GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:16.11.2023

AK PARTİ GRUBU ADINA AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin, imzacısı olduğum kanun teklifinin birinci bölümü üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum.

Öncelikle, tabii, bu kanun teklifinin gerekçesinde de ifade edildiği gibi Anayasa'nın 41'inci maddesi son derece açık bir şekilde devlete ailenin huzur ve refahını koruma görevini yüklemektedir.

Diğer yandan, biraz kavramlar üzerinden giderek daha netleşmesini arzu ediyorum, niye "aile" diyoruz? Bireyi topluma hazırlayan yegâne kurum olduğu için "aile" diyoruz. Birey; ilişki yönetimi, takım çalışması, çözüm odaklı olma gibi pek çok şeyi aile içinde öğrenir. Bununla birlikte, tabii, burada kastettiğimiz sağlıklı ve güçlü ailelerin artırılması... "Aile" tanımıyla ilgili ciddi bir kavram kargaşası olduğunun farkındayım ama kavramları doğru okumaz ve doğru bilmezsek sap ile samanı birbirine karıştırırız. Sağlıklı aile, kendi içinde hak ve görev dengesi kurulmuş ailedir; güçlü aile ise karşılaştığı sorunlara çözüm üretebilen, çözüm üretme kapasitesi yüksek ailelerdir. Buradan kastedilenin bunun olduğunu açıkça ifade etmem lazım.

Özellikle, AK PARTİ yirmi bir yıldır uyguladığı politikalarda -kadın ve aile politikaları üzerinden ağırlıklı konuşacağım çünkü gençlik politikalarımıza geneli üzerinde Eyüp Vekilimiz değindi- özellikle kadın ve aile politikaları açısından AK PARTİ "hem... hem de..." diyen bir partidir. Kadın politikaları ve aile politikaları birbirinin alternatifi değildir, hasmı değildir, rakibi hiç değildir yani daha açık ifade edeyim: Kadın politikalarına değindiğinizde aileyi zayıflatmazsınız, aile politikalarınızı güçlendirdiğinizde kadını zayıflatmazsınız. Dikotomik mantığın sığlığında siyaset yapanlar AK PARTİ'nin bu "hem... hem de..." yaklaşımını asla anlayamazlar.

Niye "aile" diyoruz? Merhum Erol Güngör "Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik" kitabında bunu ifade eder, ben bunu özellikle burada zikretmek istiyorum: İnsan için, birey için "insanlık" kavramı çok soyut ve geniş bir kavram ve yalnızca bu kavramın bir parçası olmak bireye ve insana yetmiyor ve özellikle kendini köklendirmek ve bir tarihe bağlamak için insanlar, bir ailenin ve bir milletin ferdi olmayla şahsiyet kazanacaklarına ve psikolojik tatmin bulacaklarına inanmaktadırlar; onun için aile önemli, bunları özellikle ifade etmek istedim.

Şimdi, yirmi bir yıldır yaptığımız politikalarla hem ailenin güçlendirilmesi, iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması hem de kadının güçlendirilmesiyle ilgili pek çok uygulama gerçekleştirdik, burada birkaçını zikretmek istiyorum: Özellikle ifade etmek isterim ki "kadın erkek eşittir" ilkesini Anayasa'ya 2004 yılında biz getirdik. Medeni Kanun'da "Aile birliği yönetiminde eşler eşit söz hakkına sahiptir." ilkesini 2005 yılında yine biz getirdik. Bununla beraber, kadına yönelik şiddet, aileyi tehdit eden önemli sorunlardan biridir. Özellikle 2005 yılında çıkardığımız kapsamlı Türk Ceza Kanunu'yla...

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Ya, zinayı da siz serbest bıraktınız. Birçok iş yaptınız, evet. Evet, zinayı da serbest bıraktınız. Bunları da yaptınız.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bakınız, 2005 yılına kadar bu ülkede "kadına yönelik şiddet" suç olarak tanımlı dahi değildi ve biz suç olarak tanımladık ve Ceza Kanunu'nda bunun yerini almasını sağladık. Yine aileyi tehdit eden bir başka unsur cinsel saldırı fiili, yine bu suç olarak Türk Ceza Kanunu'nda tanımlı değildi; 2005'teki Türk Ceza Kanunu'nda cinsel saldırı fiilini de suç olarak tanımladık.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tanımlayıp failleri ödüllendirdiniz.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bununla beraber...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Siz rıza yaşını indirdiniz, rıza yaşını.

AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Ya, bir dinleyin ya!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çok dinledik!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bununla birlikte, pek çok yaptığımız düzenleme var. Özellikle iş ve aile yaşamını uyumlaştırmayla ilgili...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çocukları tecavüzcülerle evlendirmek için önerge getirdiniz siz buraya, önerge!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Annelere altı ay ücretsiz izni biz getirdik. 2011 yılında bakıma muhtaç yakınları olanlara ücretsiz izni biz getirdik. On altı haftalık analık iznini, bununla beraber "babalık izni" tanımını kanunla biz getirdik.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Kreşleri de siz kapattınız.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Annelere günlük bir buçuk saat süt izni hakkını yine 2016 yılında biz getirdik. Engelli çocuğu olan anneye beş yıl erken emeklilik imkânını yine biz getirdik 2008 yılında.

Bir başka konudan bahsetmek istiyorum...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - "Kamuya zarar" diye kreşleri siz kapattınız, aynı kreşlerin açılması için mücadele verenleri sürgüne de siz gönderdiniz Ayşe Hanım.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Dinlemeyi bilmeyenler cahil kalmaya mahkûmdurlar. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bir başka konuya değinmek istiyorum. "Kadın hakları" dediğinizde en önemli konu eğitimde fırsat eşitliğidir. Bakınız, bu ülkede kız çocukları eğitimden uzak kaldı. 2001 yılından bir rakam vereceğim size: Kız çocuklarının üniversiteleşme oranı yüzde 13,5'tu ne yazık ki. Bugün mangalda kül bırakmayanlar o gün iktidardaydı. Kız çocukları ayrıştırılarak, ayrımcılığa maruz kalarak üniversite eğitiminden ve eğitimden uzak kaldı. Sadece büyük şehirlerde kümeleşmiş üniversitelerden dolayı kız çocukları eğitimden uzak kaldı. Bugün, 81 ilde açtığımız üniversitelerle, tüm yasakları tarihin tozlu sayfalarına gömmemizle birlikte bugün üniversitelerde kız ve erkek çocuğu oranı hemen hemen eşitlenmiştir. Bu da AK PARTİ'nin başarısıdır, her ne kadar görmek istemeseniz de. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Eğitimi niye söylüyorum? Eğitim olmadan iş gücü piyasasına katılımdan bahsedemeyiz; eğitim olmadan kadın yoksulluğuyla mücadeleden bahsedemeyiz; eğitim olmadan karar alma mekanizmalarına katılımdan bahsedemeyiz.

Bakın, bugün kamuda istihdam edilenlerin yüzde 41'i kadındır; bugün KOSGEB'den destek alanların yüzde 44'ü kadındır. Bunların hepsi AK PARTİ'nin başarısıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bugün İŞKUR'un farklı programları var, tek tek saymıyorum zamanım yetmeyeceği için.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çalışırken varlar, emeklerinin hakkını alırken yoklar zaten! Emek veriyorlar, tabii ki çalışıyorlar, haklarını vermiyorsunuz, haklarını; tartışma konumuz bu zaten burada.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Dinlemeyi bilmeyenler cahil kalmaya mahkûmdur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bugün İŞKUR programları var birden fazla, tek tek anlatmıyorum, bunlardan faydalananların yüzde 53'ü yine kadındır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunları özellikle ifade etmek istiyorum.

Bir başka şeyi daha söyleyeceğim: 1935'te Türk kadını çok büyük bir kazanım elde etti; seçme, seçilme hakkını elde etti.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - E, niye kadınları evlendirmeye çalışıyorsunuz şimdi bu yasayla? Onu anlatın!

BAŞKAN - Sayın hatibe müdahale etmeyelim lütfen.

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Aileden ne anlıyorsan!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Anlaşılmıyor!

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - O zaman dinlemeyi öğren!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sizi dinlemiyoruz zaten, yeter!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Sayın Başkan, bu sürenin ek süreme eklenmesini istirham edeceğim.

BAŞKAN - Buyurun.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - 1935 yılında Türk kadını çok önemli bir kazanım elde etti; seçme, seçilme hakkı.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bu kanun kadınları aileye hapsetmek amaçlı, tek niyeti bu! Gençleri, kadınları aileye hapsedip yöneteceksiniz!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bakın, 1935'teki ilk seçimi hatırlayın, Parlamentodaki kadın oranı ne yazık ki yüzde 4,1'di 1935'te. Kurucu iradenin muradıydı kadının seçme, seçilme hakkı.

SÜMEYYE BOZ (Muş) - Kadınların seçme hakkı yok çünkü kayyum atıyorsunuz seçtiklerine!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Fakat bu 4,1 2002 seçimlerine kadar 1 puan dahi artmadı, 1 puan; 1 puan dahi artmadı, hatta darbe dönemlerinde yüzde 1'in altına düştü.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Kaç kadın eş başkana kayyum atadınız! Hangi seçim hakkı?

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Ve 2002'den bu yana kademeli olarak artmıştır ve bugün Parlamentodaki kadın oranı yüzde 20'ye ulaşmıştır; partimle ve Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle iftihar ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Bizim sayemizde, bizim!

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Bizim sayemizde.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - En yüksek oran bizde!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Bir başka şey daha söyleyeyim...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Biz en yüksek oranla Meclise girdik diye siz kadınları ve gençleri aday gösterdiniz, başka şansınız kalmadı!

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Ancak bunu yapar, provoke edersiniz!

NAZIM ELMAS (Giresun) - Bir kadın konuşuyor, niye müdahale ediyorsun?

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Az önce bir hatip "kadın kırımı" diye bir ifade kullandı, bunu reddettiğimi ifade etmek istiyorum. Kadın kırımı görmek isteyenler Birleşmiş Milletlerin, Af Örgütünün raporlarına bir baksınlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Orada PKK'nın, YPG'nin 15 yaş altı kız ve erkek çocuklarını nasıl zorla silahlandırdığını, o kız çocuklarını intihar süsü verilmiş ölüme nasıl mahkûm ettiklerini ve bugün "kadın kırımı" diyenlerin çıkıp onları bir gün dahi kınayamadıklarını, o Kürt çocukların, Ezidi çocukların yanında olduklarını ifade edemediklerini buradan tutanaklara geçirmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Sayın Cumhurbaşkanımız sıklıkla ifade ediyor, "Kadını dışlayan bir toplum, gücünün ve potansiyelinin yarısından vazgeçmiş demektir." diyor. Biz büyük Türkiye hayali olan bir partiyiz, bizim büyük Türkiye'yle ilgili güçlü hayallerimiz var; yirmi bir yıldır bunun için uğraşıyoruz ve biz biliyoruz ki bu büyük, güçlü Türkiye'yi kadın-erkek omuz omuza inşa edeceğiz, dost ve düşmana buradan göstereceğiz diyorum.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ee, kanunla ilgili bir şey anlatmadınız.

AYŞE KEŞİR (Devamla) - Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)