| Konu: | Çalışan emeklilere 5 bin TL ikramiye verilmesinin Cumhurbaşkanı tarafından "müjde" olarak açıklanmasına ve emeklilerin asgari ücretin altında maaş almaması gerektiğine, EYT'li vatandaşların mağduriyetinin hâlâ devam ettiğine, mülakatlara, Cumhurbaşkanının ortaya attığı yüzde 50+1 tartışmasına ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ortaya çıkardığı sorunlara, gençlere verilen telefon teşvikinden yararlanmak isteyen vatandaşların yaşadığı soruna ve kara para aklanması konusuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 28.11.2023 |
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Evet, Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum.
Tabii, geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bizim burada ısrarla üzerinde durduğumuz, itiraz ettiğimiz çalışan emeklilere de 5 bin TL ikramiye verilmesi konusu bir müjde olarak açıklandı; bizim için bu bir hakkaniyetin gereğiydi. Bir emekli neden çalışır? Yetiremediği için çalışır diye buradan defalarca dile getirdik ve ben bunu etkin muhalefetin bir sonucu olarak, bir başarı olarak görüyorum; bu anlamda da atılan adımı olumlu olarak görüyoruz.
Tabii ki emeklilerimizin sadece bu ikramiyeyle yetinilmemesi gerektiğini, 7.500 lira maaşla emeklimizin geçinemeyeceğini, emeklimizin asgari ücretin altında kesinlikle maaşı olmaması gerektiğini de bir kere daha Meclis tutanaklarına geçirmek istiyoruz.
Emeklilerimiz demişken EYT'li vatandaşlarımızın mağduriyeti hâlâ devam etmektedir. Seçim öncesinde vatandaşlarımıza bir söz verildi, yasal bir düzenleme yapıldı ancak mağduriyetler hâlâ devam etmektedir. Yaklaşık 200 bin EYT'li vatandaşımızın başvurusu kabul edildiği hâlde hâlâ maaşlarının yatmadığı gibi bir sorun vardır, sorunu da yetkililer "sistemdeki yoğunluk" olarak ortaya koymaktadırlar. Bu sistemin hızlı bir şekilde işletilmesi, sistem yoğunluğunun böyle bir mağduriyete sebep olmaması gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz.
Bir başka sorun Sayın Bakanın yaptığı açıklamalar üzerine. 5000 prim günü, 3600 prim gününü dolduramayan vatandaşlarımız eşine, dostuna, akrabasına borçlanarak veya bankalardan kredi çekerek bu primlerini doldurdukları ancak sonradan yasanın eksik çıkması, yasanın sadece yaş şartını kaldırması ama primle ilgili net bir düzenleme olmaması nedeniyle bu borçlanan vatandaşlarımızın ciddi bir mağduriyet yaşadığını, bankalara borçlandıklarını, icralık durumlara geldiklerini üzülerek görmekteyiz ve bu önemli konuya da iktidarın dikkatini çekmek istiyoruz.
EYT'li vatandaşlarımızın raporundan kısa bir kesiti de okumak istiyorum: "Sayın Bakanın yaptığı açıklamalar konumu sebebiyle otorite hükmündedir ve bağlayıcıdır. Bizler devletin kurumuna ve bu kuruma tabi olan Sayın Bakanın açıklamalarına inanmayacağız da kime inanacağız?" Bunu da özellikle buradan paylaşmak istiyorum. Bu konu çözülmelidir. Şu anda mağduriyeti devam eden EYT'li vatandaşlarımız konusunda bizim az sonra da burada bir grup önerimiz olacak. Bu konuya iktidar partisindeki arkadaşlarımızın önemle eğilmesini istirham ediyoruz.
Evet, değerli milletvekilleri, tabii, çalışan emeklilerimize de ikramiye verilmesi konusundaki etkin muhalefet iktidar tarafından duyuldu. Bir konuda daha sesimizin duyulmasını özellikle bekliyoruz: Gençlerimize verilen mülakatların kaldırılması sözü. Ben Sayın Akbaşoğlu'yla tamamlamış oluyorum. Bütün AK PARTİ Grup Başkan Vekillerine gençlerimizin selamını ilettik, Sayın Akbaşoğlu'na da iletiyoruz. Gençlerimizin bu selamı büyük bir öfkeye dönüşecek. Lütfen verdiğiniz sözün arkasında durun. Türkiye'de adaletli, liyakatli bir sistemin inşası için amasız fakatsız bir şekilde mülakatları kaldırın diyoruz.
Değerli milletvekilleri, yüzde 50+1 tartışması, Sayın Cumhurbaşkanının ortaya attığı bir tartışma. Aslında 2019'da bu tartışma eski bakanlar tarafından ortaya atıldığında Sayın Cumhurbaşkanı "Vatandaş tarafından onaylanmış. Böyle bir gündemimiz yok." diye net bir ifade koymuştu ama şimdi bu yüzde 50+1 tartışmasını Sayın Cumhurbaşkanının ortaya atması gerçekten manidar. Aslında ben burada, Sayın Cumhurbaşkanının kendinden sonraki dönemi dert ettiğini düşünüyorum çünkü mevcut sistemin yetkilerinin ne anlama geldiğini en iyi Sayın Cumhurbaşkanımız biliyor diye düşünüyorum, bu anlamda "Ya, benden sonra bu yetkiler nasıl kullanılacak." diye bir dert ortaya koyuyor diye düşünüyorum. Esasında, Türkiye'de sorun yüzde 50+1 değildir, eğer başkanlık sistemiyle yönetiliyorsanız yüzde 50+1 bir meşruiyet sınırıdır ve bu doğru bir bakış açısıdır.
Değerli milletvekilleri, bize göre buradaki sorun, sistemin ortaya çıkardığı diğer sorunlardır; burada, Cumhurbaşkanının ölçüsüz, kontrolsüz yetkileri önemli bir sorundur, yine bütün kurumların -Merkez Bankası dâhil- Cumhurbaşkanının yetkisi kapsamında olması, Meclisin denetim işlevinin tamamen yitirilmesi, güçsüz Meclisin ortaya çıkarılmasıdır. Tablo bu, bizim bunu konuşmamız gerekiyor ve şunu sorgulamamız gerekiyor: Kuvvetler ayrılığı mı, kuvvetler birliği mi; partili Cumhurbaşkanı mı, partisiz Cumhurbaşkanı mı; güçlü, denetleyen bir Meclis mi, yoksa yürütmenin emrinde olan bir Meclis mi? Bizim sorgulamamız ve sistem üzerinde masaya yatırmamız gereken konular bunlardır. Biz, eğer bir sistem tartışması...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayalım.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Üç dakika oldu sanırım Başkanım.
BAŞKAN - Beş dakika oldu.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Beş dakika olmamıştır.
Teşekkür ediyorum.
Bir sistem tartışması olacaksa biz Türkiye'de, yine milletin seçtiği, güçlü başbakanın olduğu güçlendirilmiş parlamenter sistemden yanayız ama mevcut sistem devam edecekse de az önce söylediğim gibi, partisiz Cumhurbaşkanı, güçlü Meclis, kararnamelerin gözden geçirildiği daha güçlü bir sistemden yani revizyona sokulmuş bir sistemden bahsedebiliriz.
Gençlerle ilgili telefon, bilgisayar konusunda bir destek verilmesi sözü verilmişti hatta bu uygulamaya da konuldu. Az önce bir mesaj aldığım için paylaşacağım; bir vatandaşımız oğluna telefon alıyor 9 bin liralık, 5.000-5.500 lira kadar bir ödeme yapılacak ve bu ödeme sonradan yapılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığının sistemine girilmesi gerekiyor ama sisteme girişlerde sorun var. Yine iktidar partisindeki arkadaşlarımız bu konuya da eğilirse memnun olurum yani vatandaşlar bu teşvikten yararlanmak için sisteme girememekten şikâyetçi; bu konuya da özellikle dikkat çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, bir dakika daha rica ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayalım; yeni bir uzatmaya imkân vermeyin.
Buyurun.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Evet, kara para aklanması konusu son günlerde büyük bir tartışma konusu. İşte, magazin dünyasının, futbol dünyasının önemli isimleri de tartışılıyor. Maalesef, buradaki sorun bozulan kamu düzeniyle ilgili bir sorundur. Burada, maalesef, bu kamu düzeni nasıl bozuldu, buna kim müsaade etti, yargı organı bu işin neresinde; bütün bunların sağlıklı bir şekilde tartışılması gerekiyor. Tam da burada siyasi ahlak temelinde yeni bir kamu ahlakını, yeni bir kamu düzenini inşa etmemiz gerekir diyorum.
Yine, adaletin gerçekten mülkün temeli olduğu, hukuk devletinin tesisi, hukuk devletinin güvencesi olacak bir yargı düzenini de yeniden inşa etmemiz gerektiğinin altını çiziyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.