GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:16.11.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2019 seçimleri öncesinde bazı şehirlerde belediye başkanlıkları Adalet ve Kalkınma Partisinin elindeydi; mesela İstanbul, mesela Ankara, mesela Antalya, mesela Mersin, mesela Adana gibi yerler. Daha sonra, 2019 seçimlerinde buralarda, belediye başkanlıkları başka partinin eline geçti, daha doğrusu seçmen o şekilde değerlendirdi. Ardından, bu belediyeler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendi içerisinde bir soruşturma başlattı; bu soruşturmaları kendi müfettişleri, kendi yetkili elemanları araştırırken İçişleri Bakanı bu dosyalara el koydu; "Siz buraları araştıramazsınız." dedi, "Buraları ben araştıracağım." dedi. Oysaki bu belediyelerle ilgili aynı şekilde Sayıştayın da İçişleri Bakanlığının müfettişlerinin de raporları vardı; burada da usulsüzlüklerden, yolsuzluklardan, hukuksuzluklardan bahsediliyordu ve el koyduktan sonra bu belediyelerin dosyalarına İçişleri Bakanı, sabık bakan işlem yapmadı; bazılarına yaptığını söyledi, bazılarına soruşturmanın gerekli olmadığını söyledi, bazı dosyaları da sümen altı ettiler. Şimdi, ben buradan, çok övülen İçişleri Bakanına sesleniyorum. Efendim, burada, uyuşturucuyla, çetelerle, mafyalarla ve de usulsüzlükle, hukuksuzlukla işlem yapan, bu işleri meslek edinen bu kişiler hakkında işlemler yapıyor İçişleri Bakanı, alkışlarız, doğru iş yapan herkesi alkışlarız, "İyi yapıyorsun." deriz ama şimdi buradan sesleniyorum: Daha önce de söyledim bu kürsüden, bu işlemleri yapmadan önce bu iklimi kim oluşturdu? Binlerce mafya, binlerce uyuşturucu taciri, baron, binlerce katil, binlerce çete ve bunların yapmış olduğu tahribatları ödeyebilir misiniz? O çocuklarımız mafyaya bulaşırken, mafya bir yandan insanların mal varlığına çökerken bunları niye susturmadınız? Niye işlem yapmadınız? Elinizde yüz binlerce ordu mensubu, aynı şekilde yüz binlerce, milyonlarca asker vardı, polis vardı, istihbarat vardı. Niye yapmadınız? Ben buradan İçişleri Bakanına sesleniyorum: Mademki güzel işler yapıyorsun, şimdi gel bir güzel iş yap. Ne yap? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının dosyalarının bazılarına el koymuştunuz, şimdi gel o sabık Bakana bir cevap ver, İçişleri Bakanı. Haydi, gel, senin samimiyet testin, turnusol kâğıdın bu olsun. Bu dosyalara işlem yap. Bu dosyaları çok hızlı bir şekilde hemen yargıya intikal ettir, yargı işlem yapsın. Peki, Sayıştayın yapmış olduğu bu işlemlerle ilgili, dosyalarla ilgili yargı bir şey yapabiliyor mu? Yapamıyor. Peki, belediye başkanlıkları tespit ettikleri bu yolsuzlukları ve hırsızlıkları yargıya intikal ettirdiğinde yargı bir şeyler yapıyor mu? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının bana daha önceden vermiş olduğu dosyanın rakamını söylüyorum, yolsuzluğun rakamını söylüyorum: 30 milyar. Sayın Erdoğan'ın ifadesiyle "30 katrilyon." 30 milyar ne demek Allah aşkına? Kaç okul, kaç hastane, kaç çocuğumuzun uyuşturucudan kurtulması, kaç yere çok ciddi yatırımların yapılması, kaç yerde hastane yapılması değil mi? Peki, bu, yetimin hakkı değil mi? Milletin parası değil mi? Beytülmal değil mi bunlar?

Bakın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının söylemiş olduğu dosyalardan 62 dosyaya daha işlem yapılmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde niye sadece yandaşlara, yandaş derneklere, vakıflara, buralara yardımlar yapılıyor? Bunların bir kriteri olmayacak mı? Neden siz dernekleri ve vakıfları kamu yararına dernek ve vakıf yaparken sadece kendi yandaşlarınıza veriyorsunuz bu kamu yararına imkânları? O nedenle ben buradan sesleniyorum: 8 belediye başkanı istifa ettirildi. Niye istifa ettirildiler? Bugüne kadar bu belediye başkanları eğer FETÖ'den alındılarsa -bazıları rahmetli oldu Balıkesir ve İstanbul gibi- niye bunlar gözaltına alınmadı? Okuluna gidenler, dershanesine gidenler gözaltına alınırken, memuriyetlerine son verilirken bu belediye başkanları niye gözaltına alınmadı?

Peki, bu belediye başkanları hakikaten usulsüzlük ve yolsuzluk yaptılarsa niye bu belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığının müfettişleri işlem yapmadı? A partisine başka, B partisine başka, C partisine başka muamele yapılır mı? Yapılmaz.

Ben AK PARTİ'nin milletvekillerine seslenmeyeceğim. Biliyorum, sizler buraya gelen bütün kanun tekliflerine "evet" veriyorsunuz, bizim tekliflerimize de "hayır" veriyorsunuz, buna da "demokrasi" diyorsunuz. Size oy verenlere sesleneceğim: Bakın, sizlere sesleniyorum, bu 8 belediye başkanı niçin görevden istifa ettirildiler? Bunlar FETÖ'cüyse FETÖ'cü muamelesi, bunlar yolsuzluk yaptılarsa, hırsızlarsa hırsızlık ve yolsuzluk muamelesi, hukuksuzluk muamelesi yapılmalıydı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen Sayın Özdağ.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, değerli Türk milleti, aziz milletim ve de Adalet ve Kalkınma Partisine oy verenlere bir kez daha sesleniyorum buradan: Burada "Yasakları, yolsuzlukları ve de yoksulluğu ortadan kaldıracağız." diyenler yolsuzluğun diz boyu olduğunu unutmasınlar. Bugün yargıyla ilgili çok ciddi iddialar var. Peki, o iddialara gözlerimizi kapatıyor muyuz? Kapatıyoruz. Belediyelerle ilgili çok ciddi iddialar var, gözlerimizi kapatıyor muyuz? Kapatıyoruz ve de çifte standart yapıyorsunuz. Eğer bu belediyeler muhalefet partisinin belediyeleri ise onlara hiç acımıyorsunuz; acımayın, her türlü müfettişi gönderin onlara ve o müfettişler eğer bir yolsuzluk tespit ettilerse yargı gereğini yapsın ama aynı muameleyi siz kendi belediyelerinizde olup bitenlerle ilgili de yapmak mecburiyetindesiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - O nedenle ben buradan sesleniyorum: İstanbul Belediyesinin dosyalarına, bu yolsuzluk dosyalarına, hukuksuzluk dosyalarına İçişleri Bakanı gereğini yap ve de kamuoyuna sesleniyorum: Türkiye'de bir çifte standart vardır, Türkiye'de yargıda çifte standart ve idarede çifte standart vardır ve bu çifte standart yapanları da önce milletime, sonra yargıya, sonra da Allah'a emanet ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)