GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:06.12.2023

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben bu önerge kısmında söz alarak önümüzdeki yaklaşan yerel seçimlere ilişkin olarak bir hususa bütün siyasi partilerimizin dikkatini çekmek istiyorum. Bu konuşma fırsatını tanıdıkları için de önergede imzası bulunan Bahadır Yenişehirlioğlu ve diğer arkadaşlarımıza bu vesileyle teşekkür ediyorum.

Kıymetli arkadaşlar, geçen hafta Diyarbakır, Batman ve Siirt illerini kapsayan ziyaretlerde bulundum. Bu ziyaretlerde özellikle Siirt ilinde yoğunlaşan ama diğer illerde de örneği karşımıza çıkan küçük ilçelerde seçmen taşıma hareketlerine dair çok ciddi bir sosyal gerilime dönüşen bir hususu sizinle paylaşmak istiyorum ve bugünkü konuşmamı ilgili bakanlıkların, bakanlarımızın ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanımızın da dikkatine sunmak üzere -daha sonra tutanakları dercederek- yapmak istiyorum. Biliyorsunuz yerel seçimlerde seçmen taşıma izni 1 Ekim itibarıyla son bulmuştu, önümüzdeki 4 Ocaktan itibaren de askıya çıkacak ve bütün siyasi partiler ve adaylar bu askıları inceleyerek itirazlarda bulunacaklar. Bu bölgelerde karşımıza çıkan sorunun birkaç ayağı var: Birincisi ve en önemli kısmı Pervari, Şirvan, Eruh gibi seçmen sayısı 3 bin, 4 bin hatta 5 bin olan ilçelerde neredeyse bini bulan seçmen taşıma hareketliliğidir. Bin nüfus burada toplam seçmenin neredeyse yüzde 25'ine tekabül etmektedir. Ben Türkiye'de kampanya döneminde iktidarın değişik imkânlarla kampanyada ortaya koyduğu ağırlık noktasını da sürekli eleştirdim ama her zaman hem ekranlarda hem ilgililer nezdinde seçim günü oy kullanma, oy sayımı ve sayılmış tutanakların icmali konusunda Türkiye'nin seçim güvenliğinde bir sorunu olmadığını savundum. Ancak ifade etmek gerekir ki seçmen taşımanın da usule aykırı bir şekilde ve bir ilçenin dengelerini değiştirir bir şekilde yapılması seçim güvenliği sorununun bir parçasıdır. Ben eminim ki hiçbir siyasi parti bu konuda böyle bir sosyal gerilime yol açan, oradaki seçim sonuçlarına doğrudan tesir edecek bir tartışmanın tarafı olmak istemez. Bizim arkadaşlarımızın kuvvetli delillerle iddia ettiği üzere bugün bu 3 ilçemizde yani Pervari, Şirvan ve Eruh'ta bazen bir hanede 20'nin üzerinde kişi seçmen olarak gözükmektedir. Biz bunlara ocak ayında itiraz edeceğiz. Bizim, İçişleri ve Adalet Bakanlığından, Yüksek Seçim Kurulundan ricamız şudur: Kolluk, burada yapacağı incelemede hakkaniyete uygun davransın; bu evleri gerçekten yerinde ziyaret etsin; bu evlerde bu dönemde taşınmış seçmenin nereden geldiğine, bu seçmenin gerçekten bu ilçe sınırları içerisinde yaşayıp yaşamadığına dikkat etsin. Aksi hâlde, kâğıt üstünde yapılacak incelemelerle verilecek ret kararları seçim kampanya dönemince büyük bir sosyal gerilim olarak bize geri dönebilecektir. Mesela, birkaç örnek paylaşmak istiyorum, tabii ki isim bazında değil, vaka bazında: Birincisi, taşrada bulunan karakollardaki subay, astsubay ve uzman çavuşların ilçe merkezlerine taşındığı iddiası var. İçişleri Bakanımız, ilgili il valimiz buna göz yummamalıdır. İkincisi, rekabet olmayan köylerdeki muhtarlara belediye başkan adaylarının "Sizin köyde nasılsa rekabet yok, şu kadar seçmeni ilçe merkezine taşıyalım." diye yaptığı bir baskı ve aldığı sonuçlar vardır. Üçüncüsü de 2019 seçimleri için sıklıkla dile getirilen 142 belgesiyle kullanılan oylarda birtakım suistimallerin yaşandığına dair iddialar vardır. Ben Yüksek Seçim Kurulunun ilgili birimleriyle görüştüm. 142 no.lu belgeyle kullanılacak oylara ilişkin ciddi tedbirler alınmış durumda ancak 142 numaralı belgeyle oy kullanacak bütün seçmenin sadece oy kullandıkları seçmen sandığında değil, aynı zamanda nereye taşındıklarına ve nerede oy kullanacaklarına dair de eğer Yüksek Seçim Kurulu Türkiye'deki bütün elektronik altyapısını, dijital altyapısını kurar ve bunu bütün siyasi partilerin denetimine açarsa buradaki ihtilaflar da ortadan kalkacaktır.

Son olarak, ocak ayında yapılacak itirazların hakkaniyetle incelenmesi, bu işe karışmış kamu görevlileri noktasında korumacı davranılmaması ve 142 no.lu belgenin tüm Türkiye genelinde ortak bir denetime açılması hususunu hatırlatıyor, siyasi partilerimizin bu konuda duyarlı olacağına inanıyorum.

Tekrardan çok teşekkür ediyorum, sağ olun. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)