| Konu: | HEDEP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 09.11.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HEDEP Grubunun, yargı organları arasındaki çatışmayla ilgili vermiş olduğu önergeye dair grubumuz adına söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye'de yaşadığımız konu bir hukuk krizidir, bir yargı krizidir ve her şeyden öte, bir devlet krizidir. Eğer bir ülkede Yargıtay kurumu Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımıyorsa, Yargıtay kurumu yasama organına ayar vermeye çalışıyorsa bunun adı "kriz"dir, bunun adı "vesayet"tir ve bu kriz çözülmek zorundadır.
Bu kitapla çıktım, Anayasa'yla; az önce Sayın Alan döndü, bütün maddeleri okudu, geldi, 138'i okudu, 146'yı okudu, 153'ü okumadı. Ne var 153'te? Sayın Yenişehirlioğlu da dedi ki: "Bu kriz Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacını bir kere daha doğrulamıştır." Sayın Yenişehirlioğlu, önce şu mevcut Anayasa'nın mevcut hükümleri bir uygulansın, biz buna da şu an için razıyız. Evet, yeni bir anayasa ihtiyaçtır ama önce şu mevcut hükümler bir uygulansın; bu bir.
İkincisi: Sayın Alan 153'ü okumadı. Ne var 153'te arkadaşlar? Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı, yargı organlarını da bağlar diye çok net, açık bir ifade var. Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan bir hâkim getirilip bu ülkede Bakan Yardımcısı yapılıyor, ödüllendiriliyorsa... Kusura bakmayın, iklim bu, güven iklimi sorunu bu. Değerli milletvekilleri, mesele, Türkiye'nin hukuk devletinden uzaklaşması meselesidir. Mesele, Türkiye'nin anayasasızlaştırılma düşüncesidir. Mesele, Türkiye'de klik bir yapının Türkiye'yi otoriter bir hâle getirme gayretidir. Şimdi, bu klik yapının bir temsilcisi çıkıyor diyor ki: "İşte görelim kim millî yargının yanında kim değil." Beyefendiye buradan sesleniyoruz: "Bir kere sen atanmış bir bürokratsın, otur oturduğun yere, haddini bil! (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar) Buradan, bunu özellikle paylaşıyoruz. "Sen mi karar vereceksin kimin millî olup olmadığına! Sen mi karar vereceksin hangi yargı organının, hangi kurumların millî olup olmadığına! Sen önce otur kendi millî-gayrimillîliğini sorgula!" diyoruz.
Evet, değerli milletvekilleri, bir şeye karar vermek zorundayız: Bu ülkeyi kim yönetecek? Bu ülkeyi seçilmişler mi yönetecek, atanmışlar, klik yapılar mı yönetecek? Eğer seçilmişler yönetecekse, seçilmişler çıkıp ses vermek zorundadır, bu garabete itiraz etmek zorundadır. Bugün yasama organı da Meclis Başkanımızın Başkanlığında bu konuya bir cevap vermek zorundadır, bunun da altını özellikle çiziyorum.
Şimdi AK PARTİ'li arkadaşlarımızın vicdanına dönüp birkaç cümle sarf edeceğim. 2008 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kapatma davası açtı AK PARTİ'ye. Yargıtayın düşüncesi kapatmaktı, Anayasa Mahkemesi reddetti arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Şahin, buyurun.
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Eğer bugünkü düşünce olsaydı, Yargıtayın düşüncesi esas alınsaydı AK PARTİ kapatılmıştı ve bir kriz ortaya çıkmıştı. Sayın Erbakan Refah Partisi kapatıldığında "Bu karara katılmıyorum, eleştiriyorum ama uygulamak zorundayız." demişti. Bakın, eleştireceğiz, karşı da çıkabiliriz ama uygulamak zorundayız değerli milletvekilleri.
Şimdi, buradaki mesele şu: Biz devletin kurumlarını bu güven iklimi sorunundan çıkarmak zorundayız, devlet kurumunu bu krizden kurtarmak zorundayız; devlet kurumlarını hukuk temelinde, şeffaflık temelinde yeniden şekillendirmek zorundayız, Türkiye'nin yaşadığı sorun bu. Anadolu'da bir deyim vardır "Kavgalı eve kız verilmez, gelin verilmez." diye; değerli milletvekilleri, yargı organlarının kavgalı olduğu bir ülkeye, hukuk krizinin, adaletin olmadığı bir ülkeye yatırımcı da gelmez, hiçbir şeyi çözemezsiniz.
Biz bu güven iklimi sorununu çözmek zorundayız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)