| Konu: | SİLİKOZİS HASTALIĞININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 13/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 27/03/2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASI VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 27.03.2013 |
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Dünya Tiyatrolar Günü. Tiyatro emekçilerinin, sahne tozu yutanların, replikleri perdelerinde asılı kalan değerli sanatçıların Tiyatrolar Günü'nü kutluyorum.
Sayın milletvekilleri, silikozis hastalığı tabii çok önemli, öldürücü bir hastalık. Burada sayın meslektaşımın ve Sayın Baluken'in önerilerine katılmamak mümkün değil ancak Meclisin yoğunluğu nedeniyle ve bakanlığımızda yapılan çalışmalar nedeniyle kendilerine katılamıyorum.
Şunu belirtmek istiyorum: İş sağlığı ve iş güvenliği ülkemiz için önemli bir konu ve bununla ilgili hepimiz birlikte çalışarak, geçtiğimiz yıl içerisinde iş sağlığı ve iş güvenliği ve meslek hastalıklarıyla ilgili önemli bir yasayı ortaya çıkardık ve bunun Türkiye'de uygulanabilmesi için önemli adımlar attık. Şimdiye kadar, iş sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili çıkarılması gereken 36 yönetmeliğin ancak 7 tanesi yayımlanabildi, geri kalanların üzerinde çalışılıyor. Dolayısıyla, ülkemizde toplumun genelini ilgilendiren ve aynı zamanda Hükûmetimizi ve hepimizi ilgilendiren böylesi konularda bir araya gelerek çıkardığımız yasaların bir an önce hayata geçmesini takip etme görevimiz var.
Çağdaş ülkelerde olduğu gibi, sağlığın korunması, sağlıklı iş ortamının ortaya çıkarılması, çalışanların eğitilmesi, işverenlerin bilinçlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için bu yasayı çıkarmıştık. Dolayısıyla, 6331 sayılı Kanun'da iş kazalarını ve meslek hastalıklarını tanımlamış ve bunlar için, bunların azaltılması için gerekli önlemlerin nasıl alınacağını, işverene hangi yüklerin yüklendiğini, hangi iş yeri hekimine hangi zorunlulukların getirildiğini ve iş güvenliği uzmanlarının yetkilerini ve sorumluluklarını tanımlamıştık.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'yla bütün çalışanların, sayı sınırlaması ve iş yeri türüne bakılmaksızın, kamu çalışanları da dâhil olmak üzere, iş yeri hekimlerinden ve iş güvenliği uzmanlarından yararlanma hakkını getirmiştik. İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına iş yerinde alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirme ve bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde bakanlığın yetkili birimlerine bildirme yükümlülüğü getirmiştik. İş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı işverene karşı sorumlu olduklarını kanun hükmü olarak düzenlemiştik.
Saygıdeğer milletvekilleri, iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla mücadele konusunda önemli engellerden birisi de yeterli kayıt tutulmaması ve istatistiki bilginin olmaması idi. Sayın Baluken burada bunu söyledi. Yani silikozis hastalığına ne kadar kişi düçar olmuş, bilemiyoruz; ne kadar kişi silikozis hastalığıyla bugün uğraşıyor, onu bilemiyoruz ama biz düzenlediğimiz yasayla bunların kayda geçmesi ve bunların istatistiğinin tutulması konusunda yasaya maddeler koyduk. İşverene, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını tek bildirim esasıyla iş kazaları için rapor hazırlama zorunluluğu getirmiştik. Sağlık kuruluşlarına intikal eden iş kazası ve meslek hastalıkları vakalarını bildirme yükümlülüğü getirmiştik. İş yeri hekimi ya da sağlık hizmeti sunucularına meslek hastalığı ön tanısı koyma ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk edilme imkânı tanıdık. Bu düzenlemeyle iş yerinde çalışan, ilk muayene etme imkânına sahip olan iş yeri hekimiyle sağlık hizmeti sunucularına meslek hastalığı ön tanısı koyma yetkisi getirdik.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisinin ana konusu olan silikozis hastalığı bir akciğer rahatsızlığı ve sorunlu bir akciğer rahatsızlığı, ölümcül bir akciğer rahatsızlığı. Bunun önlenebilir olması için silikozis hastalığının yapıcı faktörleriyle karşılaşmamak gerekir; en önemli unsur bu. Bunun için, özellikle bu kot taşlama konusunda önlem alınması için, 27 Mart 2009'da Sağlık Bakanlığımız silikozis hastalığının önlenmesiyle ilgili bir genelge yayımladı kot taşlama fabrikalarına veya kot taşlama yerlerine; bunun için silis tozu ve kuvars kristali, silika kristallerinin kullanılmasını yasakladı, kuvars tozu kullanmayı yasakladı. Dolayısıyla, artık Türkiye'de kot taşlamak için bunların kullanılması olanaklı değil, bunu kullananlar yasaya aykırı iş yapıyorlar demektir. Yasaya aykırı iş yapanların cezası da Türkiye'de açıkça belli hemen hemen her konuda. Ayrıca bu konu gerçekten gündeme çok taşındığı için ve herkes tarafından bilinir, görünür hâle geldiği için silikozis hastalığıyla ilgili bir düzenleme yapıldı Parlamentoda, Sayın Baluken de söyledi bunu, bu düzenlemeyi. Bir düzenleme yapıldı, 6111 sayılı Kanun'a 67'nci madde ilave edilerek sosyal güvenlik kapsamında olmayan silikozis hastalarının da sosyal güvenlik kapsamındaymış gibi değerlendirilerek onlara maaş bağlanması getirildi, ölümleri hâlinde ise yakınlarına aylık bağlanması getirildi. Dolayısıyla, silikozis hastalıklarının meslekte kazanılma durumuna göre şöyle sıralandı: Yüzde 15 ile yüzde 34 arasında gücünü kaybedenlere 7 bin gösterge, 35 ile 54 arasında kaybedenlere 8 bin gösterge, 55'in üzerinde kaybedenlere de 9 bin gösterge ile çarpılması getirildi, o katsayı da 0,064 yani anlaşılır bir şekilde söylersek 450, 550 ve 700 Türk lirası civarında bir maaş bağlanma koşulu getirildi.
Ayrıca, aylık almakta iken vefat eden silikozis hastalarına da çocuklarına, varislerine, maaş bağlanabilme koşulu Parlamentoda düzenlendi. Evet, Sayın Baluken burada söyledi, bu düzenleme sırasında üç aylık bir süre tanındı. Bu üç aylık süre içerisinde raporlar alınacak ve sosyal güvenlik kurumuna başvurulacak ve ona göre de kendilerine, bu kriterlerin içerisine giriyorlarsa maaş bağlanacak. Ben, gönülden katılıyorum şöyle: Bunu geçirmiş olanlar varsa, bunu kaçırmış olanlar varsa yasayı yeniden gözden geçirerek süresi uzatılabilir diye düşünüyorum. Neden? Bizim amacımız bu yasayı çıkarırken neydi? Mağdur olanların mağduriyetini bir ölçüde de olsa ortadan kaldırmaktı. Biz bunları yeterince ortadan kaldıramamışsak bunu gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum. Bunu da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızla paylaşabiliriz diye düşünüyorum. Onların bize aktarımlarıyla bir değişiklik söz konusu olabilirse? Yani birlikte yapabiliriz, hiç sorun değil.
Yani, bugün amacımız sorun çözmek, bağcıyı dövmek değil. Silikozis hastalarına, yakınlarına sorunlarını çözmekte bir katkı sağlayabilirsek mutlu oluruz diye düşünüyorum.
Hepinizi saygı sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)