GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Burkina Faso Hükümeti Arasında Havacılık Hizmetleri Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:29.11.2023

HAYDAR ALTINTAŞ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Boşuna demiyoruz "CHP deyince akla çöp geliyor." diye!

Başkanım, boşuna demiyoruz "CHP deyince akla çöp geliyor." diye!

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Çöp değil o, çöp değil o; zeytin ve fıstık ağacı.

BAŞKAN - Sayın Köksal, lütfen hatibi dinleyelim.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Burkina Faso'yla yapılan ikili anlaşmayı biz de Demokrat Parti olarak onaylıyoruz.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Başkanım, özür dilerim, size hemen bir baklava ikram edeyim. Arkadaşlar "Başkana baklava ikram et." diyorlar, hemen baklava ikram edeyim bari.

BAŞKAN - Böyle bir usulümüz yok, teşekkür ederim.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, yeniden başlatın süreyi lütfen.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Daha önce de fıstık ikram ettim, gene almadılar, bu sefer de baklava ikram ettim, gene almadılar.

Özür dilerim Sayın Hatip.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan süremden düşer bunları.

BAŞKAN - Peki.

Süreyi yeniden başlatalım.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Afrika Kıtası dünyanın en az gelişmiş ülkelerinin çoğunu barındırmaktadır; bunda sömürgecilik faaliyetlerinin etkisi olduğu gibi Afrika ülkelerinin birçoğundaki siyasi rejimlerin yozlaşmasının da etkisi büyüktür. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü yozlaşmayı önlemenin ve kalkınmayı sağlamanın en önemli koşullarından biridir. Siyasi rejimin bir ülkenin ekonomik refahı üzerinde ne kadar etkili olduğunun sonuçlarını adına "partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğimiz partili başkanlık sistemine geçtiğimiz günden bu yana maalesef acı bir şekilde ülkemizde de görmekteyiz. Denge ve denetleme sisteminin işlemediği bir devlet yönetiminde ipin ucu bir kere kaçınca iki yakanın bir araya gelmesi mümkün olmaz. "Neden sürekli bütçe açığı veriyoruz, neden sürekli dış ticaret açığı veriyoruz ve neden her geçen gün borçlarımızı katlanarak artacak seviyelere getiriyoruz?" sorusuna verdiğimiz makul bir cevap asla bulunmamaktadır. "Nerede hata yaptık?" diye kendimize sormaya cesaret edemiyoruz; sebepleri değil, sonuçları tartışmaya başlayıp çare arıyoruz; çok sıkışırsak suçu dış güçlere ve bize diz çöktürmek isteyenlere atarak meselenin içinden çıkmaya çalışıyoruz. Gerçeklerle yüzleşmekten korkunca arayıp bulduğumuz çareler, havanda su dövmek, alanda bağcı dövmekten öteye gitmiyor.

"Kaynak yaratacağız." diye yaptığınız bütün işlerin en fecisi ülkenin topraklarını satmaktır; kıymayın bu memleketin geleceğine, kıymayın bu ülkenin çocuklarına! Biliniz ki hatadan dönmek, fazilettir; korkmayın, hata yaptığınızı kabul ederek ülkenin geleceğini sıkıntıya sokmadan geriye dönün.

Atanız size söylemedi mi "Hazıra hazine dayanmaz." diye. "Biz iktidarız, milletten yetki aldık." diyebilirsiniz, biliniz ki her şey inceldiği yerden kopar ama bir tek şey hariç; kibir, kalınlaştığı yerden kopar. Kibriniz yüzünden ülkenin itibarı da yerlere inmiş durumdadır.

Her geçen gün içeriden, dışarıdan sürekli kaynak arayışındayız. Bir ülke iflas ettiğinde çare olarak ya borç arar ya da elinde avucunda ne varsa haraç mezat satar. Hesapsız kitapsız borçlanırsanız milletin geleceğini, haraç mezat satmak suretiyle de milletin geçmişini tüketirsiniz. Bu vebal, çok ağır bir vebaldir.

Edirne'den Ardahan'a kadar vatan topraklarını, yerli ve yabancı ayırımı yapmaksızın, bir taraftan belediyeler, bir taraftan TOKİ, bir taraftan da Millî Emlak vasıtasıyla batan geminin malları gibi satmaya devam ediyorsunuz. Satmayın tarım arazilerini, kıymayın bu milletin geleceğine çünkü gün gelir para biter, ecdadınızın kulağınıza fısıldadığı gibi "Allah insanı açlıkla terbiye etmesin." denildiği zaman sofranızda yenilecek bir lokma ekmek bulamama durumuyla karşı karşıya kalırsınız. Ayrık otundan ekmek yapmayı da yemeyi de bilmeyen bu neslin karnını neyle doyuracağımızı o zaman acı acı düşünürüz.

Büyükşehir belediyeleri ve yerel belediyeler sanırsınız ki emlakçı dükkânı gibi çünkü mahalle yaptığınız, sonradan adını kırsal mahalle koyduğunuz köyleri yok ettiniz, ortak mallarını ve hazine mallarını ganimet paylaşır gibi satıyorsunuz. Eğer köyün mallarını bu hızla satarsanız, köylüler de şehirli gibi yaşamaya başlarsa ekecek ve dikecek insan bulamazsınız, her şeye muhtaç hâle gelirsiniz, paranız olsa bile alamayacak hâle gelirsiniz. Büyük Atatürk'ün dediği gibi, saban tutan el kılıç tutan eli yener.

Tarım, bir medeniyettir, dünyanın ve insanlığın varoluş sebebidir. Bugün Türkiye yanlış politikalar nedeniyle bu medeniyetin yıkılmasını ayan beyan seyretmektedir. Dünyanın en büyük medeniyet tarihçisi Will Durant'ın söylediğine göre bir medeniyetin çöküş sebepleri arasında sayılan şeylerden bir tanesini size söylemek istiyorum: Verimli toprağın tükenmesi, insanların yiyecek ve içecek ihtiyaçlarının tamamını ithal yollarla tedarik etmesi ve gıda maddelerinin sürekli pahalılaşması bir medeniyetin çöküş sebebidir. Bugün Türkiye'de tarımla beraber insanoğlunun ilk kurduğu medeniyet çökmek üzere.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altıntaş, lütfen tamamlayalım.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Efendim, tamamlıyorum.

Bütün bunların ötesinde, ayrıca altını çizerek söylemek istediğim birtakım meseleler var.

Değerli arkadaşlar, 2013-2023 yılları arasında Güney Kıbrıs'ın nüfusu yüzde 9 artarken, Kuzey Kıbrıs'ın nüfusu yüzde 33 artmıştır. Kuzey Kıbrıs'ta resmî olmayan rakamlara göre 50 bin Rus, 15 bin İranlı, 140 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşamaktadır. Bu rakamlar KKTC'nin Türkiye gibi demografik mobilizasyon ve kültür politikalarında kontrolü kaybettiğinin eseridir. Nüfus hareketi ve göç siyasetiniz olmazsa planlama da yapamazsınız. Ayrıca kulaktan kulağa fısıldandığı şekilde adada örtülü bir İsrail işgali olduğunu da gözden kaçırmamak gerekir. Mesele Dışişleri Bakanlığı bütçesi konuşulurken Komisyonda da konuşulmuştur; resmî makamlar bu iddiayı doğrulamasa da gayriresmî rakamlara göre 386 bin olan KKTC nüfusunda İsrail...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Altıntaş, teşekkür ediyorum.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Efendim, bir cümle daha söylemek istiyorum lütfen.

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı...