Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 17 |
Tarih: | 07.11.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL EMRAH KARAYEL (İstanbul) -Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen kıymetli milletimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Uygur Türkleri bizim soydaşımız, dindaşımız ve kültürel olarak kardeşimizdir. Biraz önce soruldu "Türkistan neresidir?" diye. Türkistan burasıdır, Türkistan bizim kalbimizdir, Doğu Türkistan da o kalbin tam ortasıdır. Dolayısıyla Doğu Türkistan üstündeki hassasiyetimizin bu tip önerilerle burada gündeme getirilmesi belki çok hoş ama bunu yapmanın yolu grupların bir araya gelmesi ve konuşmasıdır.
Doğu Türkistan'la ilgili hassasiyetimizi sorgularken Türkiye'nin son dönemde Uygur Türklerinin haklarının gelişmesiyle ilgili Çin devletiyle yaptığı görüşmeler ve kazanılan hakları dikkate de getirmek gerekir. Dışarıdan sırtında yumurta küfesi olmayanların konuşması kolaydır ama özellikle son yirmi iki senedir, yirmi bir senedir, AK PARTİ olarak, Doğu Türkistan meselesini, Çin'de de Birleşmiş Milletlerde de bütün platformlarda da gereği gibi dile getirdiğimizi ifade etmek istiyorum.
Doğu Türkistan'la, Uygur Türkleriyle ilgili çalışmaları, Türkiye'deki çalışmalar, uluslararası kurumlarda yapılan çalışmalar ve Çin'le ilişkiler şeklinde üçe ayırarak değerlendirebiliriz. Türkiye'ye gelen Doğu Türkistanlılara sağlanan koruma, statü ve onların hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle ilgili çalışmalar, devletimiz tarafından yapılan çalışmalar ve gene sivil toplum kuruluşlarımız tarafından Doğu Türkistan'daki zulümlerin dile getirilmesi anlamında yapılan çalışmalar son derece önemlidir. Uygur Türklerinin dinî hakları, kültürel kimliği, temel hak ve özgürlüklerinin korunması Türkiye'nin öncelikleri arasındadır ve bunu hep platformda dile getiriyoruz. Biraz önce Sayın Çavuşoğlu'nun adı zikredilerek bahsedildiği için söylüyorum. Sayın Çavuşoğlu, toplantılarda, Çin'de Uygur Türklerinin dinî haklarının ve kültürel kimliklerinin korunmasındaki zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu defalarca dile getirmiştir. O burada yok ama haklının hakkını teslim etmek gerekir.
Gene birbirini nakıs hâle getirmeyen ne Doğu Türkistan ne Arakan ne de Filistin, bunların herhangi birinin savunulması bir diğerinin savunulmadığı anlamına gelmez. Bu anlamda Filistin'deki zulmü de buradan bir kez daha dile getirmek istiyorum. Siyonist Yahudi ve Hristiyanların bir araya gelip emperyalistlerle birlikte Filistin'de bugün gerçekleştirdiği zulümde 10 binin üzerinde şehidimiz var. Bu şehitlerden 5 bini çocuk, 3 bini kadın ve bunların hepsi kendi vatanlarında sivil olarak bulunurken ve vatan topraklarını korumaya çalışırken, sivil inisiyatifle korumaya çalışırken şehit edilmiş insanlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Karayel.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Gene siyonist, katil İsrail yasaklı olmasına rağmen Filistin'de fosfor bombasını kullanmaya devam ederken, biraz önce örneğini verdiğimiz emperyalist ülkelerin hepsi onları tebrik etmek için ve onlara kol kanat germek için uçak gemileri dâhil, nükleer denizaltıları dâhil Akdeniz'in o bölgesine göndermiş durumda. Buna karşı tek ses çıkaran, devlet bazında tek ses çıkaran ülke Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bütün İslam âleminde, insanlık hassasiyeti olan herkeste, dünyanın dört bir tarafında insanlar, insanlığa karşı işlenen bu zulmü protesto etmek için, bu soykırımı protesto etmek için bir araya geliyorlar ama bizim ülkemizde yapılan 1,5 milyonluk mitingin bunlardan bir farkı var. Sadece Türkiye'de 1,5 milyon insanıyla birlikte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ilgililerine durumu hatırlattı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak söylediğinden daha fazlasını yaptığını da gene ifade etti.
Biz millet olarak, devlet olarak hem Doğu Türkistan'ı hem Filistin'i hem de dünyanın dört bir tarafındaki mazlumları savunmaya ve korumaya devam edeceğiz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)