GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ekranları başında bizleri izleyen Türkiye halklarını saygıyla selamlıyorum.

Şu an üzerinde konuştuğumuz yasa değişikliğine kısaca rant ve servet transferinin resmîleştirilmesi diyebiliriz ki ben böyle diyorum. Bakın, bu teklif Komisyonda üç saat bile görüşülmedi, iki saat yedi dakikada geçti. Elimdeki kitapçıkta bakın, son bölümde Komisyona nasıl geldiği ve nasıl geçtiği yer alıyor. Karşılaştırmalı bir bölüm var fakat bu karşılaştırmalı bölüme ihtiyaç yokmuş. Neden ihtiyaç olmadığını da şöyle açıklayayım: Balta sallayıcının hınk deyicisi, Komisyonun MHP'li üyeleri dışında bu teklifi onaylayan yok. Teklif Komisyondan bir virgülü bile değişmeden geçmiş. Kitapçıkta 3 tane muhalefet şerhi var. Bu şerhlerde Anayasa'ya aykırılık anlatılmış, yargıya, hukuka dair aykırılık anlatılmış; sizin bir kulağınızdan içeri girememiş. Bakın, sizin bu şekilde bu yasada AYM tarafından iptal edilmiş maddeniz var 2014'te. Tabii ki, siz "AYM iptal edene kadar üç yıl geçer, şehirleri hallaç pamuğu gibi atarız." hesabındasınız.

2'nci maddenin gerekçesinde gördüğüm bir şey var: Savunmaya cevap ve cevaba cevap aşamalarını kaldırmanın ne kadar yararlı olduğu anlatılmış ama bu, şu aslında: Yargıyı, Meclis komisyonlarını ve Meclisin kendini getirdiğiniz hâle getirmek istiyorsunuz. Gerçi duruşma yapılabilir belki mahkemenin takdirine bağlı, öyle bir şekilde hazırlamışsınız. Bu yasa tam hayalinizdeki ülkeye göre; sizin açınızdan yasama, yürütme ve yargı arasındaki, yasalar bağlamındaki güçler ayrılığı ilkesinden kalan izler tamamen ortadan kaldırılması gereken teferruatlar.

Sevgili Gültan Kışanak ve sevgili Can Atalay, infazı yakılan onlarca tutsak, sizin teferruat olarak gördüğünüz, yasal haklarını kullanmalarını engellediğiniz insanlar bunlar, yargıya nasıl müdahale ettiğinizin de kanıtı ayrıca. Hedefiniz yargıya müdahale etmek değil artık, tamamen yönetmek, yasalarla adım adım buna gidiyorsunuz. Güçler birliği sizin ajandanız, "diktatör" deyince canınız sıkılmasın bu nedenle.

Çok ilginç maddeler var; yürütmeyi durdurmaya itiraz edilemiyor, istinaf süreci üç dakikaya düşürülüyor. Ya, böyle bir şey söyleyince "Hayır, iki ay." diye cevap verebilirsiniz, bu da mümkün, bayağı ciddiye alabilirsiniz yani böyle ironileri. Fakat madde 2'nin (k) 3'ünde daha müthiş bir şey var: Madde yürürlüğe girdiğinde daha önce açılmış davalara da uygulanacak. Oysa bir hukuk kuralı vardır; lehte olan uygulanır. Sanırım sadece sizin lehinize olanlar uygulanabiliyor.

Kanun teklifinizde rezerv alanlarının düzenlenmesiyle yerleşim yerlerinin rezerv alanı ilan edilebileceği, riskli yapıların yandaş şirketlerle tespit edileceği ama mülk sahibinin ödeyeceği, evinde olmayanın evine saldırılabileceği -ki Fetihtepe'de insanlar evlerindeydi- TOKİ'ye bedelsiz devir, yüzde 30'un idareye devri; ya, sayarken insanın içi kararıyor, benim karardı.

Mesela "Uzmanlarla çalıştık." diyorsunuz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gizli kapaklı çalışmalar yapmıştı, sanırım böyle bir şey bu da. Bir de bütün meslek odalarını dinledik diyorsunuz. Dinlemek, ciddiye alıp önerilerine göre düzenleme yapmak anlamına gelmiyor, güzel bir kelime oyunu. Hangi odaları dinlediniz, açıklarsanız biz de inanırız ki odalarla en azından görüşmüşsünüz.

Şimdiye kadar yaptıklarınız yapacaklarınızın da teminatı. Bu yasayla, yasa bu hâlde olmadan önce, bu değişiklikler olmadan önce halkın evine çöktünüz, kovdunuz, suçlu ilan ettiniz. Fetihtepe, Tozkoparan, Sulukule hâlâ bizim hafızamızda canlı. Yanlış anlaşılmasın, tek hedefiniz rant, çökme değil, bu sizi belirliyor ama tek başına değil. Kentsel dönüşüm hedeflediğiniz yerlerin başında kentlerin çeperlerine konuşlanmış kondulardaki işçiyi kovacaksınız oralardan; artık oralar kıymetli yerler, hak etmiyor işçiler. Yolu, suyu, elektriği olmayan dağ başlarına zorunlu göçle gelip yerleşmiş Kürtler; onlar da oraları hak etmiyorlar, onları da oralardan kovacaksınız. Siz, demografik yapıyı değiştirmek istiyorsunuz. Yine süreceksiniz işçiyi, Kürt'ü, size oy vermeyeni, baş eğmeyeni, teslim olmayanı dağıtmak istiyorsunuz. Rant, talan, çökme planlarınız için yıllardır size kentsel dönüşümün zararlarını anlatan ve yerinde dönüşüme çağıranlara da kulaklarınızı tıkıyorsunuz. Bu elbette sizin ayağınıza dolanır. (HEDEP sıralarından alkışlar)