GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437)
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:28.03.2013

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hadi, buyurun. IMF borcundan mı başlayayım?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Akar.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sen hiç konuşma IMF borcunu Haydar Bey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye? Sizin gibi ben sadece el kaldırıp indirmiyorum, çalışıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, bir kanun çıkartıyoruz. Bu kanunun adı "Gümrük Kanunu". Gümrük Kanunu 65 madde olarak Komisyona gelmiş, daha sonra 22 madde üzerinde değişiklikler yapılmış ve bu değişiklikler sonucunda bugün Genel Kurulda da değişiklikler devam ediyor, torba kanunun adı olmuş çorba kanunu!

Şimdi Bakan diyor ki geneli üzerinde yaptığı konuşmada: Biz, bu kanunla ilgili çok sıkı çalıştık. Bu kanunun içinde 14 tane kanun, 1 tane kanun hükmünde kararname ve tüm kamudaki, kurumlardaki personelle çalıştık ama bir çorba kanun yaptık diyor. Diyor ki Bakan: "Gümrük Kanunu koyduk adını ama ben aynı zamanda Gümrük ve Ticaret Bakanıyım, ticaretle ilgili şeyler de var." Diyor.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Doğru tabii.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Ama baktığınız zaman kanuna, doğru, ticaretle ilgili şeyler var?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Gümrük ve Ticaret Bakanı değil mi?

HAYDAR AKAR (Devamla) - ?halkı ilgilendiren şeylerden çok uzak duruyor. Esnafı ilgilendiren, sanatkârı ilgilendiren ve sokaktaki vatandaşı ilgilendiren olaylardan çok da?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Kooperatiflerle ilgili bir şey yok mu?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, doğru söylüyorsun.

Şimdi Sayın Bakan, konuşmanızda şunu söylüyorsunuz: "Gümrük kapılarında yap-işlet-devret modeli tutmuyor, artık yap-işlet-devreti de geçiyoruz." diyorsunuz. Doğru, yap-işlet-devret değil, yap-işlet sadece, devret modeli tutmuyor. Yap-işlet.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yap-işlet, devretme!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Yani, gümrüğü alacaksınız, gümrüğün binasını yaptıracaksınız, yap-işlet ve ömür boyu artık onun olacak. E, siz niye varsınız ki? Siz niçin duruyorsunuz? Siz niçin hükûmetsiniz? Gümrükleri özele teslim ettiniz, fabrikaları özele teslim ettiniz; e, memleketi de özele teslim edin, böylece bu işten de kurtulmuş olursunuz. Başbakan da camdan aynı vatandaşı IMF borcuyla kandırdığı gibi "Dış borç yok." dersiniz olur biter. Ne kadar güzel!

Şimdi Bakan diyor ki, bakın, isimlerini de vermiş: "Türkgözü, Pazarkule, Dereköy, Karkamış, Öncüpınar, Yayladağı, Akçakale gibi yap-işlet-devretle olası değil." diyor. Bir de Sarp sınır kapısını yapmışlar, gittim gördüm. 5 milyonluk Gürcistan var karşısında, bu tarafta da 74 milyonluk bir ülke var. 74 milyonluk ülke tarafındaki araçlar altı saatlik, yedi saatlik konvoylar oluşturmuşlar, diğer tarafta da beş dakikada hallediyorsunuz işinizi. Burayı yeni yapmışlar. Vatandaş geliyor, nasıl biliyor musunuz, yaya geçerken yağmurun altında, karın altında evraklarını teslim etmek için uğraşıyor, diğer tarafta da aracından inmeden fotoğrafını çekiyor, fotoğrafını. Sizin getirdiğiniz nokta bu, ülkeyi.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Görmüyor musun ya, ihracat nasıl arttı, ithalat nasıl arttı?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, sayın milletvekilleri, Bakanlığın en önemli görevlerinden bir tanesi de kaçakçılık. Şimdi anlatacağım, kaçakçılık. Kaçakçılık nelere mal oluyor?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hizmetler nasıl arttı, gümrük nasıl çalışıyor? Beyannameyi veriyorsun elektronik ortamda?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Toplum sağlığı ve güvenliğine yansıyor, rekabetçi piyasa için tehdit oluşturuyor kaçakçılık. Evet, birçok insan piyasadaki kaçak ürünleri kullanıyor. Peki, tehdidin önlenmesi için ne yapmak gerekiyor? Ekonomik, mali ve siyasi tedbirler almak gerekiyor. Gümrük sahaları ve sınır kapıları önemli bir yer tutmaktadır bu tedbirleri alabilmek için. Bizim Suriye sınırında 877 kilometre, Irak sınırında 331 kilometre, İran'a da 454 kilometre sınırımız var. Aslında sınırımız yok, sayenizde sınırsız hâle geldi. Artık Türkiye Cumhuriyeti sınırsız bir şekilde herkesin girip çıkabileceği? Lazların adını kullanmak istemiyorum ama İstanbul'da adam öldürüyor, gidiyor Suriye'ye, yarattığınız Özgür Suriye Ordusu'nda sizin de verdiğiniz silahla orada savaşarak insanları katlediyor. Hiç sordunuz mu Sayın Bakan, bu Laz Ziya bu sınırdan nasıl geçti? "Pasaportla mı geçti, yoksa sizin Özgür Suriye Ordusu'na sağlamış olduğunuz imkânlarla mı geçti?" diye sormak gerekiyor diye düşünüyorum.

Şimdi, gümrük sahaları ve sınır kapılarını tutacak diyoruz ya, Sayın Bakanın ilindeki en büyük üretim kaynağı çay, değil mi?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - "Laz Ziya" deme, Artvin milletvekilini görmedin mi, alınıyor, "Laz Ziya" deme.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bunu bir bitireyim, müsaade et de çayı anlatayım.

Son dört yılda 15 bin ton çay kaçak olarak girmiş, yıllık çay üretimi 235 bin ton. Sadece kaçağın yıllık on katını aldığınızda, yıllık 150 bin ton çay yapar. Sayın Bakan, sen neyin Bakanısın Allah aşkına ya? Kendi memleketinin üretiminin bile ülkede kaçak satılmasına neden oluyorsunuz.

Burada şu soruyu sormak lazım arkadaşlar: Bu kaçak ürünler Türkiye'ye niye giriyor? Niye insanlar kaçak ürünlere rağbet ediyor? Eğer bu soruyu sorarsanız doğru projeler üretirsiniz Sayın Bakan. Bu soruyu sormazsanız yaptığınız işi, bu kanunu, diğer kanunlarda olduğu gibi beş defa daha getirirsiniz, bu kürsüde hep beraber konuşuruz. Eğer bu soruyu sorarsanız ÖTV'nin pahalılığı, KDV'nin yüksekliği ve dünyadaki rekor sahibi olduğunuz dolaylı vergilerin yüksekliğini göreceksiniz diyorum.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)