Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gine Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 26 |
Tarih: | 28.11.2023 |
HEDEP GRUBU ADINA SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, 28 Kasım 2015'te Dört Ayaklı Minare'nin önünde katledilen sevgili Tahir Elçi'yi buradan saygı ve minnetle anıyorum. Tahir Elçi, bu ülkeye dayatılan karanlığa karşı, adalet, insan hakları ve barış için tüm yaşamı boyunca mücadele etmiş, yitip giden birçok canımız gibi bedel ödemiş bir insandı; anısı önünde saygıyla eğiliyor, bıraktığı mücadele mirasının takipçisi olacağımızı ifade etmek istiyorum. "..."(*)
Sayın Başkan, bu sabah Bitlis'in Hizan ve Tatvan ilçeleri ile bunlara bağlı Gulpik ve Peyindas köylerinde çok sayıda eve baskın düzenlendi; asker ve polislerin düzenlediği baskınlarda aralarında 80 yaşındaki Medine Avcil ve 85 yaşındaki Abdurrahman Avcil'in de olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu köyler yaz aylarında askerlerin de düzenlediği operasyonlarda yaşadıkları mağduriyetlerle gündeme gelmişti; köylüler darbedilmiş, işkenceyle gözaltına alınmışlardı. Askerî yasak bölge, sokağa çıkma yasakları ve ablukalarla bu bölgede baskı ve zulüm sistematik hâle getirildi. Bir iftirayla, sabaha karşı, köy köy dolaşarak kadın, çocuk, yaşlı demeden topyekûn gözaltı yapılması bu baskı ve zulümün son örneklerinden bir tanesi olmuştur. Amacınız bu köyleri yaşanmaz hâle getirerek boşaltmak, bölgeyi insansızlaştırmak ise boşuna uğraşmayın; köylülerin sizin savaş ve talan politikalarınıza terk edeceği bir karış toprağı bile yok.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayıştay geçtiğimiz günlerde belediyelerin denetim raporlarını yayınladı. Her geçen sene raporların giderek nasıl törpülendiğini biliyoruz, farkındayız ancak ortaya çıkan bulgular bile iktidar eliyle nasıl bir düzenin, nasıl bir sistemin kurulduğuna dair bize ipuçlarını veriyor, tabii ki görmek isteyene. Bakın, Bitlis Tatvan Belediyesi Sayıştay Raporu bu anlamda en iyi örneklerden birini bize veriyor. Neden mi? Açıklayalım. Tatvan Belediyesi ve Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani, belediyedeki yolsuzluklarla ve usulsüzlüklerle ilgili haber yaptığı için gazeteci Sinan Aygül'ün saldırıya uğramasıyla gündeme oturmuştu; bu saldırının neleri örtme çabası olduğu Sayıştayın 2022 Raporu'nda da kısmen ortaya çıktı. Bir ilçe belediyesine göre rekor sayılabilecek düzeyde usulsüzlük tespit edilmiş, tabii biz bunun sadece buz dağının görünen yüzü olduğunu da biliyoruz.
Sizlere Sayıştayın tespitlerinden birkaç örnek vermek istiyorum. Tatvan Belediyesi, mülkiyetinde olmayan ve tasarruf yetkisinin bulunmadığı sahil yolundaki 2'nci etap ve 3'üncü etap sınırları içerisindeki 10 ayrı ticari üniteyi mevzuata aykırı bir şekilde ihale ederek kiralamış, satış yapmış, sözleşme yok; alım yapmış yine sözleşme yok. 11 ihale de Kamu İhale Kanunu'nun 21'inci maddesinin (b) fıkrasındaki gerekleri sağlamamasına rağmen pazarlık usulüyle gerçekleştirilmiş. Ayrıca, doğrudan temin ya da pazarlık usulüyle yapılan mal ve hizmet ve yapım işi alımlarında mevzuatta öngörülen yüzde 10'luk sınır aşılmış; bu anlamda, 2022 yılı içerisinde yapılan alımlarda bu sınır yaklaşık 64 milyon TL tutarında geçilmiştir. Kamu İhale Kurumuna da sormamış, rahat yani.
Bir örnek daha vereyim: Sırf doğrudan teminle istediği kişiden almak için aynı nitelikteki, aynı tarihli, aynı birimin ihtiyacı olan alımları kısımlara bölerek almış. 18 Mart 2022 tarihinde açık ihaleyle gerçekleştirilmesi gereken mıcır alımıyla ilgili, belediye ihale yerine aynı gün 9 kez doğrudan temin yoluyla mıcır alımına gitmiştir. Bunlar Sayıştayın 2022 yılındaki tespitlerinden sadece birkaçı. Peki, bu seneye gelelim. Sevgili Sinan Aygül ortaya çıkarmıştı. Tatvan Belediyesi 3 taziyeevini önce yapmış, sonra ihaleye çıkarmıştır. Şu fotoğrafta gördüğünüz, önce yapılıp sonradan ihaleye çıkan taziyeevlerinden bir tanesi. İhaleye girmek isteyenler engellenmiş, sonuç olarak ihaleyi değerinin çok üstünde zaten inşaatı yapan firmaya vermişler. Gerçekten de bu kadar olmaz dedirten cinsten örnekler. Peki, nasıl oluyor bunların hepsi? Meclis çoğunluğunu gasbetmek için 2019 seçimlerinde seçilen 9 Meclis üyemiz, haksız, hukuksuz bir şekilde görevden alınınca oluyor. Peki, bu rahatlık, bu pervasızlık nereden geliyor? İşte, iktidarın yarattığı rant ve talan sisteminden geliyor, cesaret de buradan alınıyor.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarı döneminde istikrarlı bir şekilde belli bir sermaye kesimi desteklenip büyütüldü. Yenilenebilir enerji sektörü de yeni sermaye birikim uygulamalarından biri olarak iktidarın kendi yandaşlarına ve büyük sermaye gruplarına kaynak aktardığı bir alan hâline geldi. Adilcevaz ilçesi Çanakyayla köyü sınırları içerisinde kalan bölgede, eski AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler'in sahibi olduğu şirket tarafından değeri 2 milyar 247 milyon TL'yi aşan Çanakyayla güneş enerjisi santrali ve elektrik depolama tesisi kurulması planlanmaktadır. Proje EPDK tarafından onay almış bir projedir. Çanakyayla depolamalı güneş enerjisi santrali projesi hayata geçirilirse bölgede hem ekolojik açıdan hem de sosyoekonomik açıdan birçok sorunu beraberinde getirecektir. Bölge insanının tek geçim kaynağı hayvancılıktır ancak bu projenin Çanakyayla köyünün mera arazisi üzerine yapılması planlanıyor. Meralarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan köylülerin ekonomik ve doğal yaşamlarında kayıplara yol açılacak, tek geçim kaynakları kurutulmuş olacak ve göçe zorlanacaklardır. Bu projenin bölgeye hiçbir katkısı olmadığı gibi, aksine zarar vereceği için köylüler bu projeyi kesinlikle istemiyor. Köylülerden izin alınmadan gizli bir şekilde mera alanı içerisinde proje için tahsis edilmiştir. Geçtiğimiz haftalarda, Bakanlığın ilgili birimlerinde, köyde yaptığı ÇED toplantısında da bunu açıkça ifade ettiler.
Temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak güneş enerjisinin hem ekolojik hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltacak olması yönüyle ekonomik katkıları oldukça önemlidir. Ancak güneş enerjisi santrallerinin kamu zararı gözetilerek atıl arazilerde ve ekolojik dengeye zarar vermeyecek şekilde yapılması gerekliliği bir o kadar da önemlidir. Bu projedeki GES alanı içerisinde kalan ve 2019 yılında kesin korunacak hassas alan ilan edilen birçok önemli kuş türünün üreme alanı olan Batmış Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca Süphan Dağı, yaban hayatı geliştirme sahasına çok yakın konumda bulunmaktadır. Türkiye için ekolojik anlamda çok önemli olan Süphan Dağı, bu GES projesi nedeniyle zarar görecektir. Halka, yerel inisiyatiflere ve hatta ilin idari yönetimine dahi bilgi verilmeden, görüş ve onay alınmadan böyle bir projeye onay verilmesi asla kabul edilemez. Bölgeye hiçbir faydası olmayacak, ekonomik ve ekolojik açıdan zararları olacak bu projenin hayata geçirilmeden bir an önce durdurulması gerekiyor.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Bitlis'e hiçbir katkısı olmayan bu tür projelerin yanında kentin esas kronikleşmiş sorunları hâlen çözüm beklemektedir. 21'inci yüzyılda teknolojide çığır açtığını iddia eden iktidar, yerel ve idari yönetimleri yıllardır elinde tutmasına rağmen, bizler hâlen kent merkezlerinden köylere kadar yapılmayan yollarla, içme suyu, şebeke suyu sorunlarıyla, katı atıkların depolanmadığı, çöplerin rastgele dere kenarlarına atıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bitlis merkezde, ilçelerinde ve köylerde yolların hâli içler acısı; daha önce de gündeme getirmiştik burada. Bakın, önümüz kış ancak yapılamayan köy yollarından dolayı büyük bir risk var. Hasta ve yaşlı yurttaşlar bozuk köy yolları yüzünden her sene olduğu gibi bu kış da kara kara düşünmektedir. Neredeyse düzgün tek bir köy yolu yok orada. Her yere duble yol yaptığıyla övünen iktidar, Bitlis'e karşı kulaklarını tıkamış vaziyette.
Hizan merkeze 5 kilometre uzaklıkta olan Kolludere güzergâhında Horoz Deresi yatağına uzun yıllardır Hizan Belediyesi tarafından çöp dökülmektedir. Şu fotoğrafta göreceğiniz alan, çöpün döküldüğü dere kenarındaki alandır. Şehrin bütün çöpü beş ay öncesine kadar bu alana dökülmüş, dökülen çöpler neredeyse her yerde dereye karışmış ve kirlilik kilometrelerce yayılmıştır. Bölgede hayvancılık yapan köylüler hayvanlarını otlatırken plastik, naylon gibi maddeleri yutmalarından kaynaklı birçok hayvanın telef olduğunu bizlere bildirmişlerdir. Aynı bölgede çöpten kaynaklı yangınlar da çıkmıştır. Çevre köylülerin tepkisiyle ve engellemeleri üzerine beş ay önce bu alanın yeri değiştirilmiş, yeni bir alan tahsisi yapılmış ancak bu defa da aynı güzergâhta, 1,5 kilometre uzaklıkta bulunan yere, Esentepe Mahallesi'nin bitimine yakın olan yerde, yine dere girişine yakın olan yere yapılmış, yine dereye akıyor bu çöpler ve bu şekilde ne yazık ki bu kirlilik suyla kilometrelerce taşınmış vaziyette. Çöp dökülen alanda çok ciddi ağır bir koku var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Devamla) - Bitmek üzere.
BAŞKAN - Sayın Çağlar Gökalp, lütfen tamamlayalım.
SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Devamla) - Bu durum başlı başına ciddi bir sağlık sorunu yaratmaktadır. İktidarın yerel iradeyi gasbeden kayyum uygulamaları bu sorunların ana ve en önemli sebepleridir. Kayyum uygulamalarıyla halkın seçimine, iradesine darbe vuran, özgür iradeyi yok sayan zihniyet bütün bu yolsuzlukları, usulsüzlükleri ve bu hırsızlıkları meşrulaştırmış, normalleştirmiş, hatta sistematik bir hâle getirmiştir. Ancak çok iyi biliyoruz ki halkımız 2024 yerel seçimlerinde iradesine sahip çıkacak, kentlerin yönetimini kayyumlardan da gasbedenlerden de geri alacak ve çaldıkları her kuruşun tek tek hesabını soracaktır.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)