| Konu: | GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 27.03.2013 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. 24'üncü madde üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine konuşacağım.
Tabii, burada, önce bir kooperatiflerin tanımını yapmak lazım. Birincisi, Uluslararası Kooperatif Birliği, kooperatifleri kişilerin karşılıklı yardımlaşma esasına dayanan girişimlerinin, üyelerinin ekonomik ve sosyal gelişimi için kullanıldığı örgütler olarak tanımlamakta. ILO ise kooperatifleri, kişilerin gönüllü olarak belirli ortak bir amacı gerçekleştirmek için oluşturdukları, gerekli sermayeye eşit koşullarda katıldıkları, üyelerin aktif girişimlerindeki kâr ve risklerin adil olarak paylaşıldığı demokratik denetimli örgütler olarak tanımlamaktadır.
Tabii, bizdeki kooperatifler ilk kurulduğu zamanlar bu amaçlara hizmet etmek için kurulmuştu ama maalesef, daha sonra gelen hükûmetlerce, özellikle son senelerde, bu iyice, tamamen baskı altına alınıp hiçbir iş göremeyen, kredi alamayan kurumlara dönüştürüldü. Hele bu son maddeyle, baktığımız zaman, tamamen, aynı sendikalar gibi buranın da Hükûmetin güdümüne girmesi için maddelerin geldiğini görüyoruz.
Tabii, burada benim ikinci ele aldığım konu birlikler. Tabii, birlikler deyince aklımıza gelen ilk konu sulama birlikleri. Sulama birlikleri, maalesef, son zamanlarda özellikle -hemen hemen her bakanımıza da soru sorduğumuz gibi- borç batağındalar. Buradan çıkarılmış olan yasayla birlikte, hiçbir önlem alınmadan, elektrik borçlarından dolayı çiftçilere "Ekmeyin." diye yazılar yazıyorlar. Ben kendi bölgemden bahsedeyim. Erzincan'da örneğin bir sulama birliğimiz yazı yazarak diyor ki: "Bu sene yeşil ekmeyin çünkü elektrik borcunu ödeyemediğimiz için bu sene su veremeyebiliriz." Tabii, iktidar yetkilileri gerekli toplantıları yapıyorlar ama yapılan bu toplantılarda bir sonuç alınmıyor. Burada tamamıyla yapılan şey, işte, çiftçiler ayaklanmasın, çiftçiler ses çıkarmasın diye uğraşmak.
Elimde icra dairesindeki belgeler var, özellikle çiftçilerin son zamanlarda artan sayıda gitmesi var. Bunlardan bir tanesine örnek vereyim borcundan dolayı icraya giden ve "Eğer yedi gün içinde beyanname vermezsen içeri gireceksin." diye de yazılar gelmiş.
Tabii, Erzincan demişken, sulama birlikleriyle birlikte çiftçilerin durumu aynı. Diğerleri de nasıl oluyor? 2002 yılında 3.219 tane icra dairesinde takipte icra varmış, 2012'de 10.196'ya çıkmış, 2013'ün ilk üç ayında -25 Marta kadar olan sürede- 3.370 tane icra takibine düşmüş. Şu anda çiftçiler tabii perişan durumda, "Ekelim mi, ekmeyelim mi?" diye düşünüyorlar, "Nasıl ekelim?" diye düşünüyorlar. Tabii, burada, özellikle yetkililer çıktığı zaman, Tarım Bakanımız çıktığı zaman veya şeylerde ne kadar destekleme verildiğini anlatıyorlar. Biraz önce konuşurken bir sayın MHP'li milletvekilimiz, nereye, nasıl desteklerin verildiğini ifade etti.
Erzincan'dan gelen bir? Yine aynı icra şeyinden okumak istiyorum. İsmi Hayri Can. Vatandaşımız şöyle bir şey göndermiş? Tabii, icraya gitmek için kâğıt gönderilmiş, altına şöyle bir not düşmüş, diyor ki: "Ben, sulama birliğine 1.455 lira borçlandım. Gübreye 350 lira verdim, birinci sürümde 750 lira verdim, ikinci sürümde 750 lira verdim, su bekçisine 150 lira verdim, ilaçlamaya 150 lira verdim, toplam 3.605 lira verdim. Bu tarladan, icra gelen tarlaların ikisinden 3.800 kilogram arpa çıkardım, bunu 600 liradan sattım, 2.280 lira kazanç elde ettim. Giderim 3.605 lira, kazancım 2.280 lira, 430 lira da destekleme aldım, 895 lira zarardayım."
Bunun gibi bir sürü önümüzde örnekler var. Bu elimde tuttuğum şeylerin çoğu -tabii, bunların hepsi gelmedi- icraya giden vatandaşlarımızın isimleri.
Biz, sulama birlikleri konusunda, bakanlarımıza bildirdiğimiz gibi Devlet Su İşlerini de aradık sorduk. Maalesef, diyorlar ki: "Biz bu fiyatlarda indirim yapmayacağız." Tabii, fiyatları bildirirken de diyor ki: "Şu fiyatın altına da inemezsin." Erzincan için demiş ki: "Şeker pancarında 113 lira alacaksın, hububatta 42 lira alacaksın, fasulyede 63 lira alacaksın, eğer taze fasulye ekerse 75 lira alacaksın, nohut ekerse 50 lira alacaksın, mısır ekerse 100 lira alacaksın. Bunun altına inemezsin, bunun üzerine de cezaları koyup bu cezalarla birlikte vatandaştan alacaksın." Tabii, buradan çıkan sonuç, yasaları ne kadar yapsanız da siz, bu birlikleri ve kooperatifleri gerçekten işler hâle getirmek istiyorsanız önce yasaları düzeltmeniz lazım, su paralarını bu şekilde düşürmeniz lazım.
Sırası geldiği zaman, işte "Bolu Tüneli'ni biz bitirdik, falan yolları biz açtık." diyorsunuz ama Erzincan gibi yerde Fırat suyu boşa akıyor, orada bir cazibeli getirmek için hiçbir şey yapmıyorsunuz. Onun için de bir yapın, onu da gelin burada söyleyin, deyin ki yaptık, bitirdik bunu. Biz de görelim, teşekkür edelim.
Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)