Konu: | İslam İşbirliği Teşkilatı Çalışma Merkezi Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 25 |
Tarih: | 23.11.2023 |
ABDÜRRAHİM DUSAK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 54 sıra sayılı İslam İşbirliği Teşkilatı Çalışma Merkezi Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
İslam İşbirliği Teşkilatı, 25 Eylül 1969 tarihinde İslam dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, üye devletler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye, Teşkilatın kuruluşundan bu yana üye olup 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde daimî temsilcilik şeklinde Cidde'de temsil edilmektedir.
İslam İşbirliği Teşkilatı, birçok sınamalarla karşı karşıya bulunan günümüz dünyasında küresel barışın temini için çalışan güzide bir uluslararası organizasyondur. Özellikle İslam dünyasını ilgilendiren konularda üstlenmiş olduğu rol, dünya siyasetinde bulunduğu konum kritik önem arz etmektedir.
Maalesef, İslam dünyası tek vücut hareket edememektedir. Bunun en önemli sebebi hepinizin malumu olduğu üzere, İslam dünyasındaki bölünmüşlüklerdir. Biz Türkiye olarak bu bölünmüşlükleri en aza indirmek ve İslam dünyası olarak ortak sorunlarımıza yekvücut bir şekilde tepki verilmesini sağlamak üzere çalışmalar yürütüyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı da bu çalışmalarımızın ana merkezlerinden biridir.
İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) ise 17 Haziran 1999 tarihinde İran'ın başkenti Tahran'da yapılan konferansla kurulmuştur. İSİPAB, parlamentolar arasında kapsamlı ve yararlı bir iş birliği sağlamayı ve İslam danışma ve şûra ilkesinin uygulanmasını amaçlamaktadır. Üye ülkeler; Arnavutluk, Cezayir, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Burkina Faso, Kamerun, Çad, Fildişi, Cibuti, Mısır, Gabon, Gine, Gine Bissau, Guyana, Endonezya, Irak, İran, Ürdün, Kazakistan, Komorlar, Kuveyt, Kırgızistan, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Mali, Moritanya, Fas, Mozambik, Nijer, Umman, Pakistan, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Senegal, Sierra Leone, Sudan, Suriye, Tacikistan, Togo, Tunus, Türkiye, Türkmenistan, Uganda, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Afganistan, Somali, Gambiya ve Nijerya'dan oluşmaktadır. Gözlemci ülke olarak Rusya, Bosna Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Tayland üyeler arasındadır. Birliğin uluslararası pek çok meseleye yaklaşımı Türkiye'yle uyum içerisindedir. Birlik, düzenli gerçekleştirilen toplantılarında Filistin meselesinden Sudan'daki çatışmalara, İslam bankacılığından İslamofobiyle mücadeleye ve üye ülkelerdeki kadın haklarına kadar birçok konuda istişari faaliyet göstermektedir.
Sayın milletvekilleri, 7 Ekim tarihinden itibaren devam eden İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşete varan saldırılarında Gazze ve Ramallah'ta yaşananları tarif etmek için kelimeler yetersiz kalmaktadır. Bugün itibarıyla kırk yedi gündür sivil, kadın, çocuk demeden hastane, cami, kilise, okul, mülteci kampı ve ambulans dâhil olmak üzere hiçbir ayrım yapmadan havadan, denizden ve karadan bombalamaktadır. Uçaktan atılan ilanlarla sivil halkın Gazze'nin kuzeyini boşaltıp güneye gitmesi istenmekte, daha sonra da hem güneye gidenlerin hem de yollardaki göç eden sivillerin bombalandığı tarihte benzeri görülmemiş bir vahşetle karşı karşıya kalmaktayız.
İSİPAB 7 Ekimden bu yana Gazze'deki durumu yakından takip etmekte ve Filistin halkının uluslararası platformlarda sesini duyurabilmesi için yoğun çaba sarf etmektedir. Geçtiğimiz günlerde Filistin meselesiyle alakalı olarak 16 Ekimde video konferans yöntemiyle Dönem Başkanı Cezayir Parlamentosu tarafından organize edilen toplantıya Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'la katıldık. Toplantıdaki konuşmasında Sayın Meclis Başkanımız toprak bütünlüğü temin edilmiş ve başkenti Kudüs olan bir Filistin'in Orta Doğu barışının temel şartlarından biri olduğunu vurgulamışlardır. Acil ateşkes çağrısında bulunan Sayın Kurtulmuş, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulana dek Türkiye'nin bu konuda çalışmalarını sürdüreceğini ifade etmiştir.
Sayın milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımız 11 Kasımda Suudi Arabistan'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi'ne katılmış, yaptıkları konuşmada İsrail'in Gazze'ye yönelik uyguladığı benzeri görülmemiş vahşeti en güçlü bir şekilde kınamıştır. İsrail'in savaş hukukunu hiçe sayan ve maalesef hastaneleri, okulları, ibadethaneleri vuracak kadar alçaldığını ifade eden Cumhurbaşkanımız başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı bu vahşete karşı harekete geçmeye davet etmiştir. Toplantı nihayetinde Türkiye'yle birlikte Katar, Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları sorunun çözümünde görev almak üzere yetkilendirilmiştir. Bu yetki kapsamında Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu Dışişleri Bakanları heyeti uluslararası diplomatik girişimlerde bulunmak üzere çalışmalarını başlatmışlar, bu kapsamda Pekin, Moskova, Londra ve Brüksel'de temaslarda bulunmuşlardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın her konuda olduğu gibi Filistin meselesinde de gösterdiği dik duruş diğer ülkelere ilham kaynağı olmuş ve Filistin konusu başta Batı ülkeleri olmak üzere tüm dünya ülkelerinin gündemine girmiştir. Görüyoruz ki vicdan sahibi topluluklar İsrail'in vahşetine sessiz kalmamakta ve dünyadaki şehirlerin en büyük cadde ve meydanlarını doldurarak hükûmetlerini bu konuda harekete geçmeye çağırmaktadırlar. Umuyoruz ki bu katliam, bu soykırım ülkemizin de aktif girişimleriyle en yakın zamanda son bulacaktır. Biz burada bir kez daha dik duruşu sebebiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, malumlarınız üzere 7 Ekimden bu yana Filistin'de tarihte eşi benzeri görülmemiş bir vahşet yaşanmaktadır. İsrail hiçbir insani ve hukuki sınırlama gözetmeksizin Gazze halkına havadan ve karadan ölüm yağdırmaktadır. Bu zalim devlet hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalayacak kadar alçalmış durumdadır. Tüm bu katliamın dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor olmasına rağmen, hastanelerin, okulların nasıl vurulduğu, masum sivillerin "güvenli" ilan edilen bölgelerde dahi nasıl bombalandığı canlı yayınlarda izlenmesine rağmen Batı ülkeleri bu konuda sessiz kalmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi bizim bu terör devletine hiçbir minnet borcumuz yoktur. Tarihten bu yana dinine, diline, ırkına bakmaksızın mazlumların sığınağı olan ülkemiz, bu konuda da daima, haklı mücadelesinde mazlum Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.
Başta sağlık sistemi olmak üzere Gazze'nin altyapısı tahrip olmuş durumdadır. Ülkemiz yaptığı insani yardımların yanında tedavi imkânlarından mahrum bulunan hastaların ülkemizde tedavi edilmesini sağlayarak büyük bir alicenaplık göstermektedir. Bu amaçla, Gazze'ye ulaştırılmak üzere 800 bin tondan fazla insani yardım gönderilmiş; çoğunluğu kanser hastası olan 88 hasta refakatçileriyle birlikte Türkiye'ye getirilmiş, Ankara Etlik ve Bilkent Şehir Hastanelerinde tedavi altına alınmışlardır. Bunun yanında Gazze'de sahra hastanesi kurulmasıyla ilgili çalışmalar da devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri gibi ülkemiz savaş sonrası Gazze'nin altyapı ve üstyapısı ihya ve imarında da üzerine düşeni yaparak Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.
Ateşkesle ilgili görüşmelerin devam etmesi konusu sivil katliamın önüne geçilmesi bakımından umut verse de İsrail'in saldırılarına devam edeceği açıklaması endişelerimizi artırmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler kürsüsünden bütün dünyaya "Dünya 5'ten büyüktür." diye haykırarak Birleşmiş Milletlerin işlevsiz bir yapı hâline geldiğini, dünyadaki mazlum ve mağdurların derdine derman olmadığını belirtmiştir. Bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı inisiyatif alarak mazlum ve mağdurların hakkını savunan daha güçlü bir ses hâline gelerek ittihadı İslam'ı sağlamalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)