| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Burkina Faso Hükümeti Arasında Havacılık Hizmetleri Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 29.11.2023 |
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Esasında burada uluslararası sözleşmelerle ilgili açıklama yapmak isterdim ama güncel bir konuya ilişkin, güncel ve akıcı bir konuya ilişkin bir açıklamada bulunacağım. Sincan Kadın Cezaevinden gelen bir mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. "Yaşamış olduğumuz adaletsizliği paylaşmak istiyorum. 1980 darbe anayasasının tartışıldığı bugünlerde karşı karşıya olduğumuz hukuksuzluk adalet konusudur. Darbe anayasası ve buna bağlı yasaların günümüz Türkiyesinde aşılması gerektiğini, yerine daha insani ve demokratik yasaların yer alması gerektiğini birinci elden dile getiren yasama ve yürütmenin söylemi bilgimiz dâhilindedir ancak ben ve benim gibi 11 kişinin Sincan Kadın Kapalı Cezaevinde yaşamış olduğu hukuksuzluk 1980 darbe sürecini ve TCK'yı aratır düzeydedir.
Ben 1993 yılında tutuklandım, o günün DGM'lerinde yargılama yapılmaksızın hüküm verildi. 3173 sayılı Yasa'nın 17'nci maddesi gereğince cezanın infazı düzenlendi, buna göre şartlı tahliye tarihi 1 Nisan 2023'tü. Otuz günü aşan işkence gördükten, yargılanmaksızın hüküm giydikten, kesintisiz otuz yıl yedi ay cezaevinde bulunduktan sonra DGM'nin vermiş olduğu kararı arayacağım ancak kötü bir rüya veya bir şaka olabilirdi ve oldu. 5275 sayılı Yasa'nın 89'uncu maddesi; 1980 darbe anayasasını ve TCK'yi katbekat aşan, antiinsani bir yasadır. Cezaevi savcısından müdürüne, doktor, öğretmen, gardiyan ve teknisyenine verilen sınırsız yetki, insana zulüm yetkisidir. Cezaevleri gözlem kurulları, infaz hâkimliği ve ağır ceza mahkemeleri; biri, diğerini denetlemeksizin onay merci olarak hareket etmektedirler. İyi hâlimize bağlı olarak değil, disiplin cezası almak, firar etsin veya etmesin, disiplin cezası alsın veya almasın gözlem kurulunun ruh hâline ya da inisiyatifine ya da kendisine verilen emre göre -tırnak içerisinde- 'Bize verilen emir bu yönde.' şeklindeki beyanlara göre kararlar alınıyor çünkü suça yaptırım olmaksızın kanaat mekanizması işletilmektedir. 5275 sayılı Yasa'nın 89'uncu maddesi, gözlem kurulu yapısını ve işleyişini de düzenlemektedir ancak ben ve 11 arkadaşım hâlâ, yaklaşık iki yıldır savcılığın başkanlık ettiği bir kurula çıkamadık; 'alt kurul' adı altında bir girişimle kurula çıkmamız engellenmektedir. Dilekçeyle kurula çıkma taleplerimiz olmasına rağmen kurula çıkamıyoruz, gözlem kurulu hakkımızda ne gözetirse, bize rağmen, biz olmaksızın kanaatle özgürlük hakkımız elimizden alınmaktadır. Otuz yıl yedi aydır kesintisiz cezaevinde bulunmaktayım; otuz yıl yedi ay. Bu durum ne eski İnfaz Yasası kapsamında ne de yeni İnfaz Yasası gerekleriyle bağdaşmıyor. 1 insana 2 hüküm birden uygulanmaz; Türk Ceza Kanunu'nun 7'nci maddesinin (1) ve (2)'nci fıkraları bunu açıkça belirtmiştir. Ben ve yakinen takip ettiğim 11 kişi büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız. Otuz yılı aşkındır kesintisiz cezaevinde bulunan kişilere hüküm giydikleri İnfaz Yasası uygulanmıyor, yeni infaz yasaları da gereğince değil, keyfî olarak uygulanmıyor. 9 Eylül 2023 tarihinde 2 arkadaşımızın infazı kanun dışı uzatıldı." Bu ses, bugün cezaevlerinde olan bir ses; sadece biri. Evet, cezaevinden gelen bu mektup Sincan Cezaevi Nedime Yaklav'dan gelmiş. Adalet istiyoruz, denetim istiyoruz, kanunlar neyse gereğinin yapılmasını istiyoruz.
AKP iktidarı, Türkiye'yi bugün kendi yasalarını uygulamayan bir hükûmet sistemiyle yönetmektedir ne yazık ki. Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve diğer kurumlar ne yazık ki cezaevlerinde bir öç almayla, mahkemelerin vermiş olduğu cezaları bile alt kurullarla, keyfî uygulamalarla, infaz yakmalarla şahısların kişi hürriyetini engellemektedir. Bu konuda Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda, Anayasa Mahkemesi ne yazık ki siyasi bir figür olmaktan öteye gidemediği, bu tür başvurularla ilgili herhangi bir karar alamıyor çünkü bir iradesi yok, ne bağımsız ne tarafsız bir yargı değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tanhan, lütfen tamamlayın.
KAMURAN TANHAN (Devamla) - Tamam.
Buradan cezaevinde bulunan ve infazları yakılan, ağır hasta olan tüm tutsakların sesi olmak için bu mektubu okudum. Dolayısıyla burada aslında vicdanlarınıza seslenmek istiyordum ama ne yazık ki iktidar partisinden yaklaşık 10 vekilimiz burada. Biliyoruz, herhangi bir karar almayacaksınız ama cezaevlerinde ses yükselen ses budur.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)