GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:07.11.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 29-30-31 Ekim tarihlerinde Japonya Ulusal Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun davetlisi olarak Tokyo'daydık. Hangi partiler katıldı? Yeniden Refah Partisinden Milletvekili Doğan Bekin Beyefendi, İYİ Partiden Ayyüce Türkeş Taş Hanımefendi, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Muhammet Naci Cinisli'yle beraber bendeniz katıldık. Adalet ve Kalkınma Partisi davet edilmiş olmasına rağmen, "Katılacağım." demesine rağmen katılmadılar. Niye katılmadıklarını da bilmiyoruz.

Doğu Türkistan neresidir? Doğu Türkistan, Türkistan'ın bir bölümüdür. Stalin kendi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde bir devrim yaptıktan sonra Lenin'le beraber Türkistan'ı bölmüşler; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan şeklinde tanımlamışlar, Doğu Türkistan ise kenarda kalmış. Ondan öncesinde, 1863'lü yıllarda burada bir devlet kurulmuş, "Kaşgarya" denilmiş, daha sonra ise, 1933 yıllarında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kurulmuş ama 1949 yılında Çin'de yapılan bir devrim sonrasında, bir ihtilal sonrasında burası işgal edilmiş vaziyettedir.

Doğu Türkistan stratejik bir bölgedir ve aynı zamanda Doğu Türkistan, Çin'in en zengin petrol yataklarına, en zengin tarım yataklarına, tarım topraklarına, alüvyonlu topraklara, sularına ve madenlerine sahip olan bir bölgedir. Çin, uzun zamandır burada asimilasyon yapmaktadır, burayı eline geçirmek ve buradaki insanları Çinlileştirmek için gayret sarf etmektedir. Ve orada 1949 yılından sonra kaçanlar olmuştur, kaçanların başında da Doğu Türkistanlıların, Uygur Türklerinin efsane lideri İsa Yusuf Alptekin olmuş; Türkiye'de de çok ciddi şekilde mücadeleler vermiş, öldüğünde ise orada, mezarında, naaşının yanında Alparslan Türkeş olmuş ve İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bulunmuştur.

Doğu Türkistan'da son zamanlarda büyük soykırımlar yapılmaktadır. Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığında, ben de kendisinin yardımcılığını yaptığım dönem içerisinde, Doğu Türkistan'dan kaçanlar, Malezya'ya gidenler, Endonezya'ya gidenler veya başka yerlere gidenlerle ilgili, yaklaşık 7 bine yakın kişi, zaman zaman başka kimliklerle ama Çin Hükûmetiyle de herhangi bir problem yaşamadan Türkiye'ye getirilmiş vaziyettedirler ama son zamanlarda, özellikle büyük bir soykırım yapılmakta, buradaki insanlar aynı zamanda yurtlarından alınmakta, ibadethaneleri kapatılmakta, dillerine ambargo konulmakta ve de camileri kapatıldığı gibi de başkalarıyla, Çinlilerle evlendirilmeleri veyahut da kamplara götürülmeleri bir mukadder akıbet gibi kendilerini beklemektedir.

Ve buradan Çinlilere karşı, Çin Hükûmetine karşı bizler Batı dünyasına seslenmeden önce Türkiye'ye seslenmek istiyorum. Meclis Başkanımız bugün İsrail mamullerinden bir kısmını Meclisteki menülerden kaldırmış. Şimdi, Meclis Başkanına çağrıda bulunuyorum: Japonya Parlamentosunun yapmış olduğunu, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının yapmış olduğunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak siz yapabilirsiniz. Oraya yaklaşık 200'e yakın milletvekili geldi; Kanada'dan, Amerika'dan, Tibet'ten, Avustralya'dan, Avrupa Birliğinden, dünyanın her yerinden milletvekilleri, akademisyenler geldiler ve siz de bunu yapabilirsiniz. Bakın, Doğu Türkistan'la ilgili yapın ve de Çin'e de bunları dile getirmiş olun.

Ben 100 bin imza topladım iki yıl önce. Bu 100 bin imzayı da burada Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına getirdim. Bana şunu söylemişti Hakan Çavuşoğlu Beyefendi: "Evet, Mecliste bir Komisyon kurduk; bu Komisyon, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığında. Bu Komisyon yakın bir zamanda Çin'e gidecek, Doğu Türkistan'da yapılan mezalimleri inceleyecek." diyordu. O günden bugüne kaç yıl geçmiş? İki tam yıl geçmiş. Gitmişler mi? Hayır. Ben buradan bu grup önerisini şunun için veriyorum: Batı dünyasının yapmış olduğu bu hassasiyeti ve bu duyarlılığı Türkiye Cumhuriyeti devleti de yapabilir ve çok rahat bir şekilde bu uygulamaları yapabilir.

Şimdi sesleniyorum: 6 parti grubu var burada, her gruptan ikişer kişi ve aynı zamanda diğer partiler, toplam 14 parti var, birer kişi; hep beraber Çin Hükûmetiyle görüşülebilir. Şimdi, bakıyorsunuz, Filistin Hükûmetiyle aranız iyi, Hamas'la aranız iyi, Mısır'la da -Sisi'yle- barıştınız, İsrail'le zaten barıştınız ama Gazze'ye gidemiyoruz; arkadaşlarımız gittiler, gidemediler Gazze'ye. Şimdi Çin Hükûmetiyle de aranız iyi, Adalet ve Kalkınma Partisi her yıl Çin Komünist Partisinin kongrelerine katılıyor; görüşün bu Çin Hükûmetiyle. Doğu Türkistan'da yapılan insan hakları zulümlerini, soykırımları ve de asimilasyonu hep beraber gidip yerinde görelim. Şöyle diyorlar: "Batı dünyası bu konuyu istismar ediyor efendim; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Avustralya, Kanada bunu istismar ediyorlar." Efendim, Çin'in büyümesinden rahatsız oluyorlarmış; öyle mi? Peki o zaman, Çin'e de seslenelim -hem size sesleniyorum, iktidar partisine sesleniyorum- Çin'e diyorum ki: Mademki böyle, Batı dünyası seni istismar ediyor, gel hemen, çok hızlı şekilde kapılarını aç.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Özdağ.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Akademisyenler, aktivistler, milletvekilleri, siyasetçiler hep beraber Çin'e gidelim, Doğu Türkistan'da bunlar yapılıyor mu, kamplar var mı, burada camiler kapatılmış mı, Kur'an yasaklanmış mı, dilleri, kültürleri yasaklanmış mı; bunları yerinde görelim.

İkinci olarak, Türkiye'ye sesleniyorum: Hem Avrupa Birliği ve Amerika'yla ilgili Batı dünyasıyla hem de Çin'le ilgili gelin, bir ara buluculuk yapın; bu konuda, bu istismarları önlemek için oraya gitmemizi sağlayın. Bir diğer taraftan da Uygur Türklerine sesleniyorum: Uygur Türkleri, dünyanın her yerindesiniz. Doğu Türkistan'dakiler kültürünüzü yaşatın, dilinizi öğrenin, folklorlerinizi öğrenin ve bayramlarınızı yaşatın. Dünyanın her yerindeki dernekler bir araya gelin ve bir diaspora kurun, gelin konfederasyonlar yapın. Siz hep beraber kültürünüzü yaşatırsanız, insan hakları aktivistlerine Doğu Türkistan'ı anlatırsanız o zaman çok şey değişmiş olur. Ben buradan özellikle Hükûmete ve grubu bulunan partilere sesleniyorum: Gelin, bu grup önerimize "evet" deyin, hep beraber hem Hakan Çavuşoğlu'nun iki yıl önceki sözlerini yalanlamamış oluruz hem de hep beraber Doğu Türkistan'a gider, o Doğu Türkistan'da yaşananları görürüz, istismarlara karşı da "Dur!" deriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Milletvekili.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Yaşanıyorsa da Çin'e deriz ki: "Sen büyük devlet olabilirsin ama süper devlet olamazsın." ve de Tek Kuşak Tek Yol Projesi'ne karşı yapmış olduğunuz temizliği biliyoruz, Doğu Türkistan'da yapıyorsunuz, bunlara müsaade etmeyeceğiz.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)