik çıkarlarını korumaya devam edecektir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.