| Konu: | GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:437) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 27.03.2013 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3'üncü maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu 3'üncü madde, tasarının en olumsuz maddelerinden birisidir değerli milletvekilleri. 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yolcu ve yük taşımacılığı faaliyetlerinde bulunan hava yolu şirketlerinin bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ithal edilen uçakları, motorları ve bunların aksam ve parçaları KDV ve ÖTV dâhil gümrük vergilerinden muaf tutulmaktadır.
Tabii, öncelikle, merak ettiğimiz soru: Kaç uçak alınacağı da kamuoyuna deklare edildi, 100'den fazla uçak alınacağı ifade edildi. Bunların fiyatları da bellidir. Acaba, ne kadar gümrük vergisinden ve vergilerden vazgeçmektedir Hükûmet? Bunu, burada, Sayın Bakan izah etmeli ve açıklamalıdır.
Bu konuyla ilgili olarak, tabii bir de parantez açmamız gerekiyor değerli arkadaşlar. Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri, on yıldır, üretimden yana, çiftçiden, işçiden, esnaftan yana hiçbir vergi muafiyet ve istisnasından yana olmadı, bütün dolaylı vergileri bindirdi. Defalarca ÖTV, KDV'yle ilgili, mazot, ilaç, gübre, tohumlarla ilgili verdiğimiz özel tüketim vergisi, KDV istisnalarına ilişkin bütün önergeleri ve kanun tekliflerini Hükûmet tereddütsüz reddetti ancak bu tür, birtakım ticari ve sermayeye yönelik, belli azınlık gruplara yönelik muafiyetleri ve teşvikleri gözü kapalı hiç tereddütsüz yapabiliyor. Gerçekten de bu durum, bu tutum kınanacak bir tutumdur değerli arkadaşlar.
Komisyonda iktidar kanadının ve Türk Hava Yolları yetkililerinin verdiği bilgilerden ve kamuoyuna yansıyan haberlerden, Türk Hava Yollarının on yıllığına Airbus ve Boeing marka uçak kiraladığı, bu sürenin dolmasının ardından uçakların iade edilmesi hâlinde Türk Hava Yollarının zarar edeceği, bu nedenle Türk Hava Yollarının bu uçakları satın alma yoluna gittiği, 2010 yılına kadar uçak alımlarında sıfır gümrük vergisi uygulandığı ancak 2010 yılından sonra bu markalardan biri için gümrük vergisi uygulanmaya başlandığı, ayrıca Türk Hava Yollarının uçak sayısının 227'den 370'e çıkarılmasının planlandığı öğrenilmiştir.
Bu açıklamalar, maalesef, bazı şüpheleri ve gerçekleri ortaya koymaktadır. Birincisi, Türk Hava Yolları on yıllık uçak kiralamaları nedeniyle zarar etmiştir. Bu, açık seçik itiraf edilmektedir.
İkincisi, gümrük birliğine üye olmayan bir ülkedeki bir firma ile gümrük birliğine üye olan bir ülkedeki firma eşitlenmektedir. Bu durumda, gümrük birliğinin de bir anlamı kalmamaktadır. Şimdi, o konuya da tekrar geleceğiz.
Üçüncüsü, özel bir şirket niteliğinde olan Türk Hava Yollarına gümrük vergisinden muafiyet yani imtiyaz tanınarak ciddi miktarda bir bütçe gelirinden mahrum kalınmaktadır. Bu durum, aynı zamanda, özelleştirme mantığına da aykırıdır. Türk Hava Yolları neden özelleşti değerli arkadaşlar? Daha rasyonel çalışacak, kâr edecek.
Dördüncüsü, bu düzenlemeyle bir haksız rekabet ortadan kaldırılmamakta, bilakis haksız rekabete yol açılmaktadır.
"Dil ağrıyan dişe değer." diye bir söz var. Ağrı, bu defa dişi değil tüm sağlığı tehdit etmektedir. Buna göre bu madde hükmünün ekonomik ve diplomatik boyutlarına da ayrıca temas etmemiz lazım ancak vaktimiz yeterli değil.
Geçtiğimiz günlerde, birkaç gün önce Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan Gümrük Birliği Anlaşması'yla 1995'ten bu yana Türkiye'nin ciddi bir haksız rekabet ortamında bırakıldığını, böyle devam etmesi durumunda konunun masaya yatırılacağını söylemiştir.
Hükûmeti gümrük birliği meselesini masaya yatırmaya davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)