| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 06.12.2023 |
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul; bir oldubittiyle Komisyonda görüşülen bu torba yasa toplumun tümünün çıkarlarının gözetilmediğinin kabulüdür. Sınıfsal bir karakteri vardır ve sermaye kollanmıştır. Ülkede demokrasi rafa kaldırılıp, demokratik kurumlar hukuksuzca yargılanıp baskı altına alınırken ekonomi de başka birçok sorun da düzelmez, bu torba yasalarla da çözüm üretilemez.
Hepinizin bildiği gibi, bu hukuksuzlukların bir yenisi de 30 Kasım 2023 günü yaşandı; Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri görevleri dışında faaliyet göstermek iddiasıyla görevden alındı ve yerine 5 kişilik bir kayyum atandı. Sayın Genel Kurul, Türk Tabipleri Birliği anayasal güvence altında kurulmuş, 65 ilde tabip odası olan, 100 binden fazla üyeye sahip bir hekim örgütüdür. Türk Tabipleri Birliği, halk sağlığını önceleyen, toplumun sağlık hakkını savunan, "Sağlığa erişim ücretsiz ve kolay olmalı." diyerek sağlığı bir hak olarak tanımlayan bir örgüttür; şehir hastaneleri gibi, bir avuç yandaşı zengin eden, kamunun kaynaklarının heba edildiği, halkı yoksullaştıran ve sağlıksızlığa iten tüm politikaları eleştirir. Türk Tabipleri Birliği özgürlüklerden, demokrasiden, eşitlikten yana tavır alır; insan hakları mücadelesinin bir parçasıdır, ülkede yaşayan yurttaşların ifade özgürlüğünü ve örgütlenme özgürlüğünü savunur ve örgütlü topluma inanır. Bu nedenlerle, tarihi boyunca Türk Tabipleri Birliği baskıcı, otoriter ve piyasacı iktidarların hedefi olmuştur; 12 Eylül faşist darbesinde "Hekimlik meslek etiği kurallarının başında insanları yaşatmak gelir." diyerek idam cezasına karşı durmuş, yüz otuz gün kapatılmış, yöneticileri tutuklanmış, o dönem de bu dönemde olduğu gibi amaç dışı faaliyetlerle suçlanmıştır; 19 Aralık Hayata Dönüş Operasyonu'nda yaşanan vahşete karşı aldığı tutum nedeniyle de 2018 yılında TSK'nin Suriye'nin Afrin bölgesine düzenlediği harekâta karşı "Savaş bir halk sağlığı sorunudur." açıklamasını yaptığında da amaç dışı faaliyet nedeniyle suçlanmıştır.
Geldiğimiz bugünde de Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi yine amaç dışı faaliyetler nedeniyle suçlanmaktadır. İktidarların TTB'ye karşı olan hazımsızlıkları devam etmektedir. Türk Tabipleri Birliği ise hekimliğin etik değerlerini, mesleki bağımsızlık ve özerkliğini cesurca savunmaya devam etmiş, bir adım dahi geri atmamıştır. Bu davaların hepsinde, TTB, iktidarlar tarafından otoriteye karşı olduğu, sermayeden yana durmadığı, "Giderlerse gitsinler."e inat hakikati dile getirdiği için kapatılmaya varan söylemlerle önce hedef gösterilmiş, sonra da soruşturmalara tabi kılınmıştır. O yüzden, bu dava da öncekiler gibi hukuki değil siyasidir.
Dava konusu olarak "amaç dışı faaliyetler" deniliyor. Nedir bu amaç dışı faaliyetler, bunlara dair de hiçbir somut tanımlamaya gidilmemiş, Merkez Konseyi üyelerine mahkemede savunma hakkı bile tanınmamıştır. Amaç dışı faaliyetler halkın yanında Akbelen'i, Kaz Dağları'nı, Soma'yı, Cudi'yi savunmak mıdır? Nükleere karşı olmak mı, "Savaşlarda kimyasal kullanmak yasaktır. Böyle bir iddia varsa eğer araştırılmalıdır." demek mi amaç dışı faaliyettir? "Filistin'de yaşam hakkı, sağlık ve insan hakları ihlal ediliyor, savaş suçları işleniyor." dediği için mi, "Rojava'da da Filistin'de de Ukrayna'da da nerede olursa olsun savaş halkların değil egemenlerin, sermayenin istediği bir şeydir ve ezasını halklar çeker." dediği için mi, "Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Onun ya da benim, kimin savaşı olursa olsun ölüm demektir, yıkım demektir. Barış o kadar da zor değil, her ne olursa olsun konuşmak sorunları çözer. Barışın yolu konuşmaktan geçer." dediği için mi? Türk Tabipleri Birliğinin toplumun en temel haklarını savunduğu gün gibi ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Milletvekili.
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Pandemide siz verileri gizlerken ve işçileri fabrikalara "çarklar dönsün" diye sürerken de depremde herkesten önce enkaz başına koşup size görevinizi hatırlattığı sırada da bilimsel verilerle hareket ettiği için, emekçiden, halktan yana olduğu için rahatsız oldunuz; bunlar apaçık ortadadır, bu bir darbedir. Türk Tabipleri Birliği bugün kayyum politikalarını eleştirdiği için, seçme ve seçilme hakkını savunduğu için saldırı altındadır.
Sözlerimi Doktor Nusret Fişek Hocanın idam cezasına yönelik 1985'te mahkemeye yazdığı dilekçedeki sözleriyle bitirmek istiyorum. "Hekimlerin amacı kişiler arasında bir ayrım yapmadan herkesin hayatını korumaktır. Biz, değil bir sanığın, harpte bir düşman askerinin yaşaması için de uğraş veririz. Sayın savcı hakkımızda dava açtığı günden beri düşünüyorum; Hükûmet bizi niçin mahkemeye verdi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Bu dava siyasi amaçla açtırılmış bir davadır. Türk Tabipleri Birliği bir insan hakkı olan yaşama hakkı konusunda ve ülkenin sorunları hakkında görüş bildirme hakkına sahiptir.
Saygılarımla. (HEDEP sıralarından alkışlar)