Konu: | Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 17 |
Tarih: | 07.11.2023 |
NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Arkadaşlar...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kürsüde bir milletvekili hatip arkadaşımız var, lütfen...
NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Sayın Başkanım, süremi lütfen durdurur musunuz, yine aynı şekilde süremin bitmesini istemiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. 53 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi gereğince söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, alelacele, kanun teklifinin paydaşı olabilecek hiçbir STK, kurum veya meslek odasını hesaba katmadan, hesap verebilir bir şekilde şeffaf olmadan yine bir kanun teklifini buraya getirdiniz. Burada rezerv alan ilan ettiniz ve doksan günlük süre içerisinde evinde oturan yurttaşı da kolluk zoruyla dışarı atabilme kabiliyetine sahipsiniz. Dolayısıyla, burada, bir mülkiyet dokunulmazlığı da bu kanun teklifiyle rafa kaldırılmış olacak. Tabii, biz merak ediyoruz geçmişteki pratikler gereğince yine hangi alanlara göz diktiğinizi, yine hangi kıyı veya çevre alanı içerisinde bir yapılaşma olacağını. Biz aslında daha sağlıklı, dengeli... Çünkü bu, Anayasa'daki 56'ncı maddede de hüküm altına alınmıştır, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır fakat biz anlıyoruz bu kanun teklifiyle sınıfsal bir ayrım mı var, sınıfsal bir yapılaşmaya mı çanak tutacaksınız. Acaba zengin ettiğiniz ya da vatandaşın cebinden bir şeyleri aldığınız insanlarla birlikte bir kent planlamasıyla ortak bir yerde, sosyal statü, ekonomik rant ve sosyal rant elde eden insanlarla birlikte mi oturmayı planlıyorsunuz bu teklifle? Bunu bilmek istiyoruz.
Hatay'da özellikle depremden sonra 104 milyar dolar bir zarar söz konusuydu ve bunun da yüzde 50'sini hepiniz biliyorsunuz ki Hatay tek başına kendisi hâlâ kaldırmak zorunda ve buna katlanmak zorunda. 11 ilde meydana gelen bu depremin en yıkıcı etkisini Hatay gördü. Hatay'da şu an 30.330 civarında konutun ihale edildiğini biliyoruz. Vali Bey bunu 33.221 olarak revize etti. Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanı, Kabine toplantısından sonra, birkaç hafta evvel dedi ki: "40 bin konutu, 5 bin köy evini ocak ayında teslim edeceğiz." Şimdi, biz -ben de bir depremzede birey olarak- 40 bin konutun 5 bin köy evinin yapılmasını ve anahtar teslimlerinin yapılmasını bekliyoruz çünkü insanlar o kadar zor durumda ki. Biz bunlara "kutu" diyoruz, yaşam alanlarına "21 metrekarelik kutu" diyoruz ve burada yaşıyorlar.
Mesela elimde şu an bir belge var, orta hasarlı özellikle ve az hasarlı evlerle ilgili birtakım şeyleri bilmeniz gerekiyor ve bu, gerçekten sadece bizim sorumluluğumuz değil. Orta hasarlı bir evde insanlar şu anda nasıl, ne yapacağını bilmiyor. 180 bin lira AFAD'ın vereceği bir kredi var ama ruhsatını, harcını vesairesini belediyeden gidecek kendi alacak, 180 bin lira da AFAD'dan alacak, orta hasarlı evini güçlendirmek isteyecek. Elimde temmuz ayı itibarıyla bir bilirkişi raporu var. Bu vatandaş az hasarlı evi için mahkemeye başvurmuş. Tadilat masrafları temmuz ayı itibarıyla 318 bin lira. Yani bugün ekim ayındayız, temmuz ayında 318 bin liraysa bugün ne kadar olduğunu sizler de bir muhakeme ettiğinizde herhâlde yaklaşık 600 bin liraya falan bu rakamın çıkabileceğini düşünürsünüz. O bakımdan, deprem bölgelerinde özellikle konut yapmak bizim için çok kıymetli ve bu konutları daha sağlıklı ve dengeli bir çevre içerisinde, sağlıklı alanlarda inşa etmek zorundayız.
Bizler Hatay'da özellikle AFAD'ın eksikliğini çok büyük ölçüde yaşıyoruz, bunları siz de biliyorsunuz. Hâlâ unutulan veya ötelenen Hatay'dan size şunu söylemek isterim, eğer bana inanmayan varsa bunu AFAD Başkanıyla lütfen müzakere etsin: Biliyor musunuz Hatay'da hâlâ tuvaletleri ve lavaboları konteyner kent alanının 200 metre dışında olan konteyner kentler var. Diyabet hastaları -70 yaşında, 60 yaşında- gece ikide, üçte kalkıp dışarıdaki tuvalete gitmek zorunda yani o 21 metrekarelik kendi konteynerinin içinde lavabo da yok, duş da yok. O yüzden, lütfen bunları el birliğiyle yani Hatay...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Ve bir de şuna değinmek istiyorum Sayın Başkan, son bir dakika...
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Kara.
NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Dedik ki: "Hatay film platosu değil." Neden böyle söylüyorum? Çünkü bir sinema filmi çekildiğine ilişkin, bir sinema filminin Hatay'da çekildiğine dair son günlerde bir konu var, bunu şiddetle eleştiriyoruz, esefle kınıyorum. Buna sponsor olan... Bunu asla kabul etmiyorum, neden biliyor musunuz? Binlerce insan var yakınlarını arayan, bir de acılarımızın üstünden ve ben inanamıyorum insanlar nasıl gelip... Orası bir film platosu değil ki. Ya, insanlar daha acılarını yaşayamamışken, kayıplarını bulamamışken orada bir film çekmek gerçekten abesle iştigal diye düşünüyorum. Ben, kamunun tüm gücünün ve tüm kaynaklarının Hatay'a tekrardan yöneltilmesini istiyorum. Burada, koridorlarda, dışarıda, orada "Hatay nasıl? Maraş nasıl?" dediğinizde, gerçekten kusura bakmayın ama Hatay hâlâ kötü.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)