GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:06.12.2023

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Bu yasayı getirenler "ekonomide uyumlaştırma torbası" diye bizlere, milyonlara sunuyor; iyi, güzel ama bu nasıl bir uyummuş, kimin çıkarına, hayrına bir torbaymış, birlikte bakalım. Bu torbada asgari ücretlinin geçim derdine çare yok, milyonlarca işçinin alın terinden alınan vergiden indirim yok, 90 bin taşeron emekçimize kadro yok; ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımını ortadan kaldırmak yok, atama bekleyen öğretmenlere atama yok; barınamayan, aç kalan üniversite öğrencilerimize tek kuruş destek yok; yüz binlerce engellimize kamuda istihdamı artıracak madde yok; yıllarca ülkeye hizmet etmiş şimdi açlık sınırında yaşayan "7.500 lira maaşla geçin." dediğiniz 14 milyon emeklimize asgari ücret seviyesinde dahi maaş yok; üretimden vazgeçmeyen eli nasırlı çiftçimizin mazotundan, gübresinden, elektriğinden KDV'yi, ÖTV'yi kaldırmak yok yani sayın milletvekilleri bu torbada iş kuyruğu, ucuz ekmek ve gıda kuyruklarında bekleyen dar gelirliyi ferahlatacak hiçbir şey yok çünkü bu saray yönetiminde, bu tek adam yönetiminde cebi boş, tenceresi boş milyonları düşünen kimse yok.

Peki ya, ne var bu torbada? Yandaşa, sermayeye, rantiyeye "vergi indirimi, muafiyeti" adı altında emekçinin cebinden verilen bol bol kıyak var. Kur korumalı mevduata sırtını dayayanların servetine emekçinin alın terinden çalıp servet katmak var. Uçmadığımız havaalanı, geçmediğimiz köprülerin müteahhitlerine vergi istisnalarıyla halkın cebinden aktarılan milyarlar var. Refah içinde yaşama umudunu yok ettiğiniz vatandaşlarımızı "Haram." dediğiniz kumar çukuruna devlet eliyle yönlendirme var. Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından demir yollarımızı bir avuç yandaşa peşkeş çekmenin yolunu açan madde var. Yurt dışına para kaçıranların peşine düşmek yerine "Döviz gelsin de vergisiz, denetimsiz nasıl gelirse gelsin." anlayışı var. Bu torbada değerli arkadaşlarım, samimiyetsizlik var, ikiyüzlülük var. Nasıl demeyelim ikiyüzlü diye? Anayasa Mahkemesinin tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği ihlal kararını tanımayacaksınız, uymayacaksınız, Yargıtayın yüksek mahkemeyi yok sayan tutumuna çanak tutacaksınız, sonra gelip üç dört yerden maaş alan yandaşlarınıza "huzur hakkı" adı altıda ulufe dağıtılması için Anayasa Mahkemesi kararına uyum bahanesine sığınacaksınız; bunun neresinde samimiyet, neresinde dürüstlük var?

Sayın milletvekilleri, biz bu çoklu maaş, huzur hakkı meselesine karşıyız. Bakın, insanlar pazar artıklarıyla yaşam mücadelesi veriyor, öğrenciler barınamadıkları için eğitimlerini bırakıyor, emekli aç kalmamak için ikinci işlerde, üçüncü işlerde çalışıyor; siz ise bir avuç yandaşınıza "huzur hakkı" diye üç dört yerden maaş verilmesinin peşindesiniz. Üstüne üstlük huzur hakkı verdiğiniz yandaşları vergiden muaf tutarken milyonlarca memur ve işçiden daha maaşını almadan yüzde 20, yüzde 30 vergi almaya devam ediyorsunuz; bunun adı "soygun düzeni" değil de nedir değerli arkadaşlarım?

Değerli arkadaşlarım, son olarak, bu torbada ne var? Maaşları yüksek BDDK yöneticilerine İstanbul'da yaşayabilsinler diye 45 bin liralık hayat pahalılığı ödeneği var. İyi de bu hayat pahalılığı sadece BDDK yöneticilerini mi vuruyor? Bakın, son beş yılda 2,2 milyon kişi İstanbul'u terk etti, neden? Geçinemedikleri için. Sadece İstanbul'da değil, işte memleketim Eskişehir'de ve neredeyse tüm Anadolu kentlerinde fahiş kiralar herkesi perişan etmiş durumda. Geçtiğimiz yıllarda bin lira, 2 bin lira olan "1+1" ev bile, artık, 10 bin liraya, 15 bin liraya kiralanır oldu. İstanbul'da, Eskişehir'de, Antalya'da, İzmir'de, büyükşehirlerimizde bir memurun, öğretmenin, sağlıkçının, polisin, din görevlisinin maaşlarıyla ev kiralayabilmeleri mucize. Yapılacak şey belli; gelin, kamu çalışanları arasında böylesine adaletsiz, böylesine ayrımcı bir tutumdan vazgeçin. Gelin, bu hayat pahalılığı ödeneğini tüm kamu çalışanlarımıza verelim. Yani değerli arkadaşlarım, bu torbada refah, huzur, adalet yok. Bu torba, emekçiden, emekliden, çiftçiden, esnaftan alıp rantiyeye, sermayeye kol kanat germe torbasıdır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çakırözer.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - ...ve bu hâliyle, Türkiye'nin ve ekonomimizin derdine derman olmaktan uzaktır.

Son söz olarak, ekonomide gerçekten bir iyileştirme istiyorsak, ülkemizin düze çıkmasını istiyorsak bunun yolu her şeyden önce demokrasiden, her şeyden önce hukuk devletinden, her şeyden önce özgürlüklerden, haktan, hukuktan, adaletten geçer diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)