GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6 Şubat Maraş depreminin üzerinden neredeyse sekiz ay geçti. Bir kez daha, yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum; depremde yakınlarını, arkadaşlarını, eşini dostunu, komşularını ve umudunu kaybedenlere sabır diliyorum.

İnsanların yaşamını, geleceğini, yılların emeğini yok eden maalesef ki afetler değil. Bir deprem ülkesi olmasına rağmen Türkiye'de gerekli önlemleri almayan ve almamakta direten, vergileri depremde değil depremlerin dışında her şeye harcayan, depreme dirençli kentler oluşturmayan ve toplanma alanlarını dahi imara açan bu iktidarın ta kendisidir. Yaşanan ve yaşanacak olan felaketlerin de sorumluluğu bu iktidarın boynundadır çünkü selleri, depremleri, yangınları, maden facialarını, kuraklığı ve iklim değişikliğinin yaratacağı tahribatı fıtratta arayan, kader olarak gören "Olması gerekiyordu ve oldu." diyen bu iktidarın ta kendisi ve zihniyetidir; toplumu da bu yalana inandıracaklarını, sorumluluklarını unutturacaklarını, işin içinden sıyrılabileceklerini düşünüyorlar ama ne yapsanız nafile, ne halk ne bizler ne de tarih sizleri hayırla anmayacak.

Değerli milletvekilleri, şimdi, Meclisten geçirmek istedikleri afet riski altındaki alanların dönüştürülmesine yönelik bir kanun teklifi var. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı marifetiyle rantsal dönüşümü sağlamak, sözde yargı süreçlerini hızlandırmak, rezerv alan ilan edilen her bölgeye keyfî uygulamanın yasal altyapısı düzenleniyor. AKP'nin politikaları için belki de en güzel söz "Balık baştan kokar." lafı olacak çünkü bugüne kadar yaptıkları ve icraatları, süsleyerek bize sunduklarının niyetini ortaya koyuyorlar. Peki, neler öngörülüyor, ne yapılmak isteniyor bu yasada? Yurttaşın, işçinin binbir emekle elde ettiği evini elinden alabilecekler. Yandaş müteahhit kârlı gördüğü yapılara, bölgelere musallat olabilecek. Krizi fırsata çevirip yargı süreçlerini hızlandırma adı altında plan, askı ve itiraz sürelerini indirebilecekler. Kolluk sermayedarın, inşaat firmalarının emri altına verilecek. Yoksulları kentin merkezinden kentin çeperlerine, kenarlarına yani görünmez yerlere gönderebilecekler. Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca yapılacak riskli yapı tespitinde konutların tahliye ve yıktırma masrafları artık ev sahiplerinden alınabilecek. Depremin yaşandığı kentlerde değeri yüksek ve özel mülk statüsündeki araziler bu yasayla ranta açılabilecek. Yıkılacak derecede riskli olan ve doğal afetlerin meydana geldiği alanlarda uygulama projesi aranmaksızın ihaleye çıkılabilecek. Yerel yönetimlerin kent içindeki yetkileri daha da kısıtlanmakta, Kentsel Dönüşüm Başkanlığına sınırsız yetkiler tanınmakta.

Sayın milletvekilleri, bakın, deprem bilimciler, jeologlar, uzmanlar, profesörler her gün bas bas bağırıyor televizyonlarda, görsel basınlda; İstanbul, Erzincan, Bingöl, Lice, Hakkâri, Balıkesir, Çanakkale, Bursa'da depremin beklendiğini belirtiyorlar, yaşanacak tahribatı hatırlatıyorlar. Amacım elbette ki dile getirdiğim bu bölgelerde yaşayan yurttaşları tedirgin etmek ya da korkutmak değil, bir an önce tedbir alınmasını ve yandaşı zengin etmek yerine önlem alınmasını sağlamaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şunu görmenizi istiyorum: Bu, Ape Emin, Mam Emin; Emin Soyal, 78 yaşında, yüzde 91 engelli raporuna sahip olan bir amcamız. Maalesef bir soruşturma kapsamında gözaltında alındı, ardından cezaevine gönderilerek tutuklandı. Raporda da bir sürü kronik hastalığının olduğu belirtildi. Yani kalp, göz, kulak, burun, boğaz, görme, işitme kronik hastalıklarına sahip olduğu belirtiliyor raporda. Bir an önce özel infaz uygulamalarının uygulanmasını istiyoruz, serbest bırakılmasını istiyoruz, evinde tedavi sürecinin başlatılmasını istiyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)